Bu olayları münferit vakalar olarak görmüyor, 6284 sayılı yasanın tam olarak uygulanamasını istiyoruz!

Gündem 21.09.2024 - 12:54, Güncelleme: 21.09.2024 - 13:11
 

Bu olayları münferit vakalar olarak görmüyor, 6284 sayılı yasanın tam olarak uygulanamasını istiyoruz!

CHP İstanbul İl Başkanlığı, Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran ve Tekirdağ'da 2 yaşındaki cinsel istismara uğrayan Sıla bebek için 39 ilçede eş zamanlı basın açıklaması düzenledi. Yapılan ortak açıklamada, “Bizler, CHP İstanbul Kadın Kolları olarak, bu olayları münferit vakalar olarak görmüyor, 6284 sayılı yasanın tam olarak uygulanamasını istiyoruz!” denildi.
CHP İstanbul İl Başkanlığı, Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran ve Tekirdağ'da cinsel istismara uğrayan 2 yaşındaki Sıla bebek için 39 ilçeden eş zamanlı basın açıklaması düzenledi. Bakırköy Kadın Kolu Başkanlığı’nda düzenlenen açıklamayı, Kadın Kolu Başkanı Günay Mamati okudu. Kaybolduktan 19 gün sonra, cansız bedeni dere kenarında bulunan Narin Gürhan olayının henüz aydınlatılamadığını, acısı hala tazeyken bu kez Tekirdağ'da 2 yaşındaki Sıla bebeğin, istismar ve darp sonucu hayatta kalma mücadelesi verdiğini söyleyen Bakırköy Kadın Kolu Başkanı Günay Mamati, “Sıla bebeğin bu mücadelesi, bu ülkenin çocuklarının ve kadınlarının hayatta kalma, haklarını koruma mücadelesidir!” dedi. Bakırköy Kadın Kolu Başkanı Günay Mamati’nin okuduğu basın açıklamasının tam metni ise şöyle Türkiye, maalesef son dönemde birbiri ardına gelen çocuk istismarı ve kadına yönelik şiddet vakalarıyla sarsılmaktadır. Diyarbakır’da kaybolduktan 19 gün sonra cansız bedeni bulunan 8 yaşındaki Narin Güran’ın, kaybının birinci ayını doldurduğumuz şu günde acısı hala tazeyken, bu kez Tekirdağ'da yaşanan insanlık dışı olay hepimizi derinden yaraladı. 2 yaşındaki Sıla bebeğin, istismar ve darp sonucu hastaneye kaldırıldığı ve hâlâ hayatta kalma mücadelesi verdiği haberleri kamu vicdanını derinden sarsmaktadır. Görülmelidir ki Sıla bebeğin bu mücadelesi, bu ülkenin her biri birbirinden özel çocuklarının ve kadınlarının hayatta kalma, haklarını koruma mücadelesidir! Bu elim olaylar, ülkemizde çocukların ve kadınların korunması adına yürürlükte olan yasaların yeterince uygulanmadığını bir kez daha gözler önüne sermektedir. Özellikle 6284 sayılı Aileyi Koruma ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Kanunu'nun etkin bir şekilde uygulanmaması, cezaların hafifletilmesi ve fail odaklı bir adalet anlayışının benimsenmesi toplumda büyük bir adalet arayışına yol açmıştır. Tekirdağ’da bir bebeğe yönelik istismarın ardından yürütülen soruşturmalarda sorumluların tutuklanmasına rağmen, cezaların hafifletilmesi ihtimali, bu şiddet döngüsünün devam edeceği korkusunu artırmaktadır. Bizler, CHP İstanbul Kadın Kolları olarak, bu olayları münferit vakalar olarak görmüyoruz. Çocuk istismarı ve kadına yönelik şiddet, toplumun her kesimini etkileyen yapısal bir sorundur ve bu sorun, ancak yasaların eksiksiz ve kararlılıkla uygulanmasıyla çözülebilir. 