Akşener, Küçükkaya’nın sorularını yanıtladı
Akşener’in gündemi değerlendirdiği Çalar Saat programından satır başları şöyle:
BİZZAT YAŞAMASAK BİLMEZDİK
Dünyada salgını kontrol altına alan Güney Kore, hastanın kiminle temas ettiği ve 15 günde yapılan testlerle bu hastalığı aştı. Bizzat yaşamasaydık bilmezdik evdeki bir çalışanımızın hastalanmasından sonra biz kendimize test yaptırdık ama hastalığı atlatan çalışanımız test için tekrar çağırılmadı. Ülkemizde böyle bir açık var bu konuda ben buna Sağlık Bakanı’nın dikkatini çekmek istiyorum.
FOX TV NEFES ALDIĞIMIZ YER
Gazetecilere yapılan bu gözaltına almalara bir bütün olarak bakmak gerek. Bu prosedürü işletirken terör üzerinden işletmek özgür basını ortadan kaldırdı. Fox bizim için nefes alma yeri. Siz sadece muhalefete yer açmış bir yer değilsiniz, herkese fikrini söyleme fırsatını tanıyorsunuz. Bizim medya ile ilgili bütün tanımımız özgür medya üzerine olurdu. Özgür medyanın anlamı şu siyaset kurumunu canlı tutar yani sayın Erdoğan a da lazım. Siyasetçinin seçmeni ve vatandaşla olan iletişimini sağlar ve onu canlı tutar. Aslında siyaset kurumuna yarayan bir iştir. Vatandaşın haber alma hakkını sağlar. Bardağın %10’nu dolu değilse iktidar partisi kim yönetiyorsa iktidarın o %10’u da doldurmasının yollarının açılmasını sağlar. Bu yolu açtığı zaman siyasi rekabeti sağlar. Siyasi rekabet ise vatandaşın işine yarar.
PROPAGANDİST MEDYADA REKOR SAYIN ERDOĞAN VE EKİBİNE AİTTİR
Bu ülkede propagandist medyada rekor Sayın Erdoğan ve ekibine aittir. İş adamlarına medya kurumlarını aldırttı. Medya alanlarını doldurttu gazeteci müdürüne bağlı, müdür patrona, patron iktidara bağlı. Böyle bir sistem içerisinde hazır ol da her dediğini yapan ama bunun bir ötesinde de düğmeye basıldığında iftara atabilen, düğmeye basıldığında hakaret edebilen, düğmeye basıldığında her türlü çirkefliği yapabilen bir propaganda aracı haline döndü medya. Fox TV’ye yapılanı çok esefle ve üzüntüyle karşıladım, esefle ve şiddetle kınıyorum.
İNFAZ YASASINDA EN NET TAVRI BİZ KOYDUK
İnfaz yasasıyla ilgili olarak en net tavrı koyan parti biziz. İnfaz yasası ile ilgili olarak en başından beri dedik ki hangi çalışmayı meclise getireceksiniz bir açık şeffaf biçimde kamuoyuyla paylaşın biz önerilerimizi eleştirilerimizi iletelim ondan sonra mecliste görüşsün vatandaş bilsin nedir ne değildir.
Çocuk evliliklerine yönelik bir maddenin geleceğine dair bir şey ortaya atıldı. Sosyal medyadan ben bir açıklama yaptım. Beni linç ettiler, çirkin bir süreç başladı. MHP’nin Genel Başkan Yardımcıları, AKP’nin trolleriyle birlikte benim ölmüş anama kadar sövüldü. Dolayısıyla bu infaz yasasında böyle bir şeffaflık söz konusu olmadı. En küçük itiraza çok çirkin bir tavır konuldu. Bütün ceza yasasında eş üzerinden tanımlanmıştır, kadın konusu. Bir kadına eşi şiddet uyguladığında daha az ceza veriliyor. Şiddet uygulayanın kadın ile bir bağı yoksa normal ceza alıyor. Biz bununla ilgili teklif verdik “eş” üzerinden değil “kadın” üzerinden yer alsın diye; reddedildi.
Meslek haline getirilen suçlar diye bir kapsam var. Dolandırıcılık, rüşvet, kadın cinayeti, bu insanlar infaz yasası ile bu aftan faydalandılar. Rüşvetin eski düzende 4-12 yıl cezası var, 2 yıl 8 ay yatıyor çıkıyor. Yeni düzenlemede aynı kişi 1 yıl yatıyor çıkıyor. Bunun önüne geçmek için dedik ki, aldığı rüşveti iade etsin. Buda reddedildi. 1 yıl yatıyor 1 milyon alıyor.
