TÜKODER Bakırköy Şubesi, ilk panelini düzenledi

Gündem 19.06.2022 - 20:27, Güncelleme: 10.11.2023 - 04:49
 

TÜKODER Bakırköy Şubesi, ilk panelini düzenledi

Tüketiciyi Koruma Derneği Bakırköy Şubesi, ilk panelini son günlerin en çok tartışılan konusu “Barınma, yoksulluk ve gıdaya ulaşım” başlığı ile yaptı. Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şube Başkanı Esin Köymen’in moderatörlüğünü yaptığı panele, Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Murat Kapıkıran ve TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Doç Dr. Pelin Pınar Giritlioğlu konuşmacı olarak katıldı. Panel sonunda, “Öncelikle sosyal politikaları uygulayacak bir iktidar olması gerekiyor” vurgusu öne çıktı.
32 yıl önce tüketici haklarının korunması, geliştirilmesi ve tüketicilerin kendilerini koruyabilmeleri için gerekli bilinç ve örgütlülük düzeyine ulaşabilmeleri amacı ile kurulan ve o gündene bu güne yoksulluğa ve hayat pahalılığına karşı da her platformda mücadele eden Tüketiciyi Koruma Derneği’nin 18 Mart 2022’de kurullan Bakırköy Şubesi ilk panelini gerçekleştirdi. Bakırköy Belediyesi Tarık Akan Kültür Merkezi’nde düzenlenen panelin moderatörlüğünü Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şube Başkanı Esin Köymen yaparken, Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Murat Kapıkıran ve TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Doç Dr. Pelin Pınar Giritlioğlu da konuşmacı olarak katıldı. “Barınma, yoksulluk ve gıdaya ulaşım” başlığı ile yapılan panelin açılış konuşmasını yapan TÜKODER Bakırköy Şube Başkanı Oya Erakıncı, tüm katılımcılara teşekkür ederek, hak savunuculuğu noktasında hep birlikte oldukları dostlarıyla aynı çatı altında olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Son günlerde ülkemizde özellikle yoksulluk ve açlık anlamında can alıcı haberlere üzülerek şahit olduklarını söyleyen Erakıncı, Birleşmiş Milletler Gıda Örgütünün verilerine göre özellikle 5 yaş altı çocukların yüzde 6 ‘sının kronik açlıkla karşı karşıya olduğunu, konut fiyatları ve kira artışlarıyla birlikte barınma hakkının da günden güne ülkemizde yok olduğunu ifade etti. BERKİN ELVAN, GEZİ TUTSAKLARI, PROF. DR. A. ZEKAİ GÖRGÜLÜ UNUTULMADI Orta gelirli vatandaşların artık şehir merkezlerinin dışına, çeper bölgelere yerleşerek yaşamlarını sürdürmeye başladıklarını belirten Erakıncı, “4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 6, yoksulluk sınırı ise 20 bin liraya dayandı. Oysa bir kamu emekçisinin şu anda ortalama geliri 6 bin 750 lira. TÜKODER olarak evrensel haklarımızın karşılığı bulması için zamlar, yoksulluklar, hak ihlallerine karşı örgütlü mücadelede hep bilikte çalışmaya devam edeceğiz” diyerek devam etti. Konuşmasında, bundan tam 9 yıl önce yaşanan Gezi olayları sırasında polis tarafından atılan göz yaşartıcı gaz kapsülünün başına isabet etmesi üzerine 2269 gün komada kalarak 14 yaşında hayatını kaybeden Berkin Elvan’ı da anan Oya Erakıncı, Silivri Cezaevi ve Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndaki Gezi tutsaklarını da selamlayarak, geçtiğimiz gün hayatını kaybeden  Mimar ve Şehir Plancısı Prof. Dr. A. Zekai Görgülü’yü de andı. DÜNYANIN TEMASI ‘DİJİTAL ÇAĞDA FİNANSAL SORUNLAR’ TÜRKİYE’NİN ‘YOKSULLUK, AÇLIK VE HAYAT PAHALILIĞI’ Panel öncesi konuşan TÜKODER Genel Başkanı Aziz Koçal, son günlerde en çok konuşulan konulardan birinin konut sorunu, diğerinin ise gıdaya ulaşım noktasında yoksulluk olduğunu belirtti. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 25. Maddesine göre, ‘Herkesin, kendisinin ve ailesinin sağlığı ve iyi yaşaması için yeterli yaşama standartlarına hakkı vardır; bu hak, beslenme, giyim, konut, tıbbi bakım hakkını da kapsar.’ diyerek, özellikle sosyal medya üzerinden yeri göğü inleten şikayetçilerin, iş sahaya gelince birden yok olduğunu ve ancak iğne kendisine battığında çözüm aradığını belirtti. Yılbaşından önce TÜKODER şubelerine en çok satıcı, sağlayıcı ve tüketici arasındaki şikayetler geldiğini, yılbaşından sonra gelen şikayetlerin ise aşırı zamlar ve konut sorunu olduğunu ifade eden Koçal, 3 gün önce arayan bir vatandaşın da ‘Bıçak kemiğe dayandı, artık bu zamlar için bir şey yapmayacamısınız?” dediğini söyleyerek, yaptıklarının görülmediğini, toplum olarak daha çok yol alınması gerektiğini ve çözüm önerileri doğrultusunda oluşturacakları politikaların arka bahçesinde halkı nasıl harekete geçireceklerine kafa yormaları gerektiği gerçeği ile karşı karşıya olduklarını vurguladı. TOPLUMSAL MUHALEFETİ ÖRGÜTLEME ÇAĞRISI Öncelikle toplumsal muhalefeti örgütlemek gibi bir sorumlulukları olduğunu belirten Aziz Koçal, 2022’de Dünya Tüketici Hakları Günü’nde