Salih Doğan: Bakırköy bir dünya metropoliteni olacak!

Yeniden Refah Partisi Bakırköy Belediye Başkan Adayı Salih Doğan, bilimsellikten yana, insana saygı ve sevgiyle yaklaşan, marka şehir konsepti üzerine çalışmış ve yenilikçi bir anlayışı benimseyen bir Bakırköylü olarak aday olduğunu söyleyerek açıklamalarda bulundu. Ana hedeflerinin; Bakırköy'ün geleceği için ekosistem güvenliğinin artırılması, doğal çevrenin korunması ve yenilenmesi, kirliliğin azaltılması, afetlere dayanıklı yapılar inşa edilmesi ve toplumun eğitim ve katılımının teşvik edilmesi olarak sıraladı. Bakırköylülerin Cumhuriyetin temel değerlerine bağlı, sanata duyarlı ve semtlilik bilinciyle özel bir kültüre sahip olduğunu söyleyen Doğan, siyasetin temel probleminin, vatandaşın sesine sağırlık olduğunu düşündüğünü ifade etti.

Bakırköy’de işin kupon belediyeciliğine dönüştüğünü ifade eden Doğan, “Ceketimi koysam kazanır mantığı var. Oysa insan bu kadar değersiz mi. Bugüne kadar Bakırköy'de CHP kazandı da ne yaptı? Denenmişi denemenin bir anlamı yoktur. Sosyolojinin kuralıdır bozan yapamaz. Biz yaparız. Çünkü bilgimiz ve tecrübemiz var. Belediyecilikten geliyoruz” dedi.

Hiçbir bilimselliği yok

Bakırköy’ün en büyük sorununun kentsel dönüşüm olduğunu vurgulayarak, ada bazlı kentsel dönüşüm planlarıyla, otoparkı, sosyal ve yeşil alanlarıyla yaşanabilir bir şehir inşa edilebileceğini söyleyen Salih Doğan, “Bakırköy'ün kentsel dönüşüm gibi olmazsa olmaz bir sorunu var. Belediyenin kendisine ait şirketini KİPTAŞ gibi yeniden işlevselleştirerek işe başlayacağız. Çözüm ortağı olarak platform ve STK’larla birlikte Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve İBB’yi de sürece katarak Bakırköylünün lehine olacak şekilde ada bazlı dönüşüm planlarıyla otoparkı, sosyal donatı ve yeşil alanlarıyla dönüşüm sorununu çözmek istiyoruz. Yapı stoku yaşlı ilçemizde acil yıkılması gereken binalarımız var. Şu bir gerçek ki, hiç bir ilçe belediyenin dönüşümü tek başına çözme şansı yok. O yüzden de, ‘o kadar veririm bu kadar veririm’ ile bu iş olmaz. Rant değerleri farklı. Adalet sistemi yok. Sahile vermiş 20 kat. İçeriye 1 kat vermiyor. Kat verilmesi de problemi çözmez. Peki 40 yıl sonra ne olacak. Şu anda verilenlerle zaten nüfus yüzde 40 arttırılıyor. Bizim 40 bin nüfuslu mahallelerimiz var. Bu kadar insanın evini yıkmak, deplasesini sağlamak, istihdam etmek yahut istihdamlarını sürdürmelerine aracı olmak. Bunların hepsi kendi alanında ayrı ve büyük işler. Dolayısı ile bunların hiçbirinin gerçekliği de bilimselliği yok” dedi.

Belediye kadrolarından geliyorum

1994’de İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştirak şirketi Kültür A.Ş’de göreve başladığını, 7 yıl Yerebatan Sarnıcı Müdürlüğü, 8 yıl Kültürel Mekanlar Müdürlüğü yaptıktan sonra 2009 yılında Panorama 1453 Tarih Müzesi ve Topkapı Türk Dünyası Etnografik Müze Evleri kurucu Müdürlüğü ve Tekfur Sarayı Müzesi Müdürü olarak 10 yıl yöneticilik yaptığını belirten Salih Doğan, Cerrahpaşa Tıp Tarihi Müzesi’nin birinci katını tefriş ettikten sonra 2019’da görevden ayrıldığını belirtti. Müzecilik, kültürel miras konferansları ve gezi yazarlığı yanında kültür sanat çalışmalarına devam ettiğini söyleyen Doğan, ayrıca resim ve fotoğraf çalışmalarını da eş zamanlı sürdürdüğünü, ulusal ve uluslararası birçok sergiye katıldığını, halen Uluslararası Panorama Konseyi Danışma Kurulu, Türk Dünyası Vakfı Yönetim Kurulu, İpek Yolu Müzeciler Birliği, Üniversite Müzeleri Platformu üyesi olarak çalışmalarına devam ettiğini ifade etti. Belediyeciliği çok iyi bildiğini çünkü belediye kadrolarından geldiğini söyleyerek konuşmasını sürdüren Doğan, “Belediyeciliği hiç bilmeyen insanın öğreneceği sürede ben işe başlar bitiririm. Mevzuat nedir, kamu yasası nedir, ihale nedir bilirim” diye konuştu.