Rize’de Fındıklı’da AK Parti İlçe Başkan Yardımcısı Gamze Pala diye bir kızımız canice öldürüldü. Bu yeni düzenleme ile bu katilin eşi olmadığı için sadece kadın olduğu için normal bir şiddet cezası verilecek; ağırlaştırılmış müebbet verilmeyecek. 36 yıl ceza alması gerekirken, 30 yıl ceza alacak, denetimli indirimle 9 yıl sonra aramızda olacak. Eş tanımı yerine kadın tanımı yapmış olsaydık ağırlaştırılmış müebbet alacaktı. Bu bir zihniyet meselesi.
Nerede kaybettik biliyor musunuz? Rize Ak Parti Belediye Başkanı Açılım süreci söz konusu olduğunda her Karadenizli bir Kürt kadınını ikinci eş olarak alsın, problem bitsin dedi. Bir Allah’ın kulu çıkıp sen ne diyorsun? Demedi. Ben meclis başkan vekiliydi o dönem en ağır eleştiren kişi bendim. Samsun Ak Parti İl Başkan Yardımcısı daha sonra bunu bir müftü daha sonra bir müdür yaptılar ve bu sözü tekrarladı “başı açık kadın perdesiz eve benzer ya kiralıktır ya satılık” Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın genelevde çalıştığına kadar geldi konu. Burada da gök kubbe inmedi. Bu sıra sıra hepimizin üzerine geldi. Türkiye bir sahtekarlar cenneti.
Sayın Sümeyye Erdoğan Bayraktar KADEM organizasyonunun içerisinde yönetim kurulunda ancak İstanbul sözleşmesi üzerinde bir gazetenin yazarları saldırdılar. Her şeyin hâkimi Sayın Erdoğan’ın kızının hem onun şahsı hem de İstanbul derneği inanılmaz çirkin suçlamalarla karşı karşıya kaldılar bir şey yapamadılar. Sayın Sümeyye Erdoğan Bayraktar geriye çekildi. Demem o ki Sayın Erdoğan bu çevreler tarafından kadın konusunda kontrol altında tutuluyor. Erdoğan’a sesleniyorum, Gamze Pala isimli kızımız konusunu dikkatine sunuyorum, bu konuya el koyması lazım. Bu zihniyet değişmeden ne cinayetler biter, ne şiddet biter. Bu bir bumerangdır herkesi vurur, ben vuruldum. Siyaset hayatımda bu zamana kadar, gençken bile böyle bir saldırıya rastlamadım ama şimdi bu bana yapıldı.
KOBİLER DESTEKLENMELİ
100 milyar TL’lik bir paket açıklandı. Bunun nakit kısmı düşük, genellikle kredilerin faizsiz yeniden yapılandırıldığı bir sistem üzerinden yapılan bir paketti. Bunun yeterli olmadığını söyledik. Ekonomi ve Kalkınma Başkanlığımızın yaptığı çalışmalara göre gayri safi millî hasılamızın yüzde 7-11 arasında bir yardım paketi açıklanması gerektiğini söyledik biz.
Stopajın alınmaması gerektiğini söyledik; berber lokanta kafe gibi 241 bin yer şu an da kapalı bunlara: “açın” denildiği zaman bunlar o sistemi sürdürebilecek mi?
Bunların içinde yevmiyeler var taksiciler tek çift plakaya düşünce ayda 10-11 güne düşüş çalışmaları bunları dile getirmemi istediler.
Bizim geniş manada baktığımızda 7-7 buçuk milyon işsizimiz var. Dar manada baktığımızda 4 buçuk milyon işsizimiz var. Şimdi 10 milyona yakında kayıtsız çalışan insanımız var. Yevmiye ile çalışanlar ne oldu bilmiyoruz.
Merkez Bankası yedek akçesi gitmiş, işsizlik fonunun 131 milyar TL'lik parasını ne olduğu belli değil. Varlık fonu var. Şimdi bunlar bizim paralarımız artı mücbir sebep sebebiyle kaynak söylüyorum. Ben şimdi mücbir sebep yönüyle Covid-19’dan dolayı bu yandaş müteahhitlere verilen müşteri garantisi ile olan ödemeleri, bu iş başımızdan gidince kadar yani rahatlayınca ya kadar Türkiye ödemelerini keserdim. Bunu söyledik biz valilerin başkanlığında, belediye başkanları ile birlikte bir kurul oluştur o şehirdeki hem Korona vakalarını takip edin, hem koordinasyonu öyle yapın ki bir de aynı yardımlar söz konusu oluyor bunlar da bir elden bir bütün olarak gitsin.