6284 sayılı yasanın tam olarak uygulanması, cezasızlık politikalarına son verilmesi, mağdurlara yönelik koruma ve destek mekanizmalarının güçlendirilmesi artık bir zorunluluktur. LANZAROTE SÖZLEŞMESİ’NİN TAM ANLAMIYLA UYGULANMASINI TALEP EDİYORUZ Bunun yanı sıra, uluslararası anlaşmaların, özellikle Lanzarote Sözleşmesi'nin, tam anlamıyla uygulanmasını talep ediyoruz. Türkiye’nin taraf olduğu bu sözleşme, çocuk istismarını önlemeyi amaçlamakta ve devletin bu konuda sorumluluk almasını gerektirmektedir. Ancak ne yazık ki, son yıllarda bu anlaşmanın uygulanmasına yönelik pasifist-siyasi yaklaşımlar, çocuklarımızın güvenliğini tehlikeye atmakta ve kadınların korunmasını zayıflatmaktadır. Kadına yönelik şiddet eylemlerinin vicdana dayandığı ifade edilen mahkeme kararları sayesinde iyi hal indirimine tabi tutulması, adalet sisteminin bu tür olaylarda fail odaklı değil, mağdur odaklı çalışması gerektiği gerçeğinin görmezden gelindiğini bir kez daha kanıtlar niteliktedir. Narin Güran ve Sıla bebeğin yaşadıkları, toplumun tüm kesimlerini derin bir kedere boğarken, bu olayların tekrar yaşanmaması için gereken her türlü yasal düzenlemenin hızla hayata geçirilmesi gerektiğini vurguluyoruz. Biz hem Çocuk Koruma Kanunu'nun, hem Lanzarote Sözleşmesi'nin hem de 6284'ün etkin ve caydırıcı bir şekilde uygulanması gerektiğini talep ediyoruz. Çünkü biliyoruz ki, yasaların eksiksiz uygulanmadığı her gün, yeni mağdurlar yaratılmaya devam edilecektir. Çağrımız, tüm grupları çocuklara ya da kadınlara kalkan yumruğu kamu adına sorgulayacak dirayete kavuşturmak, yasal süreçlerin tereddütsüz işletilmesine yöneliktir. Görüyoruz, 6284 başta olmak üzere ulusal ve uluslararası hukuk kurallarının hedefe koyulduğunu görüyoruz! Cezasızlık politikasını hukuk sistemimize egemen kılan bu tutum, elbette, politiktir. Bu tavrın karşısında yer alıyoruz. Bu vesileyle, Türkiye’deki kadınların ve çocukların haklarını korumak için mücadele eden tüm sivil toplum kuruluşlarına, derneklere ve duyarlı vatandaşlarımıza bir kez daha teşekkür ediyoruz. Bizler, CHP İstanbul Kadın Kolları olarak, bu mücadelenin sonuna kadar takipçisi olacağız. Çocuklarımızı korumak, kadınları şiddetten arındırılmış bir yaşam hakkına kavuşturmak, toplumun her kesimi için öncelikli olmalıdır. Şiddete, istismara ve cezasızlığa karşı sesimizi yükseltiyoruz. Haykırıyoruz, bir kişi daha eksilmeyeceğiz! Bu toplumda her bireyin güvenle ve onuruyla yaşayabileceği bir düzeni kurana dek, mücadelemizi sürdüreceğiz! LANZAROTE SÖZLEŞMESİ NEDİR? 25 Ekim 2007'de İspanya'nın Lanzarote Adası'nda Avrupa Konseyi üye devletleri ile diğer bazı devletler arasında 'Çocukların Cinsel Suistimal ve Cinsel İstismara Karşı Korunmasına İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi' imzalandı. "Lanzarote Sözleşmesi" adıyla bilinen anlaşmaya imza atan devletler arasında, Avrupa Birliği ülkelerinin yanı sıra ABD, İngiltere, Rusya, Japonya ve Türkiye yer alıyor. Lanzarote Sözleşmesi'nin temel amacı şöyle: * Çocukların cinsel sömürü ve istismara uğramasını engellemek ve bu konuda ulusal ve uluslararası iş birliği gerçekleştirmek * Çocuk pornografisi ve fuhşunu yasaklamak ve bunun için gereken her türlü tedbiri almak * Çocukların psiko-sosyal gelişimi açısından yıkıcı olabilecek etkilerini ortadan kaldırmak * Bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanılması yoluyla gerçekleştirilebilecek çocuk pornografisi ile mücadele etmek * Çocukların iyilik ve menfaatlerini en üstün değer olarak kabul etmek * Önleyici-koruyucu ceza hukuku alanı oluşturmak * Tüm bu yükümlülükleri bağlayıcı hale getirerek özel bir gözetim ve denetim mekanizması kurmak Türkiye,  Lanzarote Sözleşmesi'ni ne zaman imzalandı? Sözleşme 13 Ağustos 2010 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na geldi. Sözleşmenin kabul edilebilmesi için 'Avrupa Konseyi Çocukların Cinsel Sömürü ve Cinsel İstismara Karşı Korunması Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı' oluşturuldu; Dışişleri, Adalet, Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler komisyonları görev aldı ve ismi anılan komisyonlar 567 sayılı Komisyon Raporu ile olumlu görüş sundu, sonuç olarak 6084 Sayılı Kanun ile onaylandı ve 3 Mart 2010 tarihinde karar verildi. 18 Temmuz 2011 tarihinde dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Bakanlar Kurulu tarafından Lanzarote Sözleşmesi'ne dahil olunmasına karar verildi. 'Çocukların Cinsel Suistimal ve Cinsel İstismara Karşı Korunmasına İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi', 10 Eylül 2011 tarihinde 28050 Sayılı Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe girdi. TIKLAYIN - Sözleşme'nin tüm maddeleri  
CHP İstanbul İl Başkanlığı, Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran ve Tekirdağ'da 2 yaşındaki cinsel istismara uğrayan Sıla bebek için 39 ilçede eş zamanlı basın açıklaması düzenledi. Yapılan ortak açıklamada, “Bizler, CHP İstanbul Kadın Kolları olarak, bu olayları münferit vakalar olarak görmüyor, 6284 sayılı yasanın tam olarak uygulanamasını istiyoruz!” denildi.

CHP İstanbul İl Başkanlığı, Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran ve Tekirdağ'da cinsel istismara uğrayan 2 yaşındaki Sıla bebek için 39 ilçeden eş zamanlı basın açıklaması düzenledi. Bakırköy Kadın Kolu Başkanlığı’nda düzenlenen açıklamayı, Kadın Kolu Başkanı Günay Mamati okudu.

Kaybolduktan 19 gün sonra, cansız bedeni dere kenarında bulunan Narin Gürhan olayının henüz aydınlatılamadığını, acısı hala tazeyken bu kez Tekirdağ'da 2 yaşındaki Sıla bebeğin, istismar ve darp sonucu hayatta kalma mücadelesi verdiğini söyleyen Bakırköy Kadın Kolu Başkanı Günay Mamati, “Sıla bebeğin bu mücadelesi, bu ülkenin çocuklarının ve kadınlarının hayatta kalma, haklarını koruma mücadelesidir!” dedi.

Bakırköy Kadın Kolu Başkanı Günay Mamati’nin okuduğu basın açıklamasının tam metni ise şöyle

Türkiye, maalesef son dönemde birbiri ardına gelen çocuk istismarı ve kadına yönelik şiddet vakalarıyla sarsılmaktadır. Diyarbakır’da kaybolduktan 19 gün sonra cansız bedeni bulunan 8 yaşındaki Narin Güran’ın, kaybının birinci ayını doldurduğumuz şu günde acısı hala tazeyken, bu kez Tekirdağ'da yaşanan insanlık dışı olay hepimizi derinden yaraladı. 2 yaşındaki Sıla bebeğin, istismar ve darp sonucu hastaneye kaldırıldığı ve hâlâ hayatta kalma mücadelesi verdiği haberleri kamu vicdanını derinden sarsmaktadır. Görülmelidir ki Sıla bebeğin bu mücadelesi, bu ülkenin her biri birbirinden özel çocuklarının ve kadınlarının hayatta kalma, haklarını koruma mücadelesidir!

Bu elim olaylar, ülkemizde çocukların ve kadınların korunması adına yürürlükte olan yasaların yeterince uygulanmadığını bir kez daha gözler önüne sermektedir. Özellikle 6284 sayılı Aileyi Koruma ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Kanunu'nun etkin bir şekilde uygulanmaması, cezaların hafifletilmesi ve fail odaklı bir adalet anlayışının benimsenmesi toplumda büyük bir adalet arayışına yol açmıştır. Tekirdağ’da bir bebeğe yönelik istismarın ardından yürütülen soruşturmalarda sorumluların tutuklanmasına rağmen, cezaların hafifletilmesi ihtimali, bu şiddet döngüsünün devam edeceği korkusunu artırmaktadır.

Bizler, CHP İstanbul Kadın Kolları olarak, bu olayları münferit vakalar olarak görmüyoruz. Çocuk istismarı ve kadına yönelik şiddet, toplumun her kesimini etkileyen yapısal bir sorundur ve bu sorun, ancak yasaların eksiksiz ve kararlılıkla uygulanmasıyla çözülebilir. 6284 sayılı yasanın tam olarak uygulanması, cezasızlık politikalarına son verilmesi, mağdurlara yönelik koruma ve destek mekanizmalarının güçlendirilmesi artık bir zorunluluktur.

LANZAROTE SÖZLEŞMESİ’NİN TAM ANLAMIYLA UYGULANMASINI TALEP EDİYORUZ

Bunun yanı sıra, uluslararası anlaşmaların, özellikle Lanzarote Sözleşmesi'nin, tam anlamıyla uygulanmasını talep ediyoruz. Türkiye’nin taraf olduğu bu sözleşme, çocuk istismarını önlemeyi amaçlamakta ve devletin bu konuda sorumluluk almasını gerektirmektedir. Ancak ne yazık ki, son yıllarda bu anlaşmanın uygulanmasına yönelik pasifist-siyasi yaklaşımlar, çocuklarımızın güvenliğini tehlikeye atmakta ve kadınların korunmasını zayıflatmaktadır.

Kadına yönelik şiddet eylemlerinin vicdana dayandığı ifade edilen mahkeme kararları sayesinde iyi hal indirimine tabi tutulması, adalet sisteminin bu tür olaylarda fail odaklı değil, mağdur odaklı çalışması gerektiği gerçeğinin görmezden gelindiğini bir kez daha kanıtlar niteliktedir. Narin Güran ve Sıla bebeğin yaşadıkları, toplumun tüm kesimlerini derin bir kedere boğarken, bu olayların tekrar yaşanmaması için gereken her türlü yasal düzenlemenin hızla hayata geçirilmesi gerektiğini vurguluyoruz.

Biz hem Çocuk Koruma Kanunu'nun, hem Lanzarote Sözleşmesi'nin hem de 6284'ün etkin ve caydırıcı bir şekilde uygulanması gerektiğini talep ediyoruz. Çünkü biliyoruz ki, yasaların eksiksiz uygulanmadığı her gün, yeni mağdurlar yaratılmaya devam edilecektir.

Çağrımız, tüm grupları çocuklara ya da kadınlara kalkan yumruğu kamu adına sorgulayacak dirayete kavuşturmak, yasal süreçlerin tereddütsüz işletilmesine yöneliktir.

Görüyoruz, 6284 başta olmak üzere ulusal ve uluslararası hukuk kurallarının hedefe koyulduğunu görüyoruz! Cezasızlık politikasını hukuk sistemimize egemen kılan bu tutum, elbette, politiktir. Bu tavrın karşısında yer alıyoruz.

Bu vesileyle, Türkiye’deki kadınların ve çocukların haklarını korumak için mücadele eden tüm sivil toplum kuruluşlarına, derneklere ve duyarlı vatandaşlarımıza bir kez daha teşekkür ediyoruz. Bizler, CHP İstanbul Kadın Kolları olarak, bu mücadelenin sonuna kadar takipçisi olacağız. Çocuklarımızı korumak, kadınları şiddetten arındırılmış bir yaşam hakkına kavuşturmak, toplumun her kesimi için öncelikli olmalıdır.

Şiddete, istismara ve cezasızlığa karşı sesimizi yükseltiyoruz. Haykırıyoruz, bir kişi daha eksilmeyeceğiz! Bu toplumda her bireyin güvenle ve onuruyla yaşayabileceği bir düzeni kurana dek, mücadelemizi sürdüreceğiz!

LANZAROTE SÖZLEŞMESİ NEDİR?

25 Ekim 2007'de İspanya'nın Lanzarote Adası'nda Avrupa Konseyi üye devletleri ile diğer bazı devletler arasında 'Çocukların Cinsel Suistimal ve Cinsel İstismara Karşı Korunmasına İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi' imzalandı.

"Lanzarote Sözleşmesi" adıyla bilinen anlaşmaya imza atan devletler arasında, Avrupa Birliği ülkelerinin yanı sıra ABD, İngiltere, Rusya, Japonya ve Türkiye yer alıyor.

Lanzarote Sözleşmesi'nin temel amacı şöyle:

* Çocukların cinsel sömürü ve istismara uğramasını engellemek ve bu konuda ulusal ve uluslararası iş birliği gerçekleştirmek

* Çocuk pornografisi ve fuhşunu yasaklamak ve bunun için gereken her türlü tedbiri almak

* Çocukların psiko-sosyal gelişimi açısından yıkıcı olabilecek etkilerini ortadan kaldırmak

* Bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanılması yoluyla gerçekleştirilebilecek çocuk pornografisi ile mücadele etmek

* Çocukların iyilik ve menfaatlerini en üstün değer olarak kabul etmek

* Önleyici-koruyucu ceza hukuku alanı oluşturmak

* Tüm bu yükümlülükleri bağlayıcı hale getirerek özel bir gözetim ve denetim mekanizması kurmak

Türkiye,  Lanzarote Sözleşmesi'ni ne zaman imzalandı?

Sözleşme 13 Ağustos 2010 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na geldi. Sözleşmenin kabul edilebilmesi için 'Avrupa Konseyi Çocukların Cinsel Sömürü ve Cinsel İstismara Karşı Korunması Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı' oluşturuldu; Dışişleri, Adalet, Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler komisyonları görev aldı ve ismi anılan komisyonlar 567 sayılı Komisyon Raporu ile olumlu görüş sundu, sonuç olarak 6084 Sayılı Kanun ile onaylandı ve 3 Mart 2010 tarihinde karar verildi.

18 Temmuz 2011 tarihinde dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Bakanlar Kurulu tarafından Lanzarote Sözleşmesi'ne dahil olunmasına karar verildi.

'Çocukların Cinsel Suistimal ve Cinsel İstismara Karşı Korunmasına İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi', 10 Eylül 2011 tarihinde 28050 Sayılı Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

TIKLAYIN - Sözleşme'nin tüm maddeleri

 

Habere ifade bırak !
Haberle İlişkili Video
Video Galeride Aç
Video albümüne giderek videoya yorum yazabilir yada videoyu sosyal medyada paylaşabilirsiniz.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yurt-haber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.