ZEYTİNBURNU VE BAHÇELİEVLER’DE KONUŞTU
ZEYTİNBURNU VE BAHÇELİEVLER’DE KONUŞTU
İBB Başkanı ve Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayı Ekrem İmamoğlu, Kağıthane ve Sultangazi’nin ardından, Zeytinburnu ve Bahçelievler’de de vatandaşlarla buluştu. İktidar kanadının karşıtı olarak gördüğü insanları ‘dinle, ezanla ilgisi olmamakla suçlama’ eğiliminde olduğuna dikkat çeken İmamoğlu, “Allah aşkına; sen kimsin de Allah'la kul arasına giriyorsun? Sen kendini ne zannediyorsun? Bu milletin inancını, bu milletin milli duygularını ölçecek adam, anasının karnından doğmadı, doğmadı” şeklinde konuştu. “Ben aylar önce, ‘Bu sürecin en çalışkan neferi olacağım’ demiştim” diyen İmamoğlu, “Ben çalışıyorum. Beni geçebilen geçsin. Milletimiz için çalışıyorum. Bunlar, ekonomiyi yönetmeyi bilmiyor. İnanın ekonomiyle ilgili bazı yöneticilerine bırakın memleketi, dükkanı emanet etmezsiniz. İşi bilen bir insan, yanlışı söylüyorsa üstündeki insan, ona yanlışını söyler. Bunlar ‘yanlış’ dese de yatıp kalkıyorlar, ‘doğru’ dese de yatıp kalkıyorlar. Emir kuluna dönmüş, emir kulu olan yöneticilerin bu memleketi asla bir faydası olmaz” ifadelerini kullandı. İktidarın 16’ncı sırada aldığı Türkiye’ye, ekonomik büyüklük açısından 21’nci sıraya düşürdüğü bilgisini paylaşan İmamoğlu, “Bu hükümet; bu milleti, bu devleti, bu vatanı, yönetmeyi hak etmiyor. Evlerine yollayacağız onları. ‘Ben’ diyen aklı yollayacağız, ‘biz’ diyen aklı sistemin başına getireceğiz” dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayı Ekrem İmamoğlu, Kağıthane ve Sultangazi’nin ardından, Zeytinburnu ve Bahçelievler’de de vatandaşlarla buluştu. İmamoğlu, Zeytinburnu Adliye Meydanı ve Bahçelievler Şehit Yarbay Cesur Parkı’nda da coşkulu kalabalıklara hitap etti. “Milletçe çok önemli bir kararın arifesindeyiz” diyen İmamoğlu, “14 Mayıs, tarihi bir gün olacak. 14 Mayıs'ta, gelecek adına bir karar vereceğiz. Çocuklarımız için, gençlerimiz için çok önemli bir karar vereceğiz. Hep birlikte bu süreci iyi idrak etmeli ve ona göre çalışıp, ona göre yol yürümeliyiz. Öncelikle yarın İstanbul'da, Maltepe Miting Alanı’nda sizi bekleyenler var. Millet İttifakı, Maltepe'de olacak. Mansur Başkanımız Maltepe'de olacak. Ben de sizleri karşılayıp, ev sahipliği yapacağım. Hep birlikte ev sahipliği yapacağız. Hep birlikte 13. Cumhurbaşkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nu karşılamaya hazır mıyız” şeklinde konuştu.