dünyadaki tüketici örgütlerinin temasının ‘Dijital çağda finansal sorunlar’ olduğunu Türkiye’deki tüketici örgütlerinin temasının ise ‘Yoksulluk, açlık ve hayat pahallılığı’ olduğunu belirterek, “Buna karşılık birileri ‘Türkiye çağ atlıyor’, ‘Türkiye’yi kıskanıyorlar’ diyor” diyerek iktidara atıfta bulundu. Panelin moderatörlüğünü yapan TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Başkanı Esin Köymen, öncesinde yaptığı bilgilendirmede, konut sorunun ana sorumluluklarından biri olduğuna inanarak geçtiğimiz yıl meslek odaları ve sendikalarla yaptıkları  ‘Konut Kurultayı’ nın ardından çalışmalarına doğrudan tüketicileri de katarak devam edeceklerini söyledi. "MESLEK ODALARININ DÜNDEN GELEN MÜCADELESİ BU GÜNLERE GELİNMEMESİ İÇİNDİ" Konut hakkının en temel haklardan biri olduğunu, kişinin bu sorunu çözemediği zaman sosyo ekonomik ve kültürel faaliyetlerini de çözemediğini, sürekli bir bağımlılık ilişkisi ile zamanının büyük kısmını çalışarak ve çalıştığının büyük kısmını da barındığı konuta vererek bir kısır döngü içinde yaşadığını söyleyen Esin Köymen, “Ekonomik kriz, sağlıksız kentleşme ve çevre kirliliğine bağlı küresel ısınma, salgın hastalıklar, afetler ile birlikte doğal alanlarımızın ve kültürel varlıklarımızın talan edildiği, kayyumlar eliyle yerellerde seçmen iradesinin yok sayıldığı, üniversitelerimizin özerk yapılarına müdahale edildiği, insan hak ve özgürlüklerinin kısıtlandığı, kadına yönelik şiddetin arttığı, yasal düzenlemelerin ise bu antidemokratik uygulamaların artmasına ve yaşam alanlarının daha fazla talan edilmesine hizmet ettiği bir dönemden geçmekteyiz” dedi. Köymen, “Geçmişten bu güne yaşanan plansız göçler, konutla ilgili sorunlar çözülmeden yapılan uygulamalar, kentlerin ve konutun finansın bir parçası olarak metalaşma süreci ile bağlantılı olarak, barınak kavramının ötesinde bir yatırım aracı haline dönüştüğü için ve ne yazık ki 2002 yılından itibaren AKP iktidarıda bütün sanayiden, üretimden, tarımdan elini ayağını çekip, doğrudan doğruya kentte ve kırda, araziler üzerinden, kent yağması düzeni ile inşaat sektörü ile kendini devam ettirmek gibi bir ekonomik döngüyü model olarak kabul ettiği ve bu güne kadar sürdürülen ekonomik politikalarının sonucu olarak konuta erişemez hale geldik” diyerek devam etti. Meslek Odaları’nın dünden bu güne süren mücadelelerinin aslında bu günler gelmemek için olduğunu vurgulayan Köymen, kamusal alanlar üzerinden yapılan mücadelelerde bu güne kadar yalnız kaldıklarını, Gezi Olayları’nın tamda bu süreçte çok önemli ve kritik bir durum yarattığını söyledi. Esin Köymen, ‘Gezi’de mesele 3-5 ağaç değildir’ söylemlerine ‘Tabii ki değil’ diyerek, birbirine benzemeyen yapıların yan yana durabildiği, birbirlerinin haklarını da koruyarak, kadın erkek demeden iktidarların korktuğu ‘Başka bir dünyanın mümkün olduğu’ gerçeğini özümsediği bir süreç olduğuna vurgu yaptı. TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Doç Dr. Pelin Pınar Giritlioğlu’da, konut sorunundan konut krizine geçilendir döneme geldiğimizi vurgulayarak, “Konut sorunu” başlığı altında bir sunum gerçekleştirdi. Konut meselesinin bir hak meselesi olduğunu kaydeden Giritlioğlu, merkezi ve yerel iktidarların meseleye bu yönden yaklaşmadığını ve sosyal devlet ilkelerini yerine getirmediğini kaydetti. “KENDİ KENDİNE YETEN ÜLKE OLMALIYIZ” Panelin son konuşmacısı Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Murat Kapıkıran, eskiden ulusal yahut mevcut güvenlik sistemi sorunu yaşandığının oysa şimdilerde ‘gıda, enerji, barınma, çevre ekolojik güvenliği’ gibi sorunlar yaşadığımızı belirterek, tüm sorunların temelinde sınıfsal sorunlar ve kapitalizme bağlı olarak boyut değiştiren neoliberal politikalar olduğunu belirtti. Kapıkıran, “Kendi kendine yeter bir ülke durumuna gelmek zorundayız. Neoliberal politikalarla kamu neredeyse tüm kurumlarını özelleştirmiş ya da işlevsizleştirmiştir. Tarımı regüle eden, destekleyen, girdilerin maliyetlerini düşüren tüm kamu kurumları yeniden kamulaştırılmalı ve işlevsizleştirilenlere işlev kazandırılmalıdır.” şeklinde konuştu. 
Tüketiciyi Koruma Derneği Bakırköy Şubesi, ilk panelini son günlerin en çok tartışılan konusu “Barınma, yoksulluk ve gıdaya ulaşım” başlığı ile yaptı. Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şube Başkanı Esin Köymen’in moderatörlüğünü yaptığı panele, Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Murat Kapıkıran ve TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Doç Dr. Pelin Pınar Giritlioğlu konuşmacı olarak katıldı. Panel sonunda, “Öncelikle sosyal politikaları uygulayacak bir iktidar olması gerekiyor” vurgusu öne çıktı.