KRİZLER BÜTÜNCÜL OLARAK YÖNETİLMELİ
Sayın Soylu istifa etti, gerekçesi neydi. Denildi ki Soylu, sokağa çıkma yasağı ilan edildi, bu yasağı ilan etme nedeninin Erdoğan’ın talimatı olduğunu söyledi. İkinci açıklamasında yaşanan başarısızlığı sorumluluğunu üzerime alıyorum dedi istifa etti. Yani İçişleri Bakanı Sayın Soylu bu geçtiğimiz haftaki sokağa çıkma yasağı meselesinin son derece yanlış bir iş olduğunu ifade etti ve o sorumluluk sebebiyle bu yanlışla sorumluluğunu ben alıyorum diyerek istifa etti. Bu bir kriz, bu krizi parça parça yönetiyorlar sizin de ifade ettiğiniz gibi bir kriz oluyor; o kriz yönetilemediği için ikinci bir krize sebep oluyor. Halbuki bütüncül bir manada olması lazım. Yani Güney Kore örneğine bakılsın, Japonya örneğine bakılsın, Almanya örneği ne bakılsın. Yapılanlar hep zaman geçtikten sonra yapılıyor. Bu sistemin başında Sağlık Bakanı olmalı ve İçişleri Bakanlığı zaten içinde yer alacak. Adalet Bakanlığı yer alacak. Tarım Bakanlığı yer alacak. Hatta Dışişleri Bakanı da yer alacak. Ama burada enteresan bir şey var siyaset iletişiminin dışına çıkamadı arkadaşlar.
ÜMİT ÖZDAĞ FEZLEKESİ
Nereden baksanız vahim. MİT bütün ülkelerin en gizlediği elamanını, yöneticilerinin fotoğrafının bulunmadığı kurumlardır. Bir cenaze töreni yapılıyor, siyasi parti temsilcileri davet ediliyor. Yani ortaya çıkıyor. Sayın Ümit Özdağ bunun üzerine Meclis’te konuşuyor. Murat Ağırel ve Barış’lar da haberini yapıyor. Gazeteci arkadaşların hapse atılması ve Sayın Özdağ hakkındaki fezleke de MİT için büyük sorun demektir. Sayın Özdağ bizim arkadaşımız, bir aile ferdimiz. 2016 yılında da benimle ilgili bir dosya açılmış hala duruyor orada ama Sayın Özdağ’ınki de dahil sizinki de dahil olmak üzere bu gazetecilerin içeri alınması da dahil hepsi gözdağı verip korkutmak amaçlı. Buradan da sonuç alınamaz.
TARIM DESTEKLENMELİ
Kayıtlı borçlu çiftçinin 2.100.000 TL civarında borçları var. Gıda o kadar önemli ki şimdi Mart, Nisan, Mayıs endüstriyel bitkilerin ekim tarihleri. Rize'de Karadeniz Bölgesi'nde Trabzon'da, Giresun'da, Ordu'da fındık artık toplanması gerekecek. Bunlar hep geçici mevsimsel işçi ile yapılan işlerde, bunların durumu ne olacak? Burada bir planlama yok. Ekme biçme işlemleri ile ilgili yaş ortalaması 51 olan bir sistemde tarlaya bu insanlar gidip nasıl ekip nasıl çekecekler? Bununla ilgili bir bilgi yok. Buğday ithalatı yapılıyordu. Ukrayna ve ağırlıklı olarak Rusya'dan bu Corona’dan sonra acaba biz buğday ithalatı bu ülkelerden yapabilecek miyiz? Kanada'dan mercimek nohut ithal ediliyordu saman ithal ediyoruz bütün bunları yapabilecek miyiz? Hayvancılık ve gıda konusu salgından sonra en çok dikkat edilmesi gereken alandır. Tarımın özendirilmesi lazım, gıdaya erişimin çok önemsenmesi lazım. Tarıma üretim anlayışı içerisinde bakılması lazım. Gençlerin tarımda yer almasının sağlanması lazım. Tarımı stratejik bir sektör olarak, alan olarak görmemiz gerekiyor.
SALGINLA MÜCADELEDE KADIN LİDERLER NEDEN DAHA BAŞARILI
Annelik içgüdüsü bütün kadınlarda var. Kadın yöneticiler bir süre sonra etrafındakileri ve yönettiği kesimi evlat gibi görüyor bu korumaya yöneliktir. Dikkatli ve detaycıdır kadınlar. Kadının önceliği başarıdır. Dünyadaki kadın liderlerin salgını iyi yönetebilmesinin başında bunlar geliyor. Vatandaşlarını ailesinin bir ferdi olarak görüyor, öncelik sıralarında başarmak var. Bizim öncelik sıramızda siyasi iletişim en önde ve kibir son derece yüksek. Erdoğan saraya girdikten sonra vatandaştan kopmak gibi çok net bir sonuç oldu.