Bakırköy Belediyesi çalışanları eylem yaptı

Evrensel’den Vedat Yalvaç’ın haberine göre, toplu sözleşmenin geçen yıl 31 Mart’ta imzalanmasına rağmen uygulanması konusunda halen sorunlar yaşadıklarını ifade eden Tüm Bel-Sen 1 No’lu Şube Başkanı Kadri Kılıcı şöyle konuştu: “Bununla ilgili 3 görüşme yaptık. 12 Kasım’dan bu yana bu süreç kitlenmiş durumda. Ve yine buna bağlı olarak içeride çok ciddi alacaklar var. Burada tiyatroda çalışan arkadaşlarımız var. Bu ay itibariyle net 20 bin lira alacakları var. Bu maaşı saymıyorum. Emekçiler maaşlarını zamanında almadığı zaman bu parayı vereceği yerler hoş geldin demiyor. Gel faiz öde diyor. Ödeyemediğimiz tüm faturalarımız faiz sistemine giriyor. Yasal faizleriyle birlikte bu paraların ödenmesi gerekiyor. Bunları yapmadığınız sürece biz hem demokratik tepkilerimizi burada ortaya koyacağız hem de her türlü hukuki hakkımızı arayacağız. Toplu sözleşme, kreş, yemekhanede yaşanan sorunları anlattık. Başkanla yaptığımız görüşmede siz hekimsiniz dedim. Yemekhanede protein yok. Doğru söylüyorsunuz ama şirkete parayı veremedik o da proteini kesti. Yemekhanede karbonhidrattan oluşan bir menü çıkarılıyor. Servislerle, kreşle ilgili de aynı sıkıntıları yaşıyoruz. Bugün artık maaşlar ödenmiyor. Bunu neyle açıklayacaksınız. Sayın belediye başkanı burada, kendisiyle yaptığımız görüşmelerde de altını çizerek ısrarla anlatıyoruz. Diyor ki paramız yok. Bizler çalışanlar olarak buranın bütçesinin ne olduğunu biliyoruz. ‘Para yok’ sözünün emekçilerde bir karşılığı yok. Siz bu çalışanlarla halka hizmet veriyorsunuz. Bu çalışanların emeğini, bu çalışanların emeğini vermeden halka ‘Her şey çok güzel olacak’ diyemezsiniz. Her şeyin güzel olması önce işyerinde başlar. İşyerinde her şey güzel değilse hiçbir şey güzel değildir.”

Geçen yıl Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu ile yaptıkları görüşmede kendilerine ücretlerin geç ödenmesine alışın dediğini hatırlatan Kılıcı, “Hayır biz buna alışmayacağız. Aksine siz bu paraları zamanında ödemeye alışacaksınız. Biz demokratik tepkilerimizle de sizi buna alıştırmaya zorlayacağız” diye konuştu.

KERİMOĞLU, İYİ OYUNCULUK SERGİLİYOR

İstanbul İşçi Sendikaları Şubeler Platformu adına konuşan DERİTEKS İstanbul Avrupa Yakası Sorumlusu Veysel Arslan, “Tiyatro Bölümünde çalışan oyuncu arkadaşlarımız var. Ama ben sayın Kerimoğlu’nun bu oyunculardan daha iyi bir oyunculuk sergilediğini gördüm maalesef. Bu işçinin, emekçinin alın terine çok ciddiyetsiz bir yaklaşım. Sorunun muhatabı kendisi değilmiş gibi burada kamuoyuna bir görüntü vermek adına sanki muhatap kendisi dışında bir yerde aranıyormuş gibi bir mantıkla gelmesini saygısızlık olarak addediyorum” diye konuştu.

EKONOMİK KRİZİN FATURASI EMEKÇİLERE ÇIKARILIYOR

Belediye-İş İstanbul 2 No’lu Şube Başkanı Erol Özdemir de “Bakırköy Belediye yönetimi ülkede yaşanan ekonomik krizin faturasını emeğiyle geçinen emekçilere çıkarmaktadır. Ücretlerinden başka geliri olmayan, emeğiyle geçinen üyelerimizin maaşları aylardır en erken 1 hafta 10 gün gecikmeli ödenmektedir. Üyelerimizin sendikal mücadele ve toplu iş sözleşmesi ile kazanmış olduğu 2019 yılı sosyal hakları 2020 yılına girdiğimiz şu günlerde hala ödenmemiştir. Hak, hukuk, adalet mücadelesi verdiğini söyleyen Bakırköy Belediye yönetimi söylemine denk düşen emek politikaları yürütmedikçe, verdiğini söylediği mücadelenin ‘sözde’ kalacağını buradan bir kere daha hatırlatıyoruz” diye konuştu.

