DR. İLKNUR TÜRKOĞLU’NUN İKİNCİ KİTABI ÇIKTI
Arkeolog ve Kentsel Gelişim Uzmanı Öğretim Görevlisi Dr. İlknur Türkoğlu ile bilimsel bir yayın olan ilk kitabı ‘Arkeolojik Küçük Buluntu Çizim Teknikleri’nden başlayarak, ikinci kitabı Kırmızı Yalı’yı ve devamında yazmaya olan ilgilisini ve sevgisini konuştuk. İşte Türkoğlu ile yaptığımız söyleşi…
Soru: Bu yayınlanan ikinci kitabınız. İlki 2020 yılında yayınlanan bilimsel bir kitap olan Arkeolojik Küçük Buluntu Çizim Teknikleri isimli kitabınızdı ve üniversitelerde ders kitabı olarak okutuluyor. Biz sizi akademisyen ve aktivist olarak tanıyoruz. Yazma hikayenizi kısaca anlatır mısınız?
Cevap: Aslında kendimi bildim bileli yazıyorum. 11 yaşımdan itibaren günlük yazmaya başladım. Neden ve nasıl başladığımı hatırlamıyorum ama o yıldan itibaren kesintisiz ve uzun uzun yazdım. Yine o yaşlardan itibaren hiç durmadan okudum. Yaşadığım bütün sıkıntıları yazarak ve okuyarak atlattım. Şimdi yeni yeni yazmanın iyileştirici etkisinden bahsediyor uzmanlar. Ben daha o yıllarda bunu keşfetmiştim. Daha sonraki yıllarda, akademik hayata atılınca daha çok bilimsel yayınlar yazdım, makaleler, kitap bölümleri gibi. Sonra bir gün dedim ki kendi kendime, bundan 20 yıl sonra ne yapmış olmayı isterim. Aklıma tek bir cevap geldi: Kitaplarım olmalıydı.
Soru: Peki yazma konusunda ayrıca bir eğitim aldınız mı?
Cevap: Şimdi adını hatırlamadığım bir yazar "Sürekli okursanız bir gün zaten yazar olursunuz." demişti. Tabii ki bu kadar basit değil ama okuduklarım ve daha sonra yazdığım bilimsel yayınlar beni yazma konusunda çok geliştirdi.
Edebiyat alanında yazmaya başlayınca, yazma becerimi nasıl doğru yönde geliştirebileceğimi düşündüm. Yazmak bir yetenek mi yoksa öğrenilen bir beceri mi diye sorguladım. Pandemi döneminde bir öykü atölyesine katıldım. Hem çok şey öğrendim, hem de yazmaktan çok keyif aldığımın farkına vardım. O atölyede yazdıklarımız 8 Mart Kadınlar gününde yayınlandı. Daha sonra Neoskola eğitimlerinde ünlü yazarımız Mario Levi'nin yazma atölyesini takip ettim. Huzur içinde uyusun, yazma konusundaki çekincelerimin cevaplarını onun derslerinde buldum ve daha bir cesaretle yazmaya başladım. Son olarak da başarılı öykü yazarı İsa Balcı öykü yazma konusunda bana hocalık yaptı ve onun yol göstericiliğinde öyküler yazmaya devam ettim.
Soru: Peki Kırmızı Yalı kitabını yazma serüveninizi sormak isterim.
