Yeniden Refah Partisi zorunlu PCR testinin iptali için harekete geçiyor
Yeniden Refah Partisi zorunlu PCR testinin iptali için harekete geçiyor
Yeniden Refah lideri Fatih Erbakan, yaptığı açıklamada "Yeniden Refah Partisi olarak; aşı olmak istemeyenleri dolaylı olarak da olsa aşı olmaya zorlayan zorunlu PCR testi genelgesinin iptali için önümüzdeki hafta içinde Danıştay’a resmi başvuruda bulunacağız." dedi.
Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Dr. Fatih Erbakan, bir otelde düzenlenen partisinin 'Güçlü Lider Güçlü Kadro İktidara Yürüyüş Toplantısı' temalı 2. İlçe Başkanları Eğitim Toplantısı öncesi basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Memurun yüzü Yeniden Refah iktidarında gülecek
Açıklamasının başında memur ve memur emeklilerinin maaşlarına yapılacak zam oranına değinen Erbakan, verilen zammın gerçek enflasyon rakamlarının çok altında olduğunu, bu zam oranlarıyla milyonlarca memur ve emeklimizin her zaman olduğu gibi 2022 yılında da yoksulluğa mahkum edileceğini, memur ve emeklilerin yüzünün kendileri işbaşına gelir gelmez maaşlarına yapılacak 'yüzde 50 zamla' işe başlayacak olan Yeniden Refah iktidarında güleceğini belirtti.
Açıklanan fındık fiyatları üreticiyi hayal kırıklığına uğrattı
Açıklanan fındık fiyatlarının üreticide hayal kırıklığına sebep olduğunu vurgulayan Erbakan "Ülkemiz dünya fındık üretiminin yaklaşık 70’ini tek başına üretmektedir. Dünyadaki en büyük üretici ve en büyük ihracatçı konumunda olan Türkiye’nin, fındık fiyatını çok daha yüksek tutarak ülke üreticisini korumak yerine, diğer ülkelere ucuz hammadde olarak satmasının bir mantığı yoktur. Dünyada tekel üretici noktasında olduğumuz, rekabet gücümüzle hiçbir ülkenin baş edemeyeceği bir üründe üreticimizin kaderini adeta yabancı sermayenin insafına terk etme garabetinden ne zaman kurtulacağız?" dedi.
Zorunlu aşı dayatması bilimsel değil faşist bir uygulamadır
En önemli gündem maddesi Covid-19 salgınına ilişkin açıklamasında ise Nobel Ödüllü Fransız virolog Profesör Luc Montagnier Covid-19 virüsünün laboratuarda üretildiği sözüne atıf yapan Erbakan, Coronavirüs ve sözde aşıları konusunda şüphelerinin artarak devam ettiğini belirtti: "Anlaşılmaktadır ki, virüs aşının yapılabilmesi için ortaya atılmış bir araçtır. Temel hedef tüm insanlığın aşılanmasıdır ve bu aşıların yıllar içinde ne gibi sonuçlara yol açacağı da bilinmemektedir. Ortada AŞI değil, AŞI ADAYLARI vardır. Faz aşamaları tamamlanmamış, Ruhsatları yok, üretici firma ve Sağlık Bakanlığı dahil kimsenin sorumluluğunu almadığı bu aşıların milyonlarca insana adeta zorla yapılması, hem tıbbi açıdan hem hukuki açıdan mahzurludur. İçeriğini bilmediğiniz ve sonuçlarından emin olmadığınız bir tedaviyi veya bir aşıyı hastaya dayatamazsınız. Böyle bir uygulama bilimsel değil Faşist bir uygulamadır ve İnsan Hakları Evrensel Beyannamesine, ayrıca bizim Anayasamıza da aykırı bir durumdur. Her bireyin tedaviyi reddetme hakkı olduğu gibi, aşı olmayı reddetme hakkı da vardır ve buna saygı duyulmalıdır."
