Çağlayan Adliyesi önünde toplanan avukatlar “Mücadele bizim genetik kodumuzdur”
İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu’nun hayatında ilk kez talimat verdiğini söylediği paylaşımı ile “GELMEYE MECBURSUNUZ!” çağrısı ile seslendiği mitinge binlerce kişi katıldı.
Yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı Çağlayan Adliyesi önünde toplanan avukatlar, alanın sağlı sollu barikatlarla çevrilmesine tepki gösterdi. Sosyal mesafe ve maske konusunda sık sık anons eden polis ekiplerine, barikatların kaldırılarak alanın genişletilmesini isteyen avukatlar, ‘Hak hukuk adalet’ sloganları attı.
FARKLI GURUPLARIN PANKART AÇMASINA İZİN VERİLMEDİ
Farklı kitlelerden desteğe gelen gruplara pankart açılmaması yönünde uyarıda bulunan avukatlar, CHP pankartı açmak isteyen bir guruba da savunma hakkının kişilere yada guruplara indirgenemeyecek kadar kutsal olduğunu söyleyerek duyarlı olmaya davet etti.
Avukatlar, 'Savunma susmadı susmayacak' ve 'Feyzioğlu istifa' ‘İtaat etmiyoruz, korkmuyoruz’ ve 'Barikatı kaldır' sloganlarıyla alana girmeye çalıştılar. Alkışlarla alana giren İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, "Bu işin seçimi yok, bu işin genel kurulu yok. Bu ülkenin avukatları olarak meclise verilen teklifin evrensel hukuk kurallarına uygun olmadığını söyleyerek geldik. Buradan Ankara'ya gönderilen mesajlar aslında biziz. Bir haykırış, bir kararlılık, bir direnç, bilinç götüreceğiz Ankara'ya. Yapmayın, bölmeyin bizi dedik. Tıpkı burada olduğu gibi bütün görüşler birleşerek söyledik bunu. 80 baro bir araya gelerek söyledik. İki kez deklarasyon yayınladık. İmza attık çekin bu teklifi dedik" dedi.
İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, mitingde yaptığı konuşmada, “Savunma hakkı kısıtlandı. Niye onun avukatlığını yapıyorsun diye sorgulanıyor duruşmalarda avukatlar. Kimisi açlık grevinde kimisi ölüm orucunda avukatların. Hayatlarını değil, avukatlıklarını kaybedecekleri için direniyorlar. Adil yargılanmayı istiyor avukatlar” dedi. Durakoğlu’nun konuşması, “Metin Feyzioğlu istifa” sloganlarıyla kesildi.
“AVUKATLAR BEDEL ÖDER BUNU BİLESİNİZ”
Konuşmasını sürdüren Durakoğlu, şöyle devam etti.
“Bu toplantı, ortak aklın toplantısıdır, bizimkisi bir haykırış, buradan Ankara’ya bir bilinç götüreceğiz. Genç meslektaşlarımızın ekonomik sorunları var, Covid süreci yaşadık üç ay adliyelerde neler çektiğimizi biz biliyoruz. Gelin bunu konuşalım. Yasanın ikinci maddesini uygulayamıyoruz. Kamu avukata yardım edecek deniyor, etmiyor, etmiyor. Gelin konuşalım. Dosya inceleyemiyoruz biz dosya. Saklıyorlar UYAP’a yüklemiyorlar. Savunma hakkı kısıtlandı. Niye onun avukatlığını yapıyorsun diye sorgulanıyor duruşmalarda avukatlar. Kimisi açlık grevinde kimisi ölüm orucunda avukatların. Hayatlarını değil, avukatlıklarını kaybedecekleri için direniyorlar. Adil yargılanmayı istiyor avukatlar. Bunları konuşalım. Yılda 6 bin stajyer yetiştiriyor bu baro. Biz yapmadık. Siz yaptınız. Gelin konuşalım. 14 bin hakim savcı aldınız. Şu mülakatı konuşalım mı? Gelin konuşalım. Siz siyaset yapıyorsunuz dediler bize. Bizimkisi siyaset değil de siyaset yapmanın suç olduğu tek bir ülke söyler misiniz bana? Onlarda siyaset yapıyorlar diye övünç duyuyorlar. Hukukçular siyaset konuşmasın istiyorlar. Sonuna kadar konuşacağız. Anlatamadık biz bu iktidarlar. Bizim yasamızın 75. ve 94. maddesi insan haklarına sahip çıkmamız gerektiğini söylüyoruz. Yumruğu kimin attığına bakmam ben. Benim işim bu. İnsan hakları mücadelesi vermek.
“BU DA BİR FETÖ PROJESİDİR”
Karakollarda işkence olmasın diye karakollarda ne çektiğimizi biz biliriz. Avukatlar susamaz. Avukatlar susarsa olmaz. Bunu bilmeli Ankara. 2010 Referandumu’nda yapmayın dedik, yargıyı FETÖ’ye teslim ediyorsunuz dedik. “FETÖ diyemezsiniz, Hocaefendi” dediler. Bu da bir FETÖ projesidir. Ergenekon örgütlediniz Balyoz ürettiniz. Biz bastık. Orayı bastık işte. O çadır tiyatrosuna gittik. Bedel öder avukatlar bunu bilesiniz. Biz bunu söyledik size yapmayın dedik. Şimdi de yapmayın diyoruz. Bu ülkenin avukatları hiç Allah affetsin demedik şimdi gördüklerimizin karşılığı bu mu? Biz biat etmeyiz, boyun eğmeyiz avukatız biz. 30 Haziran 2020 bunu bir kenara yazın. Bu bir FETÖ projesidir. Yargının ele geçirildiği 2 sac ayağından sonra 3. sac ayağının da ele geçirilmesidir. Tarihe düşülmüş bir nottur bu.
Baro başkanları olarak Ankara’ya yürüdük. Baro başkanları Ankara’ya giremedi. Kanunsuz bir emirle durdurulduk. Bir baro başkanımız darp edildi. Önce yakıcı bir güneş, sonra şiddetle bir yağmur altında şemsiyelerin girişinin izin verilmediği, battaniyelere izin verilmediği, çay makinesinin bile içeri sokulmadığı saatler yaşadık biz. Zulümden bahsediyorum. Bir polis devletinden bahsediyorum. Biz buradan geri dönemeyiz. Bu ülkenin dirence ihtiyacı var, bunu en iyi uygulayacak bir ülkenin mensuplarıyız biz. Yurttaşların bu dirence ihtiyacı var. O direncin sahibi avukatlarıdır. Bunları hatırlatacağız onlara. Bu hakkımızı sonuna kadar kullanacağız onlara. Bu yapının uniter devlet yapısına aykırı olduğunu kanıtlayacağız. Teklif Meclis’e verildi. AKP’nin Meclis’te çoğunluğu da var.
“BUNLARIN DAHA FECİSİNİ 12 EYLÜL’DE DARBECİLER YAPMIŞTI”
Teklifin geçmemesi için demokratik haklarımızın hepsini kullanacağız. Burada başlayıp burada biten bir şey değil. Devam edeceğiz buna. Ama bilmedikleri bir şey var. Bunların yaptıklarının daha fecisini 12 Eylül’de darbeciler yapmış İstanbul Barosu’na. İstanbul Barosu’nun kapısına mühür vurmuşlardı. Hani darbeler kendi hukukunu oluşturacaklardı ya, hani onun önündeki en büyük engel avukatlardı ya. Onu gördükleri için önce İstanbul Barosu’nun kapısına kilit vurdular. Biz o dönemdeki başkanımızı şehit verdik. Sandılar ki böyle yaparsak avukatları sustururuz. Bambaşka bir gelişti İstanbul Barosu avukatlarında bir genetik kod gelişti. Mücadele kodu gelişti. Eğer kriz zamanlarında, yargıya tehdit savurulduğu zamanda avukatlar susarsa Orhan Apaydın’a kendilerini borçlu hissedeler. Sonuna kadar mücadele edeceğiz. Mücadele bizim genetik kodumuzdur. Yargı bağımsızlığı için, sonuna kadar mücadele edeceğiz.”
Selvi Sarıtaç / Mahmut Erdinç