Haydar Baş’a görkemli anma...
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP), kurucusu Prof. Dr. Haydar Baş için vefatının ikinci yıl dönümü olan 14 Nisan’da tüm Türkiye ve yurtdışında birçok ülkede anma programları düzenledi. Anma etkinlikleri Prof. Dr. Haydar Baş’ın Trabzon Akçaabat’taki kabrinde başladı. BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş’ın ziyaret edip dua ettiği Prof. Dr. Haydar Baş’ın Akçaabat’taki kabrinde, gün boyu hatimler okundu, dualar edildi.
İftar sonrasında ise BTP teşkilatlarının organizasyonuyla tüm Türkiye’de eş zamanlı olarak Haydar Baş’ı anma programları düzenlendi. Almanya, Hollanda, Fransa, Danimarka, KKTC, Azerbaycan, Tataristan ve Rusya gibi birçok ülkede de gerçekleştirilen anma programları, Meltem Medya Grup televizyonlarından ortak yayınla canlı olarak izleyiciye aktarıldı. Hafta içi olmasına rağmen yoğun katılımın olduğu programlar saygı duruşu, İstiklal Marşı ve Kuran-ı Kerim ile başladı. Türkiye ve yurt dışındaki anma etkinliklerinde söz alan konuşmacılar çeşitli yönleriyle Prof. Dr. Haydar Baş’ı anlattılar. Duygu dolu anların yaşandığı konuşmaların ardından Prof. Dr. Haydar Baş’ın konuşmalarından oluşan bir sinevizyon gösterimi yapıldı.
‘Siyaset tarihinde bir ilk’
BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, İstanbul’da düzenlenen anma programına katıldı. Programında sonunda yaptığı konuşmada, “Türkiye'nin her yerinde aynı anda bu anma programını icra ediyoruz. Bu siyaset tarihinde bir ilk” diyen Hüseyin Baş şöyle devam etti: “Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, Hakk'a (c.c.) yürüdüğü 10 Kasım günü bütün Türkiye'de eş zamanlı olarak anılır. O’nun yanına babam, Hacı Bektaş-ı Veli'yi ‘Anadolu'nun manevi genelkurmay başkanı’ diye anlatırdı, bence de Anadolu'nun manevi cumhurbaşkanı olan Haydar Hoca da 14 Nisan günü Türkiye'nin her yerinde anılıyor ve anlatılıyor. Bu bizim için bir şereftir, bu bizim varlığımızı anlamlandıran bir vesiledir.”
‘Birlik olamazsak elimizde vatan kalmaz’
Prof. Dr. Haydar Baş’ın üzerinde en çok durduğu meselenin birlik ve beraberlik olduğunu ifade eden Hüseyin Baş, “Babamın üzerinde sürekli üzerinde durduğu konu birlik ve beraberlikti. İnançta birlik, fikirde birlik, yürüyüşte birlik, davada birlik, her anlamda birlik ve beraberlik... Bunu Türkiye'yi etnik anlamda ayrıştırmaya çalışanlara karşı ortaya koydu, ‘Kürt’müş, Türk’müş, Laz’mış, Çerkez’miş… Biz hepimiz kardeşiz’ dedi. Hakikaten öyle değil mi? Biz her zaman birilerinin fitnesiyle kavga ettirilmedik mi? Bizim ne zaman birbirimizden farkımız oldu? Ne zaman birbirimizi rencide eden bir tavrımız oldu? Hiçbir zaman olmadı, ama bize her zaman fitneyi saldılar. Haydar Hoca, ‘Bir olacağız, beraber olacağız’ dedi. Bizim kıblemiz bir, inancımız bir, kitabımız bir... Bu birlik ve beraberliği mezhepler üzerinden de yıkmaya çalıştılar. Haydar Hoca bunun da önüne geçti. Hâlbuki hepimiz o tek olan Allah'a inandık ve O'nun Resulü Hz. Muhammed'in (SAV) anlattığı dini yaşamaya çalıştık. Dolayısıyla biz bu birliği ve beraberliği de temin etmek için çalışacağız, çabalayacağız. Ne kadar çalışacağız? Son nefesimize kadar çalışacağız. Aksi halde elimizde vatan diye bir şey kalmayacağını Haydar Hoca söyledi ve bugün bunu yaşıyoruz. Aksi halde çocuklarımıza bırakabileceğimiz bir toprağımız olmayacağını bugün gözlemliyoruz” dedi.