Cazibe merkezi olacak

“Bir kültür yöneticisi ve kültür adamı olarak Bakırköy'ü önce İstanbul’un bir cazibe noktası, kültür ve sanatın kalbinin attığı bir merkez haline getirmeyi devamında da dünya metropolü yapmak istiyorum. Bu da kültür, sanat ve turizmle olur” diyen Doğan, “Bakırköy’ün tiyatrosu İstanbul’un en büyük ikinci tiyatrosu ancak kendine özgü özerk bir yapısı da yok, yönetimi de. Sanatçılar kendi repertuarlarını belirleyemiyor. Burayı sanatçılarla birlikte yöneteceğiz. Resimden sempozyuma, sergilere kadar elden geçirecek, kültürel mirasını ortaya çıkaracak, Ermenisinden, Yahudisine, Rumundan, Süryanisine Türkiye'nin her iline kadar yaşayan kültürünü sergileyeceğiz. Kültürel formları ve yapılarıyla gelecek kuşaklara taşıyacak projeler üretecek, yaşayan insan hazinelerini ortaya çıkaracağız. Örneğin, uluslararası düzeyde sanatçıların buraya gelip sergi açabilecekleri sanat galerisi ve müzik müzesi projelerimiz var. Kültür konser salonu projemiz var. Müzik Müzesi’ne bağışlanacak enstrümanlarımız bile hazır. Hepsi bağış yoluyla belediyenin cebinden bir kuruş çıkmadan yapacağımız projeler” ifadelerini kullandı.

Restorasyon yapacağız

Kültürel miras odaları yapacaklarını açıklayan Salih Doğan, “Fildamı’ndan Taş Köprü’ye, Bezeyan Okulundan (Basat’ın binası) Ermeni Mezarlığına, Osmanlının eserlerinden Cumhuriyete kadar çok önemli bir kültürel mirasımız var. Bunları yeniden işlevselleştirecek, restorasyonlarını yapacağız. İstanbul’a gelen yıllık 20 milyon turistin en azından 10 milyonunu buraya getirmek hedefimiz var. Bakırköy’ün MÖ.300 yılına dayanan geçmişiyle Konstantin tarafından sahifeye yeri olarak yapılmış Makriköy’den başlayan bir süreci var. 1950'lerde başlayan çarpık kentleşme Bakırköy’ü çok kötü duruma getirmiş. Benim tüm amacım kentsel dönüşüm, çevre, otopark, trafik problemi ve ilçemizde artık suç üretir hale gelmiş parklarımızı düzenledikten sonra, her mahalleye kreş, oyun alanları, çöp konteynerlerini yer altına taşımak sonrasında Bakırköy'ü dünya metropolleri arasına sokmak” dedi.

HATIRALARI YAŞATACAĞIZ

“Bakırköylülerin hatıralarını yaşatacağız” diyen Salih Doğan, “Tarık Akan’ın Güneş Plajı’nda kabin görevlisi olduğunu kimse bilmiyor. Şarkılara konu olmuş, filmlere sahne olmuş bir çok yer Bakırköyümüzde. Tüm bu nostaljiler yok oldu. Her yerde çarpık kentleşme, yapılaşma. Turizm denince Bakırköydeki 7 AVM’den bahsediliyor. Buralara gelenler turist değil Arap. Bunlar alışverişçi. Asıl turist kültürel miras seyircileridir, parayı da onlar bırakır. Turizmden korkmamak lazım. Sultanahmet'e gelen yüzlerce otobüsün neden 5’i,10’u buraya gelmesin. Fildamı ne durumda bilmiyoruz. Taş Köprü, pazar alanları mezbelelik durumda. Kapalı Pazar Alanı’nı da işlevli bir hale getireceğiz. Haftanın bir günü İstanbul’un hatta dünyanın en büyük antika pazarını kurabiliriz. Düşen ekonomik şartları da göze alırsak, hem israfı önlemek hem de daralan ekonomide ikinci el pazarlarını oluşturabiliriz. Dünyanın her yerinde antika ve ikinci el ürün pazarı var. 10 sene sonra siyah beyaz fotoğrafları da bulamayacağız. Bununla ilgili bir sürü bağışçı buldum. Bakırköy kendi değerleri olan bir ilçe. Burada yapılması gereken şey ahlaklı belediyecilik. Hortumları kesmek, hırsızlığı kesmek, israfı önlemek. Dünyanın reçetesi budur. Bu Erbakan döneminde yapıldı. Buradaki ahlak etik değerler. Verilen oy’a layık olmaktır. Bakırköy rahat yönetilecek bir ilçe. Kimseden korkmadan, yerel basınla, sanatçı buluşmalarıyla, atölye çalışmalarıyla, dijital kentleşme ile Bakırköy ayağa kalkar” diye konuştu.

