Özge Göktuğ Güleç ve Eser Göktuğ Okan: Gerçeklerden yana olacağız

Flash Haber TV’yi kısa sürede kurarak yayın hayatına başlatan Özge Göktuğ Güleç ve Eser Göktuğ Okan, Ocak ayında kaybettikleri babaları Ömer Ziya Göktuğ'un mirasına sahip çıkarak yayıncılığa gerçeklerden asla vazgeçmeden devam edeceklerini açıkladı. Damga'ya konuşan başarılı iki kardeş, tarafsız ve çok sesli bir kanal olacaklarını ve Türkiye'nin her kesiminden insanın görüşüne yer vereceklerini belirtti. Televizyonculuğa ve hedeflerine dair keyifli bir sohbet gerçekleştirdiğimiz iki kardeşin Flash Haber yolculuğunu gelin kendi ağızlarından okuyalım...

Flash TV önemli bir değişim süreci geçirdi. Bu süreci birinci ağızdan net olarak duyabilir miyiz?
Flash TV Türkiye'nin ilk özel kanalı olarak, 1992 yılında, babamız Ömer Ziya Göktuğ ile babamızın ağabeyi Mehmet Emin Göktuğ'un yüzde 50 hissedarlıkları ile Göktuğ Elektronik Yayıncılık A.Ş. adı altında kurulmuştur. Malumunuz babam Ocak 2022’de vefat edince adı geçen şirket Yönetim Kurulu Başkanı ve tek imza yetkilisini kaybetmiş oldu ve bu sebeple idaresi ancak kayyım eli ile mümkün bir vaziyete geldi. Ortakların bir araya gelememesi, yayıncılık konusunda aynı fikirde olmamaları ve Flash TV'nin linansının yenilenmemesi gibi bazı kritik durumlar sebebi ile Flash TV kapanış ve tasfiye sürecine girince bizde bir çözüm arayışına girdik. Ben (Özge Göktuğ Güleç) ve kardeşim Eser Göktuğ Okan babamızın mirasına ve vasiyetine sahip çıkıp, O’nun yayıncılık ideallerinin devamını sağlamaya kararlıydık.

Çünkü son dönemde babamızın bütün konsantrasyonu, yaptığı son teknoloji cihaz parkuru yatırımı, beraber yola çıktığı ekip arkadaşları ve kadrosuna olan inancı ile özellikle de sektöre verdiği büyük emek, alınteri bizim için göz ardı edilemez konulardı. Yayıncılık genel olarak zarar eden bir sektör gibi görünse de biz diğer işlerimiz ile finanse ederek gücümüz yettiğince bunu sürdürmek istedik. Bu süreçte tamamı kız kardeşim ve bana ait bir oluşum içinde RTÜK, TürkSAT gibi çok sayıda kurumun ve kuruluşun usullerine harfiyen uygun ve eksiksiz başvurularımızı tamamlayarak Türkiye'de rekor denecek kadar kısa bir sürede Flash Haber TV isimli ulusal yayıncılık kanalını yayın hayatına sokmayı başardık.

Bazen bakıyoruz da algısal haber yayınlayanlar oluyor. Biliyoruz yayıncılıkta Flash TV yıllarca halay kanalı olarak anıldı. Halay kanalı olmaya nasıl baktınız, halay kanalı iken haber kanalı olmaya nasıl geçtiniz?
Bu babamın fikriydi. Babam, Türkiye'de ülkemizin hak ettiği şekilde her şeyi ölçülü ve net dile getirebilen bir mecra olmadığını, bunun büyük bir cesaret ve beraberinde deneyim gerektirdiğini, buna cesaret edebilecek kişinin de ancak kendisi olduğuna inanan birisiydi. Geçmişteki ilişki ve tecrübelerinden yola çıkarak bunu yapabileceğine inanıyordu. Babam, muhafazakar bir ortamda büyümüş. Ama çocuklarını idealist yetiştirmiş. İki kız çocuğunu tabiri caiz ise erkek gibi büyütmüş. Eğitimine ve ahlakına önem verdiği kadar, dini bütün ve inançlı olmalarını nasihat etmiş bir insandı. Bu kadar değeri evlatlarına işlemiş olduğu gibi yayıncılık anlayışına da yansıtmış olduğunu düşünüyorum. Bizim kanalımızda Yaşar Nuri Öztürk'ten, Erhan Göksel'e, Erkal Zenger’den, Mustafa Keser'e kadar çok çeşitli kitlelere hitap eden kişiler yer bulmuş, zengin bir profile hitap eden yayıncılık anlayışı benimsenmiş. Ama insanların dikkatini çeken halay olmuş. Halayın müsebbibi biz değiliz, halkın dikkatini çekmiş ve halkla örtüşmüş. Türkiye Flash'ı böyle kabul etmiş. Çünkü Türkiye bu, biz buyuz. Burada sorgulanması gereken Flash'ın neden halay kanalı olduğu değil halkın bunu tercih etmesidir. Türkiye’de hangi düğüne giderseniz gidin halay çekilir. Biz de bununla gurur duyuyoruz, ülkemizin bütün değerleri ile gurur duyduğumuz gibi.

Peki Flash Haber TV kanalını kurdunuz ve yönetici oldunuz. Nasıl bir ortamla karşılaştınız? Medya ortamını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Son 3-4 aylık süreçle alakalı ekibimizle gurur duyuyoruz. Bizim burada oluşturduğumuz yapılanmayı, Türk televizyon tarihinde yapabilecek çok az kişi veya kurum olabilir. Flash TV’nin kapanışının hemen ardından, aynı frekans üzerinden Flash Haber TV yayına girdi. Bu çok önemli bir konu, emeği geçen herkese teşekkürlerimizi bir kez daha sizin vasıtanız ile de iletelim.