‘Haydar Baş’ın yolundan giden yanlış yapmaz’
Herkesin bir ve beraber olduğu, kardeş olduğu bir ortam oluşturacaklarını ifade eden BTP lideri Baş, “Bunu oluşturabilecek özveri de emin olun bir tek Bağımsız Türkiye Partisi kadrosunda var. Niye biliyor musunuz?” diye sordu ve şunları söyledi: “Siyaset sahnesinden binlerce insan geldi geçti. Her giden siyasetçinin arkasından iki-üç gün övgüler dizildi, ama aradan aylar yıllar geçince, 'Bak bu siyasetçi böyle yapmıştı, bakın bu adamı iyi bilirsiniz, ama şununla şöyle hareketleri var, FETÖ ile fotoğrafı çıktı, şu gazetede demeci çıktı’ diye hikâyelerini okursunuz. Sadece Haydar Hoca’nın hayatını didik didik arayın, şu vatana ve millete bir tek yanlışını bulamazsınız. Çünkü O bütün hayatını bu vatanın birliği ve beraberliği için yaşamış bir insandı. Bu insanın izinden gidersek emin olun ne bir yanlışın içinde oluruz, ne bu vatana millete zarar vermek isteyen herhangi bir fitne grubunun oyununa geliriz, hepsi bizim önümüze aşikâr olur. Siz Haydar Hocanın anlattıklarını dinleyin, yazdıklarını okuyun bunu göreceksiniz.”
‘Bu dava kıyamete kadar ayakta kalacak’
“Bu öyle bir kutlu yoldur ki sizinle ve benimle kaim değildir” diyen BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, “Bu dava, bu inanç kıyamete kadar ayakta kalacaktır. Bunu O'nu okuduğunuzda anlarsınız. Milli Ekonomi Modeli'ni açın okuyun, bir insanın kitabında yazdığını dünyadaki diğer bütün insanlar 20 sene sonra, ‘50 yıl sonra bunlar olabilir’ diye konuşur mu? Yüzlerce yıla ışık tutan düşünceler, fikirler, yüzlerce yıl sonranın sorunlarını ortaya koyan düşünceler, bakış açıları ve çözümler... Bu olağanüstü bir şey! İşte onu okuduğunuz zaman O'nun söylediklerinin nereden geldiğini de anlarsınız. Biz bunu yaptığımız sürece bu ülkeye hiç kimse zarar veremeyecek” dedi.
‘BTP kadroları bu vatanın sigortasıdır’
BTP kadrolarının bu ülkenin sigortası olduğunu belirten Hüseyin Baş, “Önümüzde seçim var. Seçim barajı ile ilgili yeni düzenlemeler getirildi. Benim baraj derdim yok. Yıllarca bize yüzde 1 oy verdiler, yine yüzde 1 oy verseler 500 bin insan yapar. BTP’ye oy veren o 500 bin insan, bu vatanın yılmaz bekçisidir. 500 bin Türkoğlu Türk bütün dünyaya kafa tutar, hiç kimse bu ülkeye zarar veremez. Haydar Hoca’nın yetiştirdiği Bağımsız Türkiye Partisi kadroları bu vatanın sigortasıdır, Bağımsız Türkiye Partisi kadroları bu vatanın garantörleridir, bu milletin yılmaz savunucularıdır, Atatürk'ü son nefesine kadar anlatacak insanlardır” dedi.
‘Haydar Baş dediğini ispat eden adamdı’
Konuşmasında, “Bu ülkedeki en büyük sorunlardan birinin her zaman milletin kandırılması olduğunu söyleyen BTP lideri Hüseyin Baş, “Bizi her zaman kandırdılar. Olmayan şeyleri öyleymiş gibi önümüze serdiler. Babam şöyle bir adamdı; Bir şey anlattığı zaman arkasından da ispat ederdi. Sana 'Bak evladım Tevhid’in merkezi Ehl-i Beyt'tir’ derdi ve bu cümlenin üzerine 15 tane kitap yazardı. Atatürk derdi üzerine bin sayfalık Hoş Geldin Atatürk kitabı yazardı. Atatürk bize sanki dinden uzak bir adam gibi anlatıldı. Oysa gerçek İslam'ı yaşayabileceğimiz ortamı bize bırakan Atatürk'tü. Bize düşen Haydar Baş Hoca’nın anlattıklarını anlamaktır, O'nun fikirlerini ortaya koymak ve bütün insanlara ulaştırmaktır. Bunu yaptığımız vakit göreceksiniz ki etrafımızda güller açmış, göreceksiniz ki herkes vatanpervermiş, sen güzel güzel anlattığında her gün kavga ettiğin komşun göreceksin ki senden önce cepheye koşacak adammış. Bize düşen bunu anlatabilmektir. Bu davayı, bu inancı bilen, paylaşan kadrolar olarak hep birlikte el ele vereceğiz. Abilerimiz gençlerimize sahip çıkacak, gençler abilerimizin, ablalarımızın eli ayağı olacak ve hep birlikte bu davayı, bu fikri iktidara taşıyacağız. Niçin? Türkiye için, Atatürk için, Haydar Hocaya verdiğimiz söz için” dedi.