ÜYELERİMİZ YAKLAŞIK 7 AYDIR MAAŞLARINI ZAMANINDA ALAMAMAKTADIR

Bakırköy Belediyesi emekçilerinin ekonomik ve demokratik olarak baskı altında olduğuna vurgu yapan Özdemir, yaşanan sorunları şöyle aktardı: “Bakırköy işçisi üyelerimiz yaklaşık 7 aydır maaşlarını zamanında alamamaktadır. Bakırköy Belediye yönetimi mevcut toplu iş sözleşmesini uygulamamaktadır. Sendikamız Belediye-İş, Bakırköy Belediyesi ile yaklaşık 35 yıldır toplu iş sözleşmeleri imzalıyor. Toplu iş sözleşmeleri, işçi tarafı ve işveren tarafının karşılıklı imzaladığı akitlerdir. Biz işçiler Bakırköy Belediyesindeki hak ve sorumluklarımızı toplu iş sözleşmeleri ile belirliyoruz. Mevcut Bakırköy Belediye yönetimi göreve geldiğinden bu yana da 3 dönem toplu iş sözleşmesi imzaladık. Ancak işçiler olarak sorumluluklarımızı yerine getirmemize rağmen, haklarımızı alamıyoruz!

2019 yılından kalan ikramiye, bayram parası, eğitim yardımı, yakacak yardımı, yıllık izin ücreti gibi sosyal haklarımız üzerinden 1 yıl geçmesine rağmen ödenmemiştir! Bugün 15 Ocak, maaşların hesaplarda olması gerekirken Bakırköy emekçilerinin maaşları yine yatmamıştır. Üyelerimizin görevlerinde esaslı değişiklik yapılmakta, operatör, ağır vasıta şoförü gibi nitelikli işçi arkadaşlarımız niteliklerine uygun olmayan işlerde çalıştırılmakta, bu konuda sendikamızın uyarı ve taleplerine kulak verilmemektedir. Belediyemizde 696 sayılı KHK ile Belediye şirketine geçen işçi arkadaşlarımız Ak Parti iktidarının ‘her şeyi ben bilirim’ yaklaşımı ile çıkardığı KHK’dan kaynaklı yüzde 4+4 zulmüne maruz kalmış, ekonomik olarak ücretleri erimiştir. Bakırköy Belediyesi’ni CHP’li bir siyasi kadro yönetmektedir. Sendikamız BYUAŞ işçisi arkadaşlarımızın ekonomik ve demokratik sorunlarını ve çözüm yollarını bilmektedir. Bunun için Bakırköy Belediye yönetiminin adım atmasını beklemektedir. Bakırköy Belediyesi yönetimi, çalışanları ile diyalog kanallarını kullanmamakta, sorunları diyalog yoluyla aşmayı bir politika olarak uygulamamaktadır. Bugün emekçilerin sokaktan konuşmasının nedeni bu yanlış yaklaşımdır.” Talepleri yerine getirilene kadar eylemlerini sürdüreceklerini belirten Özdemir, “Tüm Bakırköy Belediyesi işçi ve emekçileri mücadelemizi büyütmeye davet ediyoruz” diye konuştu.

KERİMOĞLU’NUN SÖZLERİ TEPKİ ÇEKTİ

Açıklama sırasında söz alan Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu’nun “Sizleri selamlamak için geldim. Ben burada belediye başkanı kimliğimle değil, sizin gibi hak arayan mücadele eden bir arkadaşınız olarak buradayım” sözleri, eyleme katılan işçi ve kamu emekçilerinin tepkisini çekti. Bu mücadeleyi veren sanatçılara seslenerek, Bakırköy Belediyesi’nden istedikleri hak ve taleplerini diğer belediyelerden de talep etmesini isteyen Başkan Kerimoğlu’nun Ak Parti iktidarındaki Bağcılar, Bahçelievler ve Güngören’i örnek olarak göstermesi, işçiler arasında mobbing olarak değerlendirildi.