MİMARLIK VE YAŞAM SÖYLEŞİLERİ'NDE SEZONUN İLK KONUĞU HASAN KARAKAYA OLDU
“Ülkemiz adına bir kazanç.”
Ülkemizin ilk sanat müzesi olan İstanbul Resim ve Heykel Müzesi üzerine yapılan söyleşi, müzenin hem tarihine hem de bugününe odaklandı. Hasan Karakaya, Türk sanatının modern öyküsünde İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nin öncü bir rolü olduğunu şu sözlerle açıkladı:
“Milli Saraylar’ın resim müzesi de bu dönemdeki ihtiyacımızı karşılayan ve yakın tarihte açılan bir müzedir. Bu müzenin, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin bünyesinde korunup geliştirilen İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nin olduğu veliaht dairesinde kurulmuş olması da ülkemiz adına bir kazançtır. Bugün eğer Türk resmini, Türk sanatını okumak isterseniz size bir güzergâh çizme şansı da sunar. Erken örneklerini görmeniz için Milli Saraylar Müzesi’ne gitmeniz, sonra İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’ni gezmeniz, daha sonra da İstanbul Modern’e gitmeniz İstanbul için müthiş bir aks yaratmış olur. Buna Sabancı Müzesi ve Arter’i de ekleyebiliriz. Türk sanatının modern öyküsünde müzenin kökeni var.”
“Tarihe kalmış bir fotoğraf.”
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi İstanbul Resim ve Heykel Müzesi müdürlüğü görevini yürüten Hasan Karakaya, yapının özellikleriyle ilgili de bilgi verdi ve bir anekdot paylaştı:
“Tüm koleksiyonla açılmamızın üzerinden 2 yıl geçti. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan geldiğinde en güzel fotoğraflardan birini okulumuzun genç orkestrasıyla verdi. Benim gözümde o tarihe kalmış bir fotoğraf. Bu mekân; müzeyle birlikte kütüphanesi, atölyeleri, restorasyon atölyeleri ve heykel kısmıyla çok yönlü bir yapı.”
“Kapıda kuyruk oluştu.”
Hasan Karakaya, söyleşinin sonunda Tophane Kasrı’nın ziyarete açıldığından da söz etti ve alanda bulunan serginin yıl sonuna kadar görülebileceğini vurguladı:
“Tophane Kasrı, restorasyonu hassasiyetle yürütülen bir bina. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin Mimarlık Fakültesi hocalarının katkısıyla kamuoyuyla buluştu. Rektörlüğümüz, bu konuda bir çalışma yapmak istedi. İstanbul Kitaplığı’nın arşivi bizle paylaşıldı ve biz de bu sayede kasrı tekrar ziyaretçilerle buluşturduk. Burası artık İstanbul’da yeni bir fotoğraf noktası gibi oldu. Kapıda oluşan kuyruğu görmek bizi mutlu ediyor.”