Ahmet Özer, PKK/KCK Suçlamalarına Yanıt Verdi
Ahmet Özer, PKK/KCK Suçlamalarına Yanıt Verdi
Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in "PKK/KCK silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçlamasıyla tutuklanmasının ardından, sulh ceza hakimliğindeki ifadesi basına yansıdı. İçişleri Bakanlığı'nın resmi sosyal medya hesabı üzerinden yapılan yazılı açıklamada da tutuklanan Özer'in görevinden “geçici” olarak uzaklaştırıldığı, yerine ise İstanbul Vali Yardımcısı Can Aksoy'un Belediye Başkan Vekili olarak atandığı belirtildi.
AHMET ÖZER’IN İFADESINDE YER ALAN ÖNEMLI BAŞLIKLAR
Tutuklanmasının ardından sulh ceza hakimliğinde ifade veren Ahmet Özer, suçlamaların hiçbir belgeye dayanmadığını ve tamamen siyasi amaçlarla yapıldığını öne sürdü. Özer, ifadesinde 40’tan fazla kitabının bulunduğunu, yazdığı eserlerin bir kısmının Kürt meselesine dair olduğunu belirterek, bu konuları işlemesinin suç teşkil etmediğini vurguladı. Özer, "Hiçbir örgütle ilgim yoktur, bunu tamamen red ediyorum. Bu soruşturma halkın iradesini gasp etmeye yöneliktir," ifadelerini kullandı.
ÖZER’LE İLGİLİ ÖNE SÜRÜLEN DELİLLER
Savcılık tarafından ortaya konan suçlamalar, Ahmet Özer'in PKK/KCK ile doğrudan bağlantı içinde olduğu ve örgüt adına faaliyet yürüttüğüne dair iddialara dayanıyor. Soruşturma kapsamında Özer’in iletişim kayıtlarının analiz edildiği, banka hareketlerinin incelendiği ve fiziki takip yapıldığı belirtiliyor. Savcılık, Özer’in örgüt yöneticileriyle bağlantı içinde olduğunu ve bu bağlantının devamlılık gösterdiğini öne sürüyor. Ayrıca, Özer’in geçmişte örgütün önemli isimlerinden bazılarıyla görüştüğü iddia ediliyor.
AHMET ÖZER'İN SAVUNMASI: "SİYASİ BİR KARALAMA KAMPANYASI"
Ahmet Özer, ifadesinde suçlamaların hiçbir somut dayanağı olmadığını ve tamamen siyasi bir karalama kampanyasının sonucu olduğunu savundu. Özer, "2002 yılında Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmede ismimin geçtiği iddia ediliyor. Bu, benim bilgim dışında olan bir durumdur. Hiçbir örgütle ilgim yoktur ve bu suçlamaları reddediyorum" dedi. Ayrıca, üniversitelerde dekanlık yapmış ve Milli Eğitim Bakanlığı gibi çeşitli devlet kurumlarında çalışmış bir profesör olarak, geçmişte hiçbir soruşturma veya kovuşturma yaşamadığını da belirtti.
DÜZENLEDİĞİ FESTİVALLER HAKKINDAKI İDDİALAR
Ahmet Özer, Esenyurt Belediye Başkanı olarak düzenlediği etkinliklerde terör örgütü propagandasının yapıldığı iddialarına da açıklık getirdi. Özer, Esenyurt Kaymakamlığı ile birlikte düzenledikleri bir festivalde, Öcalan lehine slogan atıldığı yönündeki suçlamaların gerçeği yansıtmadığını belirtti. "O gün festivale 450 bin kişi katıldı. Küçük bir grubun attığı sloganlardan sorumlu tutulamam. Eğer böyle bir şey duysaydım müdahale ederdim," dedi. Özer, sahneye çıkan sanatçıların belediye tarafından değil, organizasyon ekiplerince seçildiğini de sözlerine ekledi.
İŞ VE SOSYAL İLİŞKİLERİNİN SUÇ DELİL OLARAK GÖSTERİLMESINE TEPKİ
Özer, ifadesinde, siyasi bir kişilik olarak kendisini çok sayıda kişinin aradığını ve bunların kimliklerini araştırmasının mümkün olmadığını belirtti. "Her gün onlarca kişi beni arıyor, tanımadığım insanlar bile destek veya görüş almak için irtibat kuruyor. Siyasi kimliğim nedeniyle çok sayıda görüşme yapmak durumundayım. Bunların kimliklerini sorgulamak gibi bir zorunluluğum yok," diyerek bu durumun suç unsuru olarak gösterilmesine tepki gösterdi.
"SORUŞTURMA SİYASİ AMAÇ TAŞIYOR"
Özer, soruşturmanın halkta infial yaratma amacı taşıdığını ve siyasi sonuçlar doğuracağını iddia etti. Tutuklanmasıyla birlikte Esenyurt Belediyesine kayyum atanmasının gündeme gelmesinin de bu iddiasını güçlendirdiğini belirtti. Özer, "Bu iddialar tamamen uydurulmuş ve benim görevimden alınmam için düzenlenmiş bir komplo. Halkın iradesini gasp etmek istiyorlar," dedi.
AHMET ÖZER’IN GEÇMIŞI VE SIYASI İLIŞKILERI
Profesör unvanına sahip olan Ahmet Özer, geçmişte Milli Eğitim Bakanlığı ve çeşitli üniversitelerde görev almış bir eğitimci. Aynı zamanda 40’tan fazla kitabın yazarı olan Özer, Türkiye’de Kürt meselesi ve bölgesel kalkınma üzerine çalışmalarıyla tanınıyor. Geçmişte herhangi bir soruşturma geçirmemiş olan Özer’in belediye başkanlığı sürecinde de kayda değer bir suçlama ile karşılaşmadığı biliniyor. Ancak Özer’in Vanlı olması ve PKK/KCK'nın şehir yapılanmalarına yönelik iddialar, bu soruşturmanın odağında yer aldı.
SAVCILIK VE SULH CEZA HAKİMLİĞİ’NİN KARARI
Savcılık, Ahmet Özer'in PKK/KCK ile doğrudan irtibat içinde olduğunu ve örgüte üye olduğunu belirterek tutuklanması yönünde görüş bildirdi. İstanbul 7. Sulh Ceza Hakimliği, savcılığın sunduğu delilleri yeterli bularak Özer’in "PKK/KCK silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçundan tutuklanmasına karar verdi. Ahmet Özer’in avukatları ise karara itiraz edeceklerini açıkladı.
İŞTE AHMET ÖZER'İN SAVUNMASININ TAM METNİ
İstanbul Emniyet Müdürlüğünde ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığında ifade vermiştim, içeriği doğrudur, aynen tekrar ederim, üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum, siyasi bir davadır, ben bir akademisyenim, profesörüm, 40 yıl devletin çeşitli kademelerinde çalıştım, Milli Eğitim Bakanlığında çalıştım, üniversitelerde dekanlık, kurucu dekanlık, seneto ve yönetim kurulu üyeliğinde bulundum, bu süre içerisinde hakkımda hiçbir soruşturma ve kovuşturma olmamıştır, adliyeye gelmişliğim dahi yoktur, bu güne kadar böyle bir şey söz konusu değildi, Esenyurt Belediye Başkanı olduktan sonra 2 kişiden birinin oyunu alarak ki çok büyük bir ilçedir, 7 aydır başarılı şekilde belediye başkanlığı yaparım, siyasi bir yönelim yapılıyor, halk iradesi gasp ediliyor, böyle bir durum kabul edilemez, İstanbul'da düzeni bozma yönünde insanlarda infial yaratma amacıyla yapılmaktadır, hem beledi açıdan hem siyasi açıdan sonuçlar doğuracaktır, dosyadan anlaşılacağı üzere hiçbir belgeye dayanmayan iddialar ile suçlanıyorum, örneğin 40 civarında kitap yazmış bir yazarım, bunların bir kısmı bölgesel kalkınmayla ilgili bir kısmı roman bir kısmı kürt meselesi ile ilgilidir, 200 civarında ulusal makalem ve 300 civarında bildirim yayınlanmıştır, Türkiye'nin çeşitli ulusal televizyonlarında görüşüne başvurulmuş kişiyim, hal böyleyken 2002 yılında Öcalan ile yapılan görüşmede iradem dışında ismimin geçtiği iddia ve suçlama yapılıyor, yazarım, herkes okuyabilir görüş derzedebilir, orada ismimin geçmiş olması herhangi bir delil midir? Başka bir insanın isminin zikredilmesi bu suçu mu yaratır? Benim hiçbir örgüt ile ilgim yoktur, bunu tamamen reddediyorum, bu davanın siyasi olduğunun göstergesidir, Mehmet Kaya'nın kendisi değil de akrabalarının terör örgütü üyesi olduğu söylenmiştir, ben tanımıyorum, annesi ölmüş ben başınız sağolsun değerli anneniz varmış demişim, bu ne anlama geliyormuş? Böyle şeyler söylediğimi hatırlamıyorum, söylemişsem de neresi suçtur? Bunların hepsi uydurma zorlama siyasi atraksiyonlar ile görevden alınmam için uydurulmuştur, kayyım atanmasının alt yapısı oluşturulmuştur, daha savcılıktayken kayyım atandı şeklinde a haberde vs haberler çıkmıştır, medyader diye bir yeri ziyaret edip etmediğimi hatırlamıyorum, siyasi kimliği olan insanım, her gün onlarca insan beni arar, bazılarına cevap vermeye dahi yetişemem, o insanların kim olduğunu bilmem, arayan insanların GBT'sini soramam, yol üstünden geçerken dahi selam verilir, gittiğim yerlerde fotoğraf çekilmek isteyenler olur. Şema çizilmiş benim ne alakam vardır? Faik Kaplan isimli şahsı tanımam, burada bir evim var, o evi kiraya vermiştim, kızımdan öğrendiğim kadarıyla kiraya verilen kişi bunların yakınıymış incelenirse her ay kira parası gelmiştir bana, bu adamın kim olduğunu bilmem, avukat olan kızım vasıtasıyla emlakçılar üzerinden her ay kiram yatırılmıştır, menşeini kaynağını bilemem, Remzi Kartal da Vanlıdır, o Van milletvekiliydi, aynı aşiret mensubuyuz, yurt dışına çıktıktan sonra irtibatım yoktur, benzer bir ideolojiye ve dünya görüşüne sahip değilim, onun ailesini tanırım Van'dadır, Van'a gittiğimde kendilerine taziye dileklerimi sundum, neredeyse bundan da bir sonuç çıkaracaklar, bunlar insani yaptığımız işlerdir. Bir konser yapmışız, bu konseri Esenyurt Kaymakamı Fatih Çobanoğlu ile düzenleyip açılışı birlikte yaptık, ilk konseri kaymakam ve eşi ile 46 dernekle birlikte yapıldı, onlarca sanatçı davet edildi, Rojda'yı hayatımda görmedim o sahne harici, sağda solda şarkı türkü söyleyen birisidir, onlarca kişi davet edilmiş ve ben davet etmedim, oradaki memurlar bu işler ile ilgilendi, kim gelecek ne zaman gelecek memurlar ayarlamıştır, festivale 450.000 kişi gelmiştir, orada gruplarda 3-5 kişi neyse Öcalan ile ilgili slogan atıldığı söylenmiştir, slogan atıldıysa emniyet gözaltına alınsaydı, görmedim, duymadım, görseydim duysaydım müdahale ederdik, koca bir alan, 70.000-80.000 kişinin geldiği bir alan, kim ne yapmış nerede ne slogan atmış ben nasıl takip edeyim? CHP'nin belediye başkanıyım, milyonların katıldığı mitingler yapılıyor, sağda solda insanlar slogan atıyor, slogan atanların hepsini nasıl bileceğiz müdahale edeceğiz? Hukukun adaletin düzgün işlenmesi gerekir, bu olmadığında toplumsal zedelenme olur ve toplumu çürütür. Bu konuda adil bir karar vermenizi umuyorum, saat 05.30'da şafak operasyonu ile gözaltına alındım, ben 1,5 milyonluk şehrin belediye başkanıyım, çağrılsaydım koşa koşa ifade vermeye gelirdim, makam odam aranmıştır, avukatım refakat etmek istediğini beyan etmesine rağmen içeri alınmamıştır, yüzlerce kişinin içeri girip çıktığı yüzlerce derginin girdiği bir makam odası, ben ne dergi geliyor kim geliyor ben bilmiyorum, oraya gelen bir dergiden sorumlu niye tutuluyorum? Dergide ne yazıyor bilmiyorum, suç mu değil mi bilmiyorum, bunlar da iddialardır, ben bu ülkenin yetiştirmiş olduğu genç yaşta profesör olduğu bilim insanıyım, akademisyenim, 10 yıldan fazladır CHP'ye mensubum, en son seçimde aday oldum, İmamoğlu'nun danışmanlığını yaptım, Devlet Planlama Teşkilatı'nda Recep Yazıcıoğlu ile görev yaptım, bu güne kadar bir şey yok 10-15 yıl önceki bir takım olaylar gündeme getirilerek görevimden uzaklaştırılmaya çalışılıyor, bu davanını siyasi olduğu açıktır, atılı iddiaların suçların hepsini reddediyorum, 2016 ya da 2017 yılında Mersin Cumhuriyet Savcılığından bir belge aldım hakkımda bir dinlenme yapılmış, savcı bey beni çağırdı, o dinlemede bir şey tespit edilememiş ve bunun usulsüz bir biçimde yapıldı ve istersem savcı hakkında suç duyurusunda bulunabileceğim şeklinde bana bilgi yapıldı, ben de evet gerekirse suç duyurusunda bulunurum dedim, daha önce dinleme yapıldığında suç unsuruna rastlanılmadı, sabit ikametgah sahibiyim, kaçma ve saklanma şüphem yoktur. Deliller büyük oranda toplanmıştır ve toplanması muhtemel delillere etki etme ihtimalim bulunmamaktadır. Öncelikle serbest bırakılmayı, hakimliğiniz aksi kanaate varacak ise adli kontrol hükümleri ile serbest bırakılmayı talep ederim, dedi.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.