32 yıl önce tüketici haklarının korunması, geliştirilmesi ve tüketicilerin kendilerini koruyabilmeleri için gerekli bilinç ve örgütlülük düzeyine ulaşabilmeleri amacı ile kurulan ve o gündene bu güne yoksulluğa ve hayat pahalılığına karşı da her platformda mücadele eden Tüketiciyi Koruma Derneği’nin 18 Mart 2022’de kurullan Bakırköy Şubesi ilk panelini gerçekleştirdi.

Bakırköy Belediyesi Tarık Akan Kültür Merkezi’nde düzenlenen panelin moderatörlüğünü Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şube Başkanı Esin Köymen yaparken, Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Murat Kapıkıran ve TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Doç Dr. Pelin Pınar Giritlioğlu da konuşmacı olarak katıldı.

“Barınma, yoksulluk ve gıdaya ulaşım” başlığı ile yapılan panelin açılış konuşmasını yapan TÜKODER Bakırköy Şube Başkanı Oya Erakıncı, tüm katılımcılara teşekkür ederek, hak savunuculuğu noktasında hep birlikte oldukları dostlarıyla aynı çatı altında olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Son günlerde ülkemizde özellikle yoksulluk ve açlık anlamında can alıcı haberlere üzülerek şahit olduklarını söyleyen Erakıncı, Birleşmiş Milletler Gıda Örgütünün verilerine göre özellikle 5 yaş altı çocukların yüzde 6 ‘sının kronik açlıkla karşı karşıya olduğunu, konut fiyatları ve kira artışlarıyla birlikte barınma hakkının da günden güne ülkemizde yok olduğunu ifade etti.

