CHP’li Hakverdi, “TÜİK verilerine göre, 2021 yılı sonu itibari ile Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) yıllık 36.08, Yurtiçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) yıllık 79.89 olarak açıklanmıştır.  (https://data.tuik.gov.tr/Kategori/GetKategori?p=Enflasyon-ve-Fiyat-106) Öte yandan 30 Aralık 2019 tarihinde, Resmî Gazete'de yayımlanmış olan 1592 sayılı  Cumhurbaşkanlığı kararnamesi gereğince; SGK primi ve vergi borcu gecikme faiz oranı yıllık 19.2 olarak belirlenmiş, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanarak 27/11/2021 tarihli ve 31672 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 533) uyarınca ,2022 yılı için yeniden değerleme oranı  36.20 olarak açıklanmıştır.” ifadelerini kullandı.

KEPÇE İLE ALIYOR, KAŞIK İLE VERİYOR

Hakverdi, “Bu yüksek faiz ve gecikme zammı uygulamalarına rağmen; vatandaşın kamudan olan alacağına uygulanan faiz oranı çok uzun süredir ve halen 9 olarak uygulanmakta olup, özellikle dava konusu edilen uyuşmazlıkların çok uzun yıllar sürdüğü ve alacağın doğduğu tarih ile ödendiği tarih arasında geçen bu zamanda, alım gücünün çok yüksek miktarda eridiği görülmektedir..” dedi.

FAİZ ORANLARINDAKİ ADALETSİZLİK ORTADAN KALDIRILMALI, DEVLET ÖDEDİĞİ FAİZ ORANINDAN FAZLASINI ALMAMALIDIR

Son olarak Hakverdi, “Faiz oranlarındaki bu adaletsizliğin önüne geçilmelidir. İktidar ödediği faizden fazlasını alarak, vatandaşlarımız daha fazla mağdur edilmemelidir.” açıklamasında bulundu.

Hakverdi,  TBMM Başkanlığı’na sunduğu soru önergesinde şu sorulara yer verdi:

1-Yasal faiz oranı, hangi kurum tarafından, hangi usul ve yöntemle belirlenmektedir?

2-TÜİK verilerine göre Yıllık enflasyon oranının 36.20, kamu alacağı gecikme zam oranının 19.20, yeniden değerleme oranının 36,20 olduğu nazara alındığında, kamunun vatandaşa olan borcunun 9 üzerinden nemalandırılması normal midir?

3-Vatadaşın kamuya olan borcu ile kamudan olan alacağının aynı miktarda nemalandırılması ve gecikme zammının eşitlenmesi konusunda bir çalışmanız var mıdır?