“BUGÜNÜN İKTİDARI İNSAN AYIRMAYI, KUTUPLAŞTIRMAYI TERCİH EDİYOR”
“Ne yazık ki bugünün iktidarı insan ayırmayı, insanları birbirinden uzaklaştırmayı, kutuplaştırmayı tercih ediyor” diyen İmamoğlu, özetle şunları söyledi:
“Bu ülkenin hükümetinin, İstanbul Büyükşehir Belediyesi bir başka partide diye, yapmadığı engelleme kalmadı. Ve birçok şehirde bir başka partiden ise, oraya selam bile vermiyorlar. Ülkeyi, devleti, mekanizmaları partizanlaştırdılar. Devletin valisi olur. Devletin kaymakamı olur. Şimdi bunların döneminde ‘hükümetin kaymakamı’, ‘hükümetin valisi’ şekline dönüştü. Ben, ülkenin bürokratları adına devletin emek verip yetiştirdiği memurları adına da üzülüyorum. O insanları da zorda bırakıyorlar. Memleket, neredeyse Cumhuriyetin yüzüncü yılına kadar, bu denli partizan bir dönemi hiçbir dönem yaşamadı. Ve adaleti yerle bir ettiler. Eğer bir insan liyakatiyle bir yere gelmek istiyorsa bu mümkün değil. Ama bir yerde tanıdığı, dayısı, partilisi varsa, o zaman mümkün. Böyle bir süreç ortaya koydular. Gençlere soruyoruz, diyoruz ki, ‘Siz bir işe girmek için çalışıp, çabalayıp liyakatiniz varsa girebilir misiniz?’ ‘Hayır’ diyorlar, ‘Dayımız varsa gireriz, başka giremeyiz.’ Gençler umutlarını bu ülkede değil, başka ülkelerde aramaya başladılar. Çocuklarımızın eğitimle ilgili çok ciddi sorunları var. Artık eğitimde öyle bir eşitsizlik var ki, çocuklarımızın eğitimiyle ilgili annelerimizin, babalarımızın umutları kalmadı.”
“MUTFAKTA YANGIN VAR”
“Mutfakta yangın var ve bu ülkeyi neredeyse iki yıldır büyük bir enflasyon girdabı içine soktular. Dövizle yarışan ve dövizle bu ülkeyi yöneten bir ekonomi anlayışı ortaya koydular. Çok zengin daha çok kazanıyor. Fakir, elindekini kaybetmiş durumda. Gelir adaletsizliğinde belki de dünyanın en ön sıralarına ulaşmış durumda. Mutfaktaki yangın zaten burada en iyi hanımefendiler bilir. Almış başını gitmiş fiyatlarla baş edilemiyor. Bunun tek sebebi var. Şu anda memleketin aklı, memleketin başı şunu söylüyor: Hükümet olarak diyor ki, ‘Ben bilirim, başkası bilmez. Ben yaparım, doğrusu budur. Ben ne dersem, o olur’ diyen bir kişi var. Tek bir akıl var. Bu aklın değişmediği sürece, milleti millete emanet etmediği sürece, Allah muhafaza, bizi uçurumdan aşağı yuvarlarlar. Onun için bu felaketten geri dönmek adına yapacağımız tek şey kaldı. Bu süreci ve bu sürece bizi taşıyan bu rejimi evimizin dışına atmak; defedip yollamak.”
“BU REJİMİ, BU SİSTEMİ DEĞİŞTİRECEĞİZ”
“İkinci yüzyılın başlangıcında, ne yazık ki sıkıntılarımızı büyüten bu hükümet, 21 yılın sonunda hedeflerinin üçte birine bile erişemeyerek, ekonomik olarak memleketi dünyanın 16. sırasından alıp, 21. sırasına düşürdü. Bu hükümet; bu milleti, bu devleti, bu vatanı, yönetmeyi hak etmiyor. Evlerine yollayacağız onları. Bizler, bu seçimde geleceğimiz için yoğun bir mücadeleyle, en doğru kararları vermekle yükümlü vatandaşlarız. Hak, hukuk, adalet mücadelesinin simgesi ve gerçekten devlet deneyimiyle, devlet insanı olmasıyla birlikte, büyük bir ittifakı inşa ederek, demokrasi mücadelemizi en üst seviyeye taşıyan 13. Cumhurbaşkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na hep birlikte oy vereceğiz. Bu rejimi, bu sistemi değiştireceğiz. Bu yönetim anlayışını değiştireceğiz. ‘Ben’ diyen aklı yollayacağız, ‘biz’ diyen aklı sistemin başına getireceğiz. Bu kadar net. Bu yönetim anlayışında bir kişi var ve bir avuç insan var. Her konu, bu bir avuç insanın çemberinin içinde dönüyor. Milletin hiçbir şeyden haberi yok. Halbuki bu memleketin her karış toprağı, 86 milyon insana ait. Ama bunlar, 25 yıl yönettikleri İstanbul'daki gibi, İstanbul'u kendi malları mülkleri zannettikleri gibi, bu memleketi de kendi malları, mülkleri zanneder oldular. Kendi malı mülkü gibi davranan bu anlayışı ve bu sistemi evin dışına koyacağız. Bu sistemi başımıza getiren kişi ve kişileri de tıpış tıpış evlerine yollayacağız.”
“86 MİLYON İNSANINI ÖZÜ, CANI, CİĞERİ, GİBİ GÖRMEYEN AKIL, BU MİLLETE FAYDA VEREMEZ”
“Kalkıyorlar, milletin milliyetçiliğini ölçmeye kalkışıyorlar. Senin alnına bir alet tutuyorlar. ‘Sen milliyetçisin, değilsin’ diye konuşmaya çalışıyorlar. Bunlardan zehirlenen birkaç insan, sağda solda kırıcı dökücü laflar da ediyor. Milleti aldatıyorlar. Daha ileri gidiyorlar. Haşa! Sana ‘cehennemlik’, sana, ‘cennetlik’ demeye kalkıyorlar. Cennete, cehenneme bile bunlar karar vermeye çalışıyorlar. Sözlerini, meydanlarda konuşarak söylüyorlar. Efendim dinle ilgisi yokmuş, ezanla ilgisi yokmuş. Ya Allah aşkına ya Allah aşkına; sen kimsin de Allah'la kul arasına giriyorsun? Sen kendini ne zannediyorsun? Bu millet, bu milletin inancını, bu milletin milli duygularını ölçecek adam anasının karnından doğmadı, doğmadı. Bu milleti bir evlat gibi, 86 milyon insanını kendi milleti, kendi özü, kendi canı, kendi ciğeri, kendi evladı gibi görmeyen akıl, bu millete fayda veremez. Bu millet sevgi ister.”
“DEVLET NEDİR BİLİYOR MUSUNUZ?”
“Devlet nedir biliyor musunuz? Devlet güçlü olacak. Her yönüyle güçlü olacak. Devlet, savunma sanayinde de güçlü olacak; ama ekonomide de güçlü olacak. Devlet, teknolojide de güçlü olacak; ama tarımda da güçlü olacak. Devlet, eğitimde de güçlü olacak, demokraside de güçlü olacak, özgürlükte de güçlü olacak. Her şeyde. Ama size bir şeyi hatırlatayım. Devlet, vatandaşına karşı gücünü gösteren olmaz. Devlet vatandaşına şefkatini, merhametini, adaletini, erdemini, ahlakını gösterir. Devlet, güler yüzünü gösterir. Onun için deyin ki, ‘Artık yeter kardeşim. Biz, surata asık adam istemiyoruz. Hadi evine, hadi evine. Git evindeki çoluğuna, çocuğuna, eşine hizmet et. Bu millet asık surat değil, bu millet güler yüz istiyor. Şefkat istiyor. İnsanlarla gözünün içine bakarak konuşacak. Fırça atmak ne demek ya? Seninle aynı mı düşünecek illa herkes? Kimin haddine fırça atmak? Bakın, bunu unutmayın: Şu memleketin her karış toprağında senle ben eşitiz. Sen de ben eşitim. Kimsenin birinden bir gram farkı yok. Eşit hissedarlarıyız bu memleketin. Herkes haddini bilecek. Haddini bildirmeye hazır mıyız?”
“Bugün birbirimize sorumluluk yükleme zamanı. Ben aylar önce, hatta 1 yıl önce, 1,5 yıl önce ne demiştim? ‘Bu sürecin en çalışkan neferi olacağım’ demiştim. Beni geçebilen geçsin. Ben çalışıyorum. Beni geçebilen geçsin. Milletimiz için çalışıyorum. Bunlar, ekonomiyi yönetmeyi bilmiyor. İnanın ekonomiyle ilgili bazı yöneticilerine bir dükkanı emanet etmezsiniz. Bırakın memleketi, dükkanı emanet etmezsiniz. İşi bilen bir insan, bir işi bilen bir insan, yanlışı söylüyorsa üstündeki insan, ona yanlışını söyler. Bunlar ‘yanlış’ dese de yatıp kalkıyorlar, ‘doğru’ dese de yatıp kalkıyorlar. Emir kuluna dönmüş, emir kulu olan yöneticilerin bu memleketi asla bir faydası olmaz. Anlatın bunu. Bunlar ekonomimizi batırırlar. Bugünün işi yarına bırakmayacağız. Hızlı hareket edeceğiz. Bak orada gençler yazıyor, ‘İlk turda bitirelim’ diyor. Acelemiz var. Bir günü bile kaybedemeyiz. O kadar hassas.”
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.