Bunun dışarıya yansıması nasıl oldu? Kamuoyunda sanki, “El değiştirildi, gasp edildi” gibi bir algı oldu. Bu konuda ne diyeceksiniz?
Evet maalesef bu algıyı yaratanlar oldu ama insanlar şunu anlayamadı; Flash TV ortaklık yapısı nedeniyle kapanış ve tasfiye sürecine girdi ve biz iki kız kardeş yepyeni bir ulusal kanal kurduk. Kamuoyuna bu durumu net bir şekilde açıklamadığımız için böyle bir yanlış anlaşılma oldu. İşin aslı, Flash TV kapandı ve iki genç kadın babalarının mirasını hayatta tutabilmek için var gücü ile bir uğraşa girerek Flash Haber TV’yi kurdu.

Flash Haber'in kapısı herkese açık
Medyanın dünyada olduğu gibi Türkiye'de de önemli bir gücü olduğunu anlatan kardeşler, Flash Haber'in de bu alana katkı vereceğini söyledi. “Hepimiz Türkiye'de yaşıyoruz. Ve ülkemizin gerçeklerini tarafsız bir şekilde aktarmak, hepimizin yararına” diyen Özge Göktuğ Güleç, “Doğru bir habercilik anlayışının faydası budur. Hem kamuoyunun sağlıklı bir şekilde gündemden haberdar olmasına yardımcı olur hem de temiz bir medya yapılanmasına imkan verir” ifadelerini kullandı. Tarafsızlığın olmazsa olmaz olduğunun altını çizen Güleç, “Flash Haber'in kapısı herkese açık. Bu şu görüşten, bu bu görüşten diye insan ayırmayı medyaya yakıştıramıyoruz. Muhalif, iktidar yanlısı gibi sıfatlara bürünmeden olduğu gibi ve gerçekten yana bir tavırla yayın hayatımızı sürdürerek ülkemizin hak ettiği çizgide bir medya kuruluşu olarak yolumuza devam etmek istiyoruz.” şeklinde konuştu.
Ortaya çıkan duruma karşı şu sorulabilir, bu ağırlığı kaldırabiliyor musunuz?

Evet, ben bu ağırlığı kaldırabiliyorum. Babamı kaybettim, daha ağır bir şey gelmedi bugüne kadar benim başıma. Biz bunun acısıyla 60 gün içinde böyle bir yapılanmayı hayata geçirmeyi başarmış iki kız kardeş olarak buradayız. Keşke biz bunları yaparken, mücadelemizi fark eden bizimle gurur duyacak daha fazla insan olsaydı.

Yayıncılık eğitimi aldınız mı? Şu anki süreçte görüyoruz ki televizyon yayıncılığı genelde zarar edilen bir sektör. Bunu nasıl karşılamayı düşünüyorsunuz?
Göze aldığımız şeyler var. Biz babamın idealleri için bazı şeyleri göze alıp, bunları birbirimize dürüstçe söyleyerek bu yola girdik. İnşallah ticari hayatımızda da bu çarkı çevireceğiz. Buna inanıyorum. Özgür medyanın yeniden para kazanılır hale geleceğine inanıyorum. Çünkü gerçeğin karşılığını alırsınız. Biz de gerçeklerin peşindeyiz. Flash TV kurulduğunda 7 ve 9 yaşındaydık, stüdyolarda büyüdük diyebilirim; hayatımız babamızın yayıncılık mücadelesine şahitlik ederek geçti ve son 15 senedir de kendisi ile beraber yayıncılık dahil çok çeşitli ticari faaliyetlerimiz oldu. İkimiz de lisans eğitimimizi Amerika’da farklı alanlarda çift ana dal olarak tamamladık. Yayıncılık alanında ayrıca bir lisans eğitimi almadık. TV prodüksiyon, yayın ölçüm analizleri, cihaz teknolojileri üzerine bazı temel eğitimlerimiz oldu. Ama bunun dışında konsantre bir yayıncılık eğitimimiz olmadı.

Eşleriniz, çocuklarınız bu sürece nasıl bakıyor?
Tabii ki bize destek oluyorlar. Ailemizden önemli bir destek alıyoruz.

Türkiye'de biliyorsunuz ya yandaş ya karşıt bir medya grubu var. Kimisi iktidar yanlısı kimisi muhalif siz kendinizi nerede görüyorsunuz?
Biz her zaman tarafsızlıktan yanayız. Bir grubun bayraktarlığını yapmak yerine tarafsız olmayı seçiyoruz tabiki ülkemizin tüm değer, makam ve kurumlarına sonsuz saygı ile.
Hedefleriniz nelerdir? Flash Haber'in geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Zaman ne gösterir bilemiyorum. Şöyle diyeyim; düşünce ve ifade özgürlüğü çerçevesinde gerçeği yayınlama cesaretine sahip olabilecek, bu medeni ilişkileri sürdürebilecek, her fikre yer verip de insanlara eşit mesafede durmayı başarabilecek bir yere gelmeyi hedefliyoruz. Türkiye'deki medyanın da genel olarak buraya gelmesi gerektiğine inanıyoruz. Kutuplaşmaları ortadan kaldırmayı hedefliyoruz. Çünkü bu hepimizin menfaatine. Ülke hepimizin. Burada da gerçeklik önemli. Biz gerçeğin peşindeyiz ve gerçekleri söyleyebilmek istiyoruz.

SÖYLEŞİ: MEHMET MERT