Aşı karşıtı değiliz, şüpheli aşı adaylarının zorla dayatılmasına karşıyız
Aşı karşıtı olmadıklarını üstüne basa basa vurgulayan Erbakan, "Biz asla aşı karşıtı değiliz, biz " aşı adayı " olan ruhsatsız aşıların insanlara adeta zorla uygulanmasına karşıyız. Örneğin herkes Zatürre aşısı yaptırabilir, zira ruhsatlıdır ve gerekli tüm faz çalışmalarına sahip bir aşıdır. Bu noktada Sn. Sağlık Bakanı’nın “aşı olmayanlar düzenli olarak PCR testi yaptıracak” açıklaması da talihsiz ve aşı olmaya zorlayıcı bir açıklama olmuştur. Madem aşı olmuyorsun, öyleyse 2 günde bir gidip sıraya girip test yaptıracaksın, bu şekilde hayat bir süre sonra çekilmez hale gelecek ve sonunda pes edip, aşı olup kurtulayım noktasına geleceksin. Dolaylı da olsa, aşı olmaya zorlayıcı bu gibi dayatmalara karşıyız” şeklinde konuştu.
'Zorunlu PCR testi genelgesinin iptali için Danıştay'a başvuracağız'
"Madem aşılama bulaşı önlüyor, öyleyse aşı olanları korumak adına olmayanlardan neden PCR testi isteniyor?" sorusunu yönelten Erbakan açıklamasına şöyle devam etti: "Aşı bulaşı önlemiyorsa neden milyonlarca insanımıza defalarca aşı yapıyoruz? Diğer taraftan bu PCR Testi kararının uygulanması da mümkün değildir. Zira aşılanmayı tercih etmeyen 21 milyon insanı 48 saatte bir PCR testine tabi tutmanız halinde, siz ülke olarak her ay 200 milyonun üzerinde, (günde 10 milyona yakın) PCR testi yapmak durumundasınız ki bu, imkânsızdır. Tüm bu gerçekler ışığında, Yeniden Refah Partisi olarak; bu yanlıştan dönülmesi, aşı olmak istemeyen insanlarımızın dolaylı olarak da olsa aşıya zorlanmaması için, İçişleri Bakanlığı’nın 81 İlin valiliklerine gönderdiği, aşı olmayanları 2 günde bir PCR testine mecbur bırakan genelgesinin iptali için önümüzdeki hafta içinde Danıştay’a resmi başvuruda bulunacağız."
Afganistan'da huzur ve barış için Türkiye'ye büyük sorumluluk düşüyor
Son olarak Afganistan'daki son gelişmelere de değinen Erbakan, "Kaba kuvveti ve menfaati hak sebebi sayan ABD Yönetimi ve arkasındaki güçlerin, bozuk zihniyetleri ve çarpık hak anlayışları nedeniyle ellerini sürdükleri her nokta perişan olmakta, askerlerini gönderdikleri her coğrafyada kaos hakim olmaktadır. Faili şaibeli 11 Eylül 2001 olaylarını bahane ederek gerçekleştirilen uluslararası müdahalenin, aradan geçen 20 senenin sonunda Afganistan’ı getirdiği nokta ortadadır. ABD güçleri girdikleri bölgeye her zaman olduğu gibi yine çatışma, kaos, kan ve gözyaşı getirmişlerdir. Aynen Irak’ta olduğu gibi Afganistan da müdahale sonrası eskisinden daha da karmaşık ve problemli hale gelmiştir. En son Kabil’de patlayan bombalar da bunun açık bir göstergesidir. Bu noktada 20 seneden fazla zamandır D-8 Organizasyonu’nun kuruluş amaçlarına uygun şekilde, aktif olarak çalıştırılmamasının, D-60’ın hayata geçirilmemiş olmasının ne acı sonuçlara yol açtığını aynen Suriye, Irak ve Yemen’de gördüğümüz gibi Afganistan’da da gördük. 1979’da başlayan Sovyet işgalinden itibaren 40 seneden fazla zamandır huzura ve barışa hasret kalan Afganistan’da; Silahların tamamen susması, barış, kardeşlik, birlik ve beraberliğin tesisi, yeniden imar ve inşa sürecinin başlaması için başta Türkiye olmak üzere, Afganistan’a komşu olan D-8 üyesi İran ve Pakistan ve Afganistan ile sınırı olan Tacikistan ve Özbekistan’ın süratle bir araya gelip gerçekleştirecekleri zirve ile Afganistan konusunda çözüme yönelik diplomatik adımları atması gereklidir. Afganistan’da dış güçlerin değil, Afgan halkının çıkarlarını önceleyen, kucaklayıcı ve birleştirici adımların atılması, barış ve kardeşliğin yeniden tesisi için Türkiye’ye büyük sorumluluk düşmektedir." ifadelerini kullandı.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.