BERKİN ELVAN, GEZİ TUTSAKLARI, PROF. DR. A. ZEKAİ GÖRGÜLÜ UNUTULMADI

Orta gelirli vatandaşların artık şehir merkezlerinin dışına, çeper bölgelere yerleşerek yaşamlarını sürdürmeye başladıklarını belirten Erakıncı, “4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 6, yoksulluk sınırı ise 20 bin liraya dayandı. Oysa bir kamu emekçisinin şu anda ortalama geliri 6 bin 750 lira. TÜKODER olarak evrensel haklarımızın karşılığı bulması için zamlar, yoksulluklar, hak ihlallerine karşı örgütlü mücadelede hep bilikte çalışmaya devam edeceğiz” diyerek devam etti.

Konuşmasında, bundan tam 9 yıl önce yaşanan Gezi olayları sırasında polis tarafından atılan göz yaşartıcı gaz kapsülünün başına isabet etmesi üzerine 2269 gün komada kalarak 14 yaşında hayatını kaybeden Berkin Elvan’ı da anan Oya Erakıncı, Silivri Cezaevi ve Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndaki Gezi tutsaklarını da selamlayarak, geçtiğimiz gün hayatını kaybeden  Mimar ve Şehir Plancısı Prof. Dr. A. Zekai Görgülü’yü de andı.

DÜNYANIN TEMASI ‘DİJİTAL ÇAĞDA FİNANSAL SORUNLAR’ TÜRKİYE’NİN ‘YOKSULLUK, AÇLIK VE HAYAT PAHALILIĞI’

Panel öncesi konuşan TÜKODER Genel Başkanı Aziz Koçal, son günlerde en çok konuşulan konulardan birinin konut sorunu, diğerinin ise gıdaya ulaşım noktasında yoksulluk olduğunu belirtti. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 25. Maddesine göre, ‘Herkesin, kendisinin ve ailesinin sağlığı ve iyi yaşaması için yeterli yaşama standartlarına hakkı vardır; bu hak, beslenme, giyim, konut, tıbbi bakım hakkını da kapsar.’ diyerek, özellikle sosyal medya üzerinden yeri göğü inleten şikayetçilerin, iş sahaya gelince birden yok olduğunu ve ancak iğne kendisine battığında çözüm aradığını belirtti.

Yılbaşından önce TÜKODER şubelerine en çok satıcı, sağlayıcı ve tüketici arasındaki şikayetler geldiğini, yılbaşından sonra gelen şikayetlerin ise aşırı zamlar ve konut sorunu olduğunu ifade eden Koçal, 3 gün önce arayan bir vatandaşın da ‘Bıçak kemiğe dayandı, artık bu zamlar için bir şey yapmayacamısınız?” dediğini söyleyerek, yaptıklarının görülmediğini, toplum olarak daha çok yol alınması gerektiğini ve çözüm önerileri doğrultusunda oluşturacakları politikaların arka bahçesinde halkı nasıl harekete geçireceklerine kafa yormaları gerektiği gerçeği ile karşı karşıya olduklarını vurguladı.

TOPLUMSAL MUHALEFETİ ÖRGÜTLEME ÇAĞRISI

Öncelikle toplumsal muhalefeti örgütlemek gibi bir sorumlulukları olduğunu belirten Aziz Koçal, 2022’de Dünya Tüketici Hakları Günü’nde dünyadaki tüketici örgütlerinin temasının ‘Dijital çağda finansal sorunlar’ olduğunu Türkiye’deki tüketici örgütlerinin temasının ise ‘Yoksulluk, açlık ve hayat pahallılığı’ olduğunu belirterek, “Buna karşılık birileri ‘Türkiye çağ atlıyor’, ‘Türkiye’yi kıskanıyorlar’ diyor” diyerek iktidara atıfta bulundu.

Panelin moderatörlüğünü yapan TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Başkanı Esin Köymen, öncesinde yaptığı bilgilendirmede, konut sorunun ana sorumluluklarından biri olduğuna inanarak geçtiğimiz yıl meslek odaları ve sendikalarla yaptıkları  ‘Konut Kurultayı’ nın ardından çalışmalarına doğrudan tüketicileri de katarak devam edeceklerini söyledi.