TURİZM DENİLİNCE AKLA 7 AVM GELİYOR!

CHP’nin adayı Ayşegül Ovalıoğlu’nu takip ettiğini, iyi ve saygın bir mesleği olduğunu ancak yöneticiliğin farklı bir iş olduğunu belirterek konuşmasını sürdüren Salih Doğan, “Yönetmek ve denetlemek zor şeydir. Tecrübeli olmak çok önemli. Bunları öğrenmek uygulamak uzun bir zaman ister” dedi. “İklim problemini çözmüş kentler zirvesine üye olacağız” diyen Doğan, “Yoğun yağış alan mevsimlerde suyu yağmur hasadı yapıp toplayacak, bunları park bahçelerde kullanacak, böylece hem kaynak üretmiş hem de israf etmemiş olacağız. Medeni ülkelerde ve eskiden sarnıçlarda olduğu gibi gerekirse evlerimizin çatılarında bu sistemi kullanarak atık sularımızı değerlendirebiliriz. Su çok değerli. Yağmur yağmazsa barajlarımızda su kalmıyor. Bunların hepsinin projeleri hazır. İBB Başkan adayımız her ilçeye görüntüleme merkezi projesi var. Özellikle spor alanında öğrencilerimiz ve gençlerimizle ilgili ciddi projelerimiz var. Atatürk ne diyor. “Sanatsız kalan bir milletin, hayat damarlarından biri kopmuş demektir.” Leyla Gencer’in tarihi 10 yıl ama yıkılıyor. Baruthane-i Amire çok önemli bir miras. Bizim Fildamımız var. Dünyada kimsenin elde edemeyeceği kültürel miras. Bu kadar değere sahibiz turizm denince akla 7 AVM geliyor. İlçemizde üniversitelerimiz var. Birlikte neler yapabiliriz. Üniversitenin kente bir katkısı olmalı. Bir devlet üniversitesi de talep etmeliyiz ilçemize. Galeria bomboş ve atıl bir durumda. Buda bir milli servettir” ifadelerini kullandı.

KÜLTÜREL MİRAS OKULU AÇACAĞIZ

Ekosistem projesinin olduğunu belirten Salih Doğan, “Güneş, hava ve suyun ilişkisi sürdürülebilir olmak zorundadır. Bunlar olmazsa olmaz. Temiz hava koridorları bir şehre giren temiz havadır ama binalar havayı kesiyor. Hava kirliliği artıyor. Yaşanabilirlilik yaşamla iç içe olmalı. Afetler en önemli konu. Afet risk planımız var. İzolatörsüz bina olmayacak. Herkesin sorumlulukları olacak. Projelerimizden biri de kıyı şeridi güvenliği. Bakırköy bir sahil kenti. Ulaşım aksları yönünden şanlı bir ilçe ama deniz ulaşımının da aktif kullanılması gerekiyor. Olası deprem senaryosunda deniz yolunu kullanmamız lazım. Kıyı yönetimi dünyada bir sistem ve bunu hayata getirmeliyiz. Kültürel Miras okulu açacağız. Bir akademi açacağız. Bir enstitü tabanı olacak. Burayı betonlaştırarak olmaz. Üreticisi olmadığımız halde bizim bir Türk kahvemiz var bizim. Pişirme tekniği ve sunumu ile bir seremoni olan kahve kültürümüz var. Osmanlıda buna törensellik katılmış. Köpüğü olacak, telvesi olacak, ikramı olacak yanında lokumu olacak. Bu başka bir ülkede yok. Pişirme tekniği ve sunumu ile Unesco Kültür Mirası Listesine bir iz düşmüşüz. Turist deneyimlememiş ama biliyor ve gelip içiyor. Bir kahvenin 40 yıl hatırının olması da toplumsal bir otokontrol sistemi. İnsanları medeni yapan teknoloji değil, kültürel mirastır. Dünyanın en fakir ama en itibarlı ülkelerinden biriyiz. Dünyanın pek çok ülkesini gezdim. Medeniyetimizden, atalarımızdan, mimarimizden, musikimiz ve edebiyatımızdan dolayı gittiğim her yerde saygı gördüm. Tüm çalışmalarımı bu çerçevede şehir plancıları, ulaşım uzmanları, kültür ve sanat insanlarıyla istişareler yaparak, uzmanlarıyla projelendirdim. Yeter ki halk istesin. Bakırköy bir dünya ülkesi olsun.” dedi.