83 milyon evinde, iktidar arabuluculuk derdinde!

Tüketici Konfederasyonu Girişimi Dönem Sözcüsü Aziz Koçal’ın konuya ilişkin açıklaması;

 

TBMM’ne verilen Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile tüketici mahkemelerinde açılacak davalar için “arabuluculuk” dava koşulu haline getirilmek istenmektedir. Yasa teklifi 31 Mart 2020 tarihinde, TBMM Adalet Komisyonunda görüşülecektir.

 

Tüm dünya ve ülkemiz pandemi ile büyük bir mücadele içindedir. Bu mücadele kapsamında günlük yaşamı kısıtlayan, başta seyahat olmak üzere basın toplantısı ve benzeri birçok etkinlik ve hareketlilik yapılamaz durumdadır. Bu koşullarda, tüketici temsilcisi olan tüketici örgütlerinin 83 milyon tüketiciyi doğrudan ilgilendiren bir yasa çalışması esnasında, ilgili komisyonda hazır bulunamayacağı bir dönemde bu yasa teklifinin görüşülmeye başlanmış olması, yangından mal kaçırmaktan başka bir şey değildir.

 

Corona sorunu ile mücadele edildiği bir ortamda, yasa teklifinin TBMM’ne verilmesi ile birlikte tüketici dernekleri, tüketici derneklerinin üst kuruluşları olan tüketici federasyonları ve barolar, yasa teklifinin getireceği sakıncalara ilişkin görüş ve eleştirilerini kamuoyu ile paylaşmışlardır.

 

Arabuluculuk dostane bir çözüm yoludur ve prensip olarak ihtiyaridir. Yani taraflar, bir sözleşmeyi müzakere eder gibi karşılıklı gelerek ve serbest iradelerini ortaya koyarak aralarındaki uyuşmazlığı sulh yoluyla çözmeye çalışırlar. Arabulucunun yegâne görev ve yetkisi, tarafsız bir şekilde görüşmelerin sağlıklı yapılabilmesini sağlamak olup, uyuşmazlık konusunda karar vermek gibi bir yetkisi bulunmamaktadır.

 

 

 

 

 

 

 

Tüketici uyuşmazlıklarına getirilmek istenen, “güçlüye karşı güçsüz” konumda olan taraflardan birinin desteklenmesine yönelik temel ve evrensel hukuk anlayışı ve mevcut yasal düzenlemeler ile tüketicileri koruma altına alınan Anayasamızın 172.ci maddesine de aykırı olan arabuluculuk ile ilgili kanun teklifinde toplumsal uzlaşı gözardı edilmiş, tüketicileri temsil eden tüketici örgütlerinin bu konudaki eleştirileri ve görüşleri dikkate alınmadan yasa teklifi hazırlanmıştır.

 

6502 Sayılı Yasanın isimlendirmesi Tüketici Kanunu değil Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’dur. Tüketici mevzuatının isimlendirilmesi dahi uyuşmazlık çözümlerinin ve ilgili düzenlemelerin temayülünü doğrudan ortaya koymakta bir anlamıyla yön vermektedir.

 

Bu nedenle; bütün dünyan ile birlikte ülkemizin de pandemi ile mücadele ettiği bir dönemde, aciliyeti ve hayati önemi olmayan yasa teklifindeki bu düzenlemenin teklif metninden çıkarılmasını veya TBMM ilgili komisyonları ve genel kurulunda görüşülmesinin ertelenmesini istiyoruz.