MHP İzmir Milletvekili Hasan Kalyoncu, İzmir’in Kınık ilçesi kanalizasyonunun arıtılmadan Bakırçay’a boşaltılması ile ilgili herhangi bir çalışma olup olmadığını sorduğu Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na ilettiği soru önergesine karşılık, ilgili belediyelerden gelen cevaplara ilişkin yaptığı basın açıklamasında şu ifadeleri kullandı.

İzmir Kınık ilçesinin kanalizasyonu arıtılmadan Bakırçay’a boşaltılıyor. Bu konuyu ve yapılan herhangi bir çalışma olup olmadığını ilgili belediyelerden öğrenebilmek için de ilgili bakanlık olan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na soru önergesi ilettik.

Sayın Bakandan gelen cevap ilgili linkte de sunulduğu üzere (https://www2.tbmm.gov.tr/d27/7/7-62337sgc.pdf) çok açıktır: “Kınık İlçesi atık su arıtma tesisinin imar planlama süreci devam etmekte olup, planlama sürecinin tamamlanmasına müteakip, uygulama projeleri hazırlatılacaktır.”

Kınık İlçemizin atık suyunun temizlenmesi konusunda henüz daha imar planları bile yapılmamıştır. Bu yapılırsa, uygulama projelerine geçilecekmiş. İZSU bu konuda sorumlu kuruluştur.

Bakanlığın cevabında, “Kınık ilçesinde yerleşim yerlerinden kaynaklanan atık suların arıtılmaması ve ilçede atık su arıtma tesisinin kurulmaması nedeniyle, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na gerekli idari yaptırım” uygulandığı da belirtilmiştir. Yani sorumlu belli, görevini yapmayan da belli! Buna rağmen çevre duyarlılığı rolüyle sahnelerde boy gösteren de aynı kişi. Konu kendisine sorulduğunda proje aşamasında cevabını veren yine aynı kişi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’dir! Ancak ortada proje de yok, plan da. Senelerdir nerelerdesiniz? Çevreci CHP yöneticileri bu konudan bilginiz var mı? Bakanlık ceza uygulaması dahi yapmış fakat planlama aşamasında halen.

Soyer, Kınık’ın Atıksuyuna “O su pis değil ki” der mi?

Gerçi İZSU, içme suyu arıtma tesisinden tahliye edilen kahverengi su için de; “pis değil içinde demir pigmenti var” diyecek kadar işinin ehli. Belki Kınık ilçesinin atıksuyu için de “o su pis değil ki” diyecektir.

Tunç Soyer “sakin şehir” kavramını belediye başkanının ve belediye birimlerinin sakince yattığı, tüm hizmetlerin sessizce savsaklandığı kentleri anlıyor sanırım.

Kınık’tan kanalizasyon Bakırçay’a, Menderes’in köylerinden fosseptik Tahtalı Barajına akıtılır, dert etmezler.

Soyer’in Eli Sadece Yandaşa Hızlı!

Soyer’e göre her şey yıllardır planlama aşamasında. Aceleye gerek yok. Ne var ki zeytinyağı sıkma tesisi için izin alıp zeytinliğe yüzme havuzlu villa yaparken Başkan çok hızlı fakat bu yapının yıkılmasında yine sakinlik halinde. Neden acaba? Yandaş, candaş, yoldaş işi mi? Bu Soyer’in nerede eli çabuk olacağını, nerede ölü gibi duracağını sizce ne belirliyor?