Meral Akşener, Canlı Yayında Soruları Yanıtladı

Akşener’in ülke gündemine dair çarpıcı açıklamalarda bulunduğu programın satır başları şöyle:

 

10. EKONOMİ OLMAYI GERÇEKÇİ BULMAK MÜMKÜN DEĞİL

 

Kanada’nın GSHY’si 1 trilyon 720 milyar dolar. Bizim 745 milyar dolar. Bu büyümeyi sağlasak bile 10. Ekonomi olmayı gerçekçi bulmak mümkün değil. Batıda ‘Pust truth’ diye bir kavram var. Bunun batıdaki temsilcisi Sayın Trump. Sanırım dost oldukları için bu kavramı sayın Erdoğan, Sayın Trump’tan öğrendi.  Eğer bu bir temenniyse saygıyla karşılarız. Ama işsizliği, demokrasi eksikliğini konuşturmamak için bu tür konuları yün yumağı gibi atar ortaya. Bu konu alay edilecek bir konu değil. Bu söylendiği zaman ‘Bravo’ denilecek bir konu değil. Eğer buna gerçekten inanıyorsa durum çok vahim, rasyonalitesini kaybetmiş anlamına gelir.

 

ERDOĞAN HALA İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI PERSPEKTİFİNDEN BAKIYOR

 

Erdoğan’ın Türkiye’ye, ekonomiye, dünyaya bakış açısıyla ilgili bir mesele. Erdoğan hala maalesef İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı perspektifinden bakıyor. Kimse Belediye Başkanlığını küçümsediğimi düşünmesin. Belediyeler vatandaşa hizmet için, şehrin problemlerini çözmek için seçilirler, devlet organizasyonu içinde bir kurumdur, borçlanma hakları vardır ama o şehrin ekonomisini düzeltmek, tarımını geliştirmek gibi bir görevleri yoktur. İstanbul’un güvenliğinden Belediye Başkanı sorumlu değildir, üniversitelerden de sorumlu değildir. Öğrenci aç gitmesin diye sosyal alan oluşturur, imkan sağlar ama hizmet anlayışı üzerindendir. Güvenlik, eğitim, dış politika, ekonomi ile ilgili bir görevi yoktur. Erdoğan’ın kolay diye bir kavramı vardır. Bu belediyecilik anlayışından geliyor. Kemal Derviş’in ekonomik istikrar programına uyuldu, bunun peşinden ekonomik kalkınma programı devreye girmeliydi.

 

DEVLET HAFIZASININ GİTMESİYLE KURUMLAR BİRER BİRER ÇÖKTÜ

 

Tarımla ilgili kafasında hiç fikir olmadığı için ne yaptık her şeyi ithal eder olduk. Erzincan ovası boş, Muş ovası boş. Para verelim daha ucuza ithal edelim denildi. Belediyecilik anlayışıyla beraber Türkiye’nin birikimi olan Türkiye’nin Osmanlıdan beri getirdiği devlet hafızası gitti. Birer birer kurumların çöktüğünü görüyoruz.

 

Kurumsallık kurallar bütünüdür, hafızayı getirir, o kuralların içinde ahlak vardır, liyakat vardır, yolsuzluk yapamazsınız bu önemli bir şeydir. Bir iktidar iyi vizyonla ortaya geniş bir perspektif koyduğu zaman yeni gelen bunu değiştirmiyor. Dış politikada biz önüne gelenle kavgalıyız bireysel sebeplerden dolayı. Böyle dış politika olmaz. Birinci derecedeki komşularıyla bugün itibarıyla kavgalıyız.

 

TÜRKİYE’DE GİRİŞİMCİLİĞİN FELSEFE OLARAK ANLAŞILMADIĞINI DÜŞÜNÜYORUM

 

Tarım çok önemli. Eğer siz çocuklarınızı devlet olarak doğru beslemezseniz beyinsel ve akademik gelişmeleri durur. Tarımın böyle stratejik bir alanı var. Bu döneme baktığınız zaman ben ‘Damat bakan’ dediğim için çok asap bozuluyor ama Berat beyin bu konudaki donanımı tam değil. Fevkalade yetişen bir genç arkadaş olabilir. Sırf Erdoğan’ın damadı olduğu için bu birikimi yok saymak doğru değil ama o makamda oturmasının sebebi Erdoğan’ın damadı olması. Damat Bakanın ve Erdoğan’ın inandıklarına baktığınız zaman dünyada ikisinden başka bu kavramlara inan yok.

 

Üretim araçları yönetim araçlarını ortaya koyar. Forizm sonrası yeni bir üretim biçimi ortaya kondu. Kalite kontrol çemberinin ortaya çıkışı… Şirketlerden başlayıp devlete giden strateji yatay hiyererarşi. Fiberoptik kablo 80’lerden sonra hayatımıza girdi. Artık New York kütüphanesi üzerinden bir bilginin fiberoptik kablo ile iletimi saatlerle oluyor. Bu değişimi getirdi. Hayatımıza mobil internet girdi, bu durum girişimciliği getirdi. Genel Başkan Yardımcımız İsmail Tatlığolu’na endüstri 4.0’ı sordum, bana ışığı yanmayan fabrikalar dedi. Bu durum öğrenen organizasyonları getirdi. Türkiye’de girişimciliği felsefe olarak anlaşılmadığını düşünüyorum. Devlet para veriyor, bina yapıyor ama organizasyonları oluşturmadı. Sayın Erdoğan ve damat beyin sanayi nosyonu yok. Sanayicinin parası olmaz, yüzde 4 ile çalışır.