Cevap: Kırmızı Yalı kitabı uzun yıllar önce yazmaya başladığım, bazen yazmaktan vazgeçtiğim, tekrar tekrar şekillendirdiğim bir metin. Bu kitabı yazmak istiyordum çünkü artık ne Halet hocam ne de eşi Nail bey hayattaydı. Yıllarca onlarla birlikte zaman geçirdiğim, çalıştığım, bir sürü anı biriktirdiğim Kırmızı Yalı ise tamamen değişmişti. Halet hoca benim mürşidim olmuştu. Onunla çalışmaya başladığım 1991 yılından sonraki yıllarda ben de ülkem de büyük bir değişim geçirmiştik. Dolayısı ile artık yok olup giden eski bir kentin kalıntılarını ve oradaki yaşamı tekrar canlandırmak gibi bir çaba ile Kırmızı Yalı'da Halet hoca ile yaşadığım anları tekrar canlandırmak istedim. Bunun için o yıllarda yazdığım günlükler en büyük kaynağımdı. Bir de Halet hocanın bana yazdığı mektuplar, o yıllara ait biriktirdiklerim, defterlerimin arasına koyduğum kuru çiçekler, yine o yıllarda yaptığım çizimlerle kitabı zenginleştirmek istedim. Yazma sürecinde bazı tereddütlerim oldu. Gerçekleri ne kadar sansürlemeliydim, kendi özel hayatımı ne kadar ortaya sermeliydim ve en önemlisi şimdi hayatta olmayan anne babam hakkında neyi nasıl yazmalıydım. Sonra Mario Levi'nin derslerini dinledim ve yazarken samimi ve cesur olmam gerektiğine karar verdim. Kitabın yazımını tamamladıktan sonra da önceki kitabımı yayınlayan Ege Yayınlarının sahibi kadim meslektaşım Ahmet Boratav'la konuştum. Ahmet de bu metnin yayınlanmasının yerinde olacağını söyleyince uzun bir düzenleme sürecinden sonra kitap ortaya çıktı.
Soru: Kitabın ana karakteri siz misiniz yoksa Halet Çambel mi?
Cevap: Aslında ana karakter Kırmızı Yalı olsun istedim. Kırmızı Yalı ve onun içinde ve etrafında yaşananlar. Bir de İstanbul var tabii. O yıllarda yaşadığım, sevdiğim İstanbul'un havası, kokusu, büyüdüğüm yer olan Arnavutköy sokakları, 90’lardaki Türkiye, hepsi kitabın ana ögeleri. Bunların yanında da bir arkeoloji öğrencisi olarak zorluklar çeken ve mücadele eden ben varım.
Soru: Son olarak şunu sormak istiyorum. Bundan sonra da yazmaya devam edecek misiniz?
Cevap: Öncelikle, Kırmızı Yalı hakkında okuyuculardan gelecek tepkileri merakla bekliyorum. 25 Mayıs’ta imza günü gerçekleşeceğim. Sonrası için aklımda ve bilgisayarımda birden fazla kitap taslağı var ama çalışma hayatı daha fazla ve hızlı yazmama pek müsaade etmiyor. Yine de içimde gelen kuvvetli bir güdü ile, yaşamın müsaade ettiği sürece yazmaya devam etmek istiyorum.
DR. İLKNUR TÜRKOĞLU KİMDİR?
İlknur Türkoğlu 1969'da İstanbul'da doğdu, Beşiktaş Arnavutköy'de büyüdü. 1987- 1991 yılları arasında İstanbul Üniversitesi'nde arkeoloji bölümünde okudu ve aynı üniversitede yüksek lisans ve doktorasını tamamladı.
Üniversite eğitiminin ilk yıllarından itibaren Türkiye'nin farklı bölgelerinde arkeolojik kazılara katıldı. Yurtdışında kültür mirası yönetimi ve arkeolojik canlandırma konusunda eğitim aldı. Bu konularda yayınlanmış pek çok makalesi ve basılmış öyküleri bulunmaktadır.
Kazılarda arkeolojik buluntu çizimcisi olarak görev yapan Türkoğlu'nun yurtiçi ve yurtdışında sayısız yayında ve müzede çizimleri ve canlandırmaları yer aldı.
Yazarın arkeolojik çizim konusunda Türkçe yazılan ilk kitabı 2020 yılında Ege Yayınları'nda yayınlandı.
İlknur Türkoğlu halen İstanbul'da bir vakıf üniversitesinde doktor öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır.