Değişim esaslı bir mücadeleyi gerektirir!

CHP Bakırköy İlçe Başkanlığı’nın 13. Kongresi’nde ilçe yönetimine seçilen Mimar Sedat Yalçınkaya, kongre öncesi yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanlığı seçiminin duygusal yükünü tüm CHP örgütü olarak hissettiklerini, iktidar ve uzantıları tarafından her geçen gün daha da beslenen kimlik siyasetinin kendini gösterdiğini ifade ederek, “Bireyler, söylemlere değil kimliklere göre oy verdi. Yoğun ekonomik yüklerin altında gerçekliğe değil, hayallere inanmayı tercih etti” diyerek, değişimin esaslı bir mücadeleyi gerektirdiğinin altını çizdi.

CHP’nin 13. Olağan kongresinde ilçe yönetimine seçilen genç mimar Sedat Yalçınkaya, kongre öncesinde yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanlığı seçimlerini değerlendirdi. Umutsuzluğa ve karamsarlığa kapılmama çağrısı yaparak, mevcudu koruyarak halkı oyalamanın kolay, değişimin ise esaslı bir mücadeleyi gerektirdiğini söyleyen Yalçınkaya, “Sosyal demokrasiye inanan bizler, tüm halk kitlelerini kapsayan bir yönetim modeline inanıyoruz” dedi. Eşitlik, paylaşım ve demokrasinin önemli bir ihtiyaç ve inanç olduğunun altını çizen Sedat Yalçınkaya, “Bu kuvvetli inançlar ışığında ‘Türkiye’nin Birleştirici Gücü’ olma mottosuna ve misyonuna devam edeceğimize inanıyorum” ifadeleriyle konuşmasına şöyle devam etti. Seçim istediğimiz gibi sonuçlanmadı. Seçimin duygusal yükünü tüm CHP Örgütü olarak hissediyoruz. Fakat seçim sonucu, seçim kampanyamızın başarısız olduğu anlamına gelmiyor. Omuzladığımız misyon gereği Türkiye’yi birleştirmek istedik, herkesi aramıza davet ettik, fakat iktidar ve uzantıları tarafından her geçen gün daha da beslenen kimlik siyaseti kendini gösterdi. Bireyler, söylemlere değil kimliklere göre oy verdi. Yoğun ekonomik yüklerin altında gerçekliğe değil, hayallere inanmayı tercih etti. Bu durum benzerini Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk Nutuk da bahsetmişti. Şöyleki; Kurtuluş savaşı başlangıcında İzmir, Manisa, Aydın işgali, uygulanan tecavüz ve zulüm hakkında henüz Millet uyanmamıştı. Buradan yola çıkarak doğru analizler yapmaz isek dürüstçe bu durumları dile getirmezsek gelecek adımlarımızı da doğru şekilde belirleyemeyiz. Toplumun her katmanında, her mahallesinde, her sokağında hala şekillenebilir, kimlik siyasetinin ağına düşmemiş kadınlara ve gençlere ulaşmalıyız. Gerekli olan sorumlulukları alarak birleştirmeye devam etmeli, gelecek nesilleri sosyal demokrasi çerçevesinde bir araya getirmeliyiz. Son olarak şunu söylemek istiyorum; Bir siyasal parti için güç olan şey ileri nitelikteki sözcükleri halk ile söylemekten geçer.