 

AK PARTİ İKTİDARLARI YOKSULLUĞU YÖNETTİLER

 

2002’de 6 tane dolar milyarderimiz var. Kalkınma nedir? gelirin de geniş kesimlere dağıtılmasıdır.  Oradaki geçirgenlikler umut hayal kurmaya müsaittir. İşçi girdiğiniz bir yerde formen olabilirsiniz. Şimdi bu umut gitti. 30 dolar milyarderine çıkmış sayı. Türkiye’nin yüzde 20 vatandaşının Türkiye’nin hasılasının yüzde 47’sini aldığı bir sistemden bahsediyoruz. Asgari ücretlileri bir yere koyduğunuz zaman pay anlamında yüzde 25’lerde. Orta sınıf sıkışmış durumda, fakirlerin arasına kayan bir durum var.  Asıl olan bu gelir sahipleri daha iyiye gitmeyi talep eder. Demokrasiler, adaletin olması da orta sınıfın talebi üzerine gelir. Orayı azalttıkça aç kalmadığına şükreden insanları oluşturursunuz. Ak Parti iktidarları yoksulluğu yönettiler, yoksulluğu ortadan kaldırmayı yönetmediler. Bugün geldiğimiz nokta bu problemi çözmek yerine daha fazla güç alırsam ülkeyi daya iyi yönetirim anlayışı.

 

Biz salgına çok kırılgan yakalandık. Biz bu kırılganlığa neden olan sistemi anlayamazsak sadece olguyu konuşuruz. Ekonomi de dahil her alanda kutuplaşma yapıldı. Biz İYİ Partiyi kurduktan sonra bir şeyi iyi anladık. Bunlar bizim düşmanımız değil. En zor iş bizim işimiz çünkü iki taraf da bizim düşmanımız değil.

 

HEM FAİZİ DÜŞÜRÜP, HEM DOLARI DÜŞÜK TUTUP HEM İSTİHDAMI YÜKSEK TUTAN NOBEL ÖDÜLÜ ALIR

 

Konfor alanında politika yapma anlayışı söz konusu olduğunda ekonomiyi de böyle yönetiyorlar. Hem faizi düşürüp, hem doları düşük tutup hem istihdamı yüksek tutan Nobel ödülü alır. Havaalanı yapıldı, köprü yapıldı, tünel yapıldı. Bizim mi? Hayır. Bir sistemle yapıldı, hazine garantisi var, müşteri garantisi var. Buradaki insanlardan çıkıyor. Bunun anlamı şu, ben yaptım oldu. Demokrasi yok, hukukun üstünlüğü yok, denetleme yok, keyfi bir yönetim anlayışıyla. Böyle bir noktada istihdam daralmış. İthal ettiğiniz samanla ithal ettiğiniz hayvana bakıyorsunuz. Bir daha Türkiye’ye yatırım gelmez. Ama masaya oturulacak. Devlet müşteri garantisi veremez. Neoliberal ekonomi yanlış anlaşılmış. Masaya oturup ortak bir nokta bulunması gerektiğine karar verdik.

 

Bugün çocuklarımızın doğru dürüst bir devlet okulu bulma sorunu var. Eğitim sınıflararası geçirgenliği sağlayan bir etkendir. Biz ne sosyal devletiz ne liberal devletiz. Bir aileye devlet açsa açıktaysa, elbette bakmak zorundadır. Sosyal haktır o. O hakkı hem vergi verenin hem de faydalananın denetleme hakkı mevcuttur. Fakire yardımda yoksula yardımda çok ciddi kayırmalar var.

 

KADININ TEKRAR ÇALIŞMA HAYATINDA YER ALMASINI SAĞLAYACAĞIZ

 

Bu mümkün olduğunca iş sahibi yapacağız ama birinci hedefimiz üretim, tarımda üretim. Kadının tekrar çalışma hayatında yer almasını sağlayacağız. Belediyelere önerimiz var mahalle içlerinde kreş açılması. Gençlerin yeniden hayal kurmasının, başarabilirim demesinin yolu nedir? Onlara iyi bir eğitim verilmesidir, fikirlerinin ciddiye alınacağını bilmesidir.