"MESLEK ODALARININ DÜNDEN GELEN MÜCADELESİ BU GÜNLERE GELİNMEMESİ İÇİNDİ"

Konut hakkının en temel haklardan biri olduğunu, kişinin bu sorunu çözemediği zaman sosyo ekonomik ve kültürel faaliyetlerini de çözemediğini, sürekli bir bağımlılık ilişkisi ile zamanının büyük kısmını çalışarak ve çalıştığının büyük kısmını da barındığı konuta vererek bir kısır döngü içinde yaşadığını söyleyen Esin Köymen, “Ekonomik kriz, sağlıksız kentleşme ve çevre kirliliğine bağlı küresel ısınma, salgın hastalıklar, afetler ile birlikte doğal alanlarımızın ve kültürel varlıklarımızın talan edildiği, kayyumlar eliyle yerellerde seçmen iradesinin yok sayıldığı, üniversitelerimizin özerk yapılarına müdahale edildiği, insan hak ve özgürlüklerinin kısıtlandığı, kadına yönelik şiddetin arttığı, yasal düzenlemelerin ise bu antidemokratik uygulamaların artmasına ve yaşam alanlarının daha fazla talan edilmesine hizmet ettiği bir dönemden geçmekteyiz” dedi.

Köymen, “Geçmişten bu güne yaşanan plansız göçler, konutla ilgili sorunlar çözülmeden yapılan uygulamalar, kentlerin ve konutun finansın bir parçası olarak metalaşma süreci ile bağlantılı olarak, barınak kavramının ötesinde bir yatırım aracı haline dönüştüğü için ve ne yazık ki 2002 yılından itibaren AKP iktidarıda bütün sanayiden, üretimden, tarımdan elini ayağını çekip, doğrudan doğruya kentte ve kırda, araziler üzerinden, kent yağması düzeni ile inşaat sektörü ile kendini devam ettirmek gibi bir ekonomik döngüyü model olarak kabul ettiği ve bu güne kadar sürdürülen ekonomik politikalarının sonucu olarak konuta erişemez hale geldik” diyerek devam etti.

Meslek Odaları’nın dünden bu güne süren mücadelelerinin aslında bu günler gelmemek için olduğunu vurgulayan Köymen, kamusal alanlar üzerinden yapılan mücadelelerde bu güne kadar yalnız kaldıklarını, Gezi Olayları’nın tamda bu süreçte çok önemli ve kritik bir durum yarattığını söyledi.

Esin Köymen, ‘Gezi’de mesele 3-5 ağaç değildir’ söylemlerine ‘Tabii ki değil’ diyerek, birbirine benzemeyen yapıların yan yana durabildiği, birbirlerinin haklarını da koruyarak, kadın erkek demeden iktidarların korktuğu ‘Başka bir dünyanın mümkün olduğu’ gerçeğini özümsediği bir süreç olduğuna vurgu yaptı.

TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Doç Dr. Pelin Pınar Giritlioğlu’da, konut sorunundan konut krizine geçilendir döneme geldiğimizi vurgulayarak, “Konut sorunu” başlığı altında bir sunum gerçekleştirdi. Konut meselesinin bir hak meselesi olduğunu kaydeden Giritlioğlu, merkezi ve yerel iktidarların meseleye bu yönden yaklaşmadığını ve sosyal devlet ilkelerini yerine getirmediğini kaydetti.

“KENDİ KENDİNE YETEN ÜLKE OLMALIYIZ”

Panelin son konuşmacısı Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Murat Kapıkıran, eskiden ulusal yahut mevcut güvenlik sistemi sorunu yaşandığının oysa şimdilerde ‘gıda, enerji, barınma, çevre ekolojik güvenliği’ gibi sorunlar yaşadığımızı belirterek, tüm sorunların temelinde sınıfsal sorunlar ve kapitalizme bağlı olarak boyut değiştiren neoliberal politikalar olduğunu belirtti.

Kapıkıran, “Kendi kendine yeter bir ülke durumuna gelmek zorundayız. Neoliberal politikalarla kamu neredeyse tüm kurumlarını özelleştirmiş ya da işlevsizleştirmiştir. Tarımı regüle eden, destekleyen, girdilerin maliyetlerini düşüren tüm kamu kurumları yeniden kamulaştırılmalı ve işlevsizleştirilenlere işlev kazandırılmalıdır.” şeklinde konuştu. 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yurt-haber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.