İNSANLIK, GELECEĞİ İÇİN ORTAK AKILDA BULUŞMALI

Gündem 09.03.2025 - 21:39, Güncelleme: 09.03.2025 - 21:46
 

İNSANLIK, GELECEĞİ İÇİN ORTAK AKILDA BULUŞMALI

Son günlerde Suriye’de yaşananları ve Türkiye’nin Suriye politikasını ele alarak değerlendirmelerde bulundan Ferzan Özer, “Kim iktidarda olursa olsun, eğer devlet veya gruplar şiddeti ve öldürmeyi meşru bir araç olarak kullanıyorsa, sonuç hep insanlık trajedisi olur” dedi.
“İnanç, düşünce, fikir için insan insanı öldüremez.” Cümlesi, insani ve evrensel ahlaki bir prensibi ifade ediyor. Hiçbir ideoloji, din veya siyasi düşünce, bir insanın diğerini öldürmesini meşru kılamaz. Suriye’de Esad yönetimi döneminde yaşanan insan hakları ihlalleri, rejimin muhaliflere karşı sert ve acımasız yöntemler kullanmasıyla şekillendi. Sivil halkın bombalanması, kimyasal silah iddiaları ve faili meçhuller gibi olaylar uluslararası alanda büyük tepkilere neden oldu. Esad, iktidarını korumak için kendi halkına karşı savaşan bir lider olarak anıldı. (Biz de bu halka destek olacağız diye olumsuz payımızı aldık.) Ancak iktidar değişse bile, benzer şiddet olaylarının devam etmesi, meselenin sadece bir yönetim sorunu olmadığını, derinleşmiş bir çatışma kültürünün varlığını gösteriyor. Farklı dönemlerde farklı tarafların gerçekleştirdiği katliamlar, savaşın doğasının değişmediğini, sadece faillerin ve mağdurların yer değiştirdiğini ortaya koyuyor. Türkiye’nin Suriye’ye yönelik politikası da zaman içinde değişti. Esad dönemindeki katliamlara sert tepki veren Türkiye, zaman içinde önceliklerini değiştirdi ve daha çok kendi sınır güvenliği, mülteciler ve bölgesel istikrar üzerine odaklandı. Şu anda Suriye’de yaşanan yeni şiddet olaylarına tepkisiz kalması, önceliklerin değiştiğini ve diplomatik çıkarların ağır bastığını gösteriyor. (bakalım başımıza daha neler gelecek) Diyorum ki; kim iktidarda olursa olsun, eğer devlet veya gruplar şiddeti ve öldürmeyi meşru bir araç olarak kullanıyorsa, sonuç hep insanlık trajedisi olur. Suriye örneği, yönetim değişse bile şiddeti besleyen zihniyet değişmediğinde, gerçek bir barış sağlanamıyor. Yönetimler ve halk sağlıklı bir gelecek için ortak akılla hareket etmeli. Şiddet ve çirkef dilinden, davranışlarından uzaklaşmalı. BU SURİYE İLE SINIRLI KALMAZ. CAHİL ŞİDDET, CAHİL ÇİRKEF BULAŞICIDIR VE HIZLA HASTA EDER. Neden Atatürk’ ün Orta Doğu'dan uzak durun dediğini şimdi daha iyi anlıyoruz. Bu bağlamda Suriye'de Alevilere yapılan zulüm ve katliamları kınıyorum.
Son günlerde Suriye’de yaşananları ve Türkiye’nin Suriye politikasını ele alarak değerlendirmelerde bulundan Ferzan Özer, “Kim iktidarda olursa olsun, eğer devlet veya gruplar şiddeti ve öldürmeyi meşru bir araç olarak kullanıyorsa, sonuç hep insanlık trajedisi olur” dedi.

“İnanç, düşünce, fikir için insan insanı öldüremez.”

Cümlesi, insani ve evrensel ahlaki bir prensibi ifade ediyor. Hiçbir ideoloji, din veya siyasi düşünce, bir insanın diğerini öldürmesini meşru kılamaz.

Suriye’de Esad yönetimi döneminde yaşanan insan hakları ihlalleri, rejimin muhaliflere karşı sert ve acımasız yöntemler kullanmasıyla şekillendi.

Sivil halkın bombalanması, kimyasal silah iddiaları ve faili meçhuller gibi olaylar uluslararası alanda büyük tepkilere neden oldu.

Esad, iktidarını korumak için kendi halkına karşı savaşan bir lider olarak anıldı. (Biz de bu halka destek olacağız diye olumsuz payımızı aldık.)

Ancak iktidar değişse bile, benzer şiddet olaylarının devam etmesi, meselenin sadece bir yönetim sorunu olmadığını, derinleşmiş bir çatışma kültürünün varlığını gösteriyor.

Farklı dönemlerde farklı tarafların gerçekleştirdiği katliamlar, savaşın doğasının değişmediğini, sadece faillerin ve mağdurların yer değiştirdiğini ortaya koyuyor.

Türkiye’nin Suriye’ye yönelik politikası da zaman içinde değişti.

Esad dönemindeki katliamlara sert tepki veren Türkiye, zaman içinde önceliklerini değiştirdi ve daha çok kendi sınır güvenliği, mülteciler ve bölgesel istikrar üzerine odaklandı.

Şu anda Suriye’de yaşanan yeni şiddet olaylarına tepkisiz kalması, önceliklerin değiştiğini ve diplomatik çıkarların ağır bastığını gösteriyor. (bakalım başımıza daha neler gelecek)

Diyorum ki; kim iktidarda olursa olsun, eğer devlet veya gruplar şiddeti ve öldürmeyi meşru bir araç olarak kullanıyorsa, sonuç hep insanlık trajedisi olur.

Suriye örneği, yönetim değişse bile şiddeti besleyen zihniyet değişmediğinde, gerçek bir barış sağlanamıyor.

Yönetimler ve halk sağlıklı bir gelecek için ortak akılla hareket etmeli. Şiddet ve çirkef dilinden, davranışlarından uzaklaşmalı.

BU SURİYE İLE SINIRLI KALMAZ. CAHİL ŞİDDET, CAHİL ÇİRKEF BULAŞICIDIR VE HIZLA HASTA EDER.

Neden Atatürk’ ün Orta Doğu'dan uzak durun dediğini şimdi daha iyi anlıyoruz.

Bu bağlamda Suriye'de Alevilere yapılan zulüm ve katliamları kınıyorum.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yurt-haber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.