 

Biz 22 milyonu büyük ölçüde iş ve aş sağlayıp yardımları da sürdüreceğiz. Ama öncelikle insanları istihdam sistemi içine katacağız. Gençlerin yeniden hayal kurmasını sağlamanın yolu iyi eğitim vermek ve onların fikirlerini dinlemekten geçer. Biz kürsüde genç bir arkadaşımızı çıkardık 7 yıldır işsiz olduğunu söyledi.  Partimizden biri değildi. Kürsüde söylemesine rağmen Polonya’da 7 sene önce çektiği fotoğraflar koca gazetelerde manşet oldu. Bu çocuk, iktidara en ufak bir şey demedi, sadece durumu anlattı. Yardımlar elbet yapılmalı ama kalkınma tabana yayılmalı, yardım yapma sayısıyla övünülmez buna üzülünür.

 

ERDOĞAN HEP AK PARTİ’DEN 10 PUAN YÜKSEK OLURDU ŞİMDİ EŞİTLENDİ

 

Hayat psikolojiden ibaret. Sayın Erdoğan kendisini cumhurbaşkanı gibi hissedebilse başka bir gözlükle bakabilecek ama şu anda bütün doğruları o biliyor belediyecilik perspektifinden baktığı için. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçişin esas sebebi şu, 2013’den sonra Ak Parti aşağı doğru inmeye başladı. Sayın Erdoğan’ın temel sorunu şu, hep başkaları suçludur. Bir sistemi suçladı. Bu sistem parlamenter sistem.

 

Partili cumhurbaşkanlığına geçişten sonra çok daha vahim bir tabloyla karşı karşıyayız. Parlamenter sistemde il başkanı suçlanırdı, milletvekili suçlanırdı, belediye başkanı suçlanırdı, sonra bakan suçlanırdı Sayın Erdoğan’ın önünde büyük bir bariyer olurdu. Şimdi kimsenin kıymeti harbiyesi yok. O bariyer indi ve bütün herşey Sayın Erdoğan’ın iki dudağının arasında. Erdoğan hep Ak Parti’den 10 puan yüksek olurdu şimdi eşitlendi. Sayın Erdoğan 2023’de seçilemeyecek.

 

Ya yol bulacaksınız ya yol açacaksınız. Ben ilçe ilçe gezdim. EYT’lilerin durumunu gördüm. İnsanların harcama oranları çok düşmüş. Tencere sallayacak 31. Martta niye böyle bir tavır koydu insanlar. Dini hassasiyetler üzerinden elde ettiğiniz haklarınızı kaybedersiniz korkusunu izale edecek olan bizleriz.

 

BUGÜNKÜ ŞARTLARDA KAYNAK BULUNAMADIĞI TAKDİRDE BİR TUSUNAMİ GELİYOR.

Bugünkü şartlarda kaynak bulunamadığı takdirde bir tusunami geliyor. Türkiye borçlanma üzerinden problemi çözer dünyada eksi faizle bol miktarda para var ama bunun için güven gerekli. Niye gelemiyor yatırımcılar kafası atarda bizim paralar gider diye. Merkez bankası bağımsız olmalı, merkez bankaları hükümetin abuk sabuk işlerini örtmek için yoktur. Denetleme kurumlarının, merkez bankasının, özerk kurumların tamamının şeffaf olması şarttır.

Bu algoritma sonuna geliyor, İYİ Parti var. Çünkü aynı tutuyoruz, biz makulü temsil ediyoruz. Sadece eleştirmiyoruz şunu yap diyoruz. Söylediklerimizin en azından cevabı veriliyor artık, rekabet başladı. Normalde siyasi partiler hükümetleri eleştirir çözümünü söylemez ama biz şimdi bunu yapıyoruz bu algoritmayı kırabilmek amaçlı.

Biz gençlere Türkiye’nin kalkınmasını bırakmak yerine borçlarını bırakacağız. İşsizlik fonunun yerinde durması gerekiyordu, gitti. Yedek akçeler bugünler içindi. Biz pandemi olduğunda bir şey önerdik, ekonomik kalkanının içi borçlandırma üzerine olunca, biz ne önerdik birincisi kapattığınız KOBİ’lerin yaşamasını sağlayacaksınız. İstihdamın en büyüğünü Türkiye genelinde oluşturan esnaf ve KOBİ. Hane başına nakit vereceksiniz tüketimi sağlamak için.

BİLGİ EKONOMİSİNE GEÇİŞ VE DİJİTAL DÖNÜŞÜM ÇALIŞMAMIZ VAR

Bilgi ekonomisine geçiş ve dijital dönüşüm çalışmamız var. Veri merkezlerinin kurulması, genç insanların tarıma kayabilmesi için onların bağ-kur primlerinin ödenmesi, üretici kooperatiflerinin kurulması, 8 bini bulan hal yasasının önünde duran komisyonculuk kavramının tanımlanması. Tarımın stratejik seçilmesi.

6 AYDA PARLAMENTER SİSTEME DÖNÜLEBİLİR

Parlamenter sisteme döneceğiz önce.  Biz bunu çalıştık 6 aylık bir sürede dönülebiliyor. Ondan sonra kurumların ve kuralların geçerli olduğu, parlamentonun güçlü olduğu kuvvetler ayrılığı esas. Bürokrasinin de siyasetçinin üzerinde bir demokrasi kılıcı olmadığı, bunlar çok mümkün.