Kazdıkça Tarih Fışkırıyor!
Kazdıkça Tarih Fışkırıyor!
18. yüzyılda Zeytinburnu Askeri Hastanesi olarak kullanılan Kazlıçeşme Sanat Merkezi’nin restorasyonu sırasında bulunan mozaiklerin ardından devam eden kazı çalışmalarında M.S 5. yüzyıla ait olduğu düşünülen 'sandık tipi mezar', Roma Dönemine ait bir ‘lahit mezar', 'bir yapının temeli’ ‘değerli eşyalar’ ve lahitin içerisinde de 2 iskelet bulundu.
BİR KADIN, BİR DE ERKEK İSKELETİ BULUNDU
Kazlıçeşme Kültür Merkezi olarak faaliyet gösteren tarihi binanın restorasyonu sırasında 2017 yılında bulunan mozaiğin koruma altına alınmasının ardından devam eden kazı çalışmalarında, şimdi de sandık tipi mezar', 'lahit mezar', 'bir yapının temeli ve değerli eşyalar’, lahitin içerisinde de 20-30 yaşlarında olduğu tahmin edilen bir kadınla birlikte, 40-50 yaşlarında olduğu tahmin edilen bir erkek iskeleti bulundu.
İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürü Rahmi Asal ve Zeytinburnu Belediye Başkanı Sayın Ömer Arısoy, kültür mirası açısından için büyük önem taşıyan eserlerle ilgili gazetecilere bilgi verdi.
“KAZDIKÇA ÇOK KIYMETLİ UNSURLAR ÇIKIYOR”
Kazı çalışmalarının yapıldığı Kazlıçeşme Sanat Merkezi’nin otopark alanında yapılan kazı alanında gazetecilere bilgi veren Belediye Başkanı Ömer Arısoy, 18. yüzyılda, askeri hastane olarak inşa edilen tarihi binanın daha sonra subay çocukları için yurt, askerlik şubesi, tanzim satış yeri olarak hizmet verdiğini, ardından, 25 yıl boyunca ‘Zeytinburnu Belediyesi Başkanlık Binası’ olarak kullanıldığını, belediyenin yeni bir binaya taşınmasının ardından bu alanda restorasyon sürecinin başladığını hatırlattı.
İstanbul 2 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurum Kararına istinaden; İstanbul Arkeoloji Müze Müdürlüğü Başkanlığı tarafından yapılan restorasyon çalışmaları sırasında M.S. 5. yüzyıla ait olduğu düşünülen Erken Bizans dönemi mozaiklerinin bulunduğunu, restorasyon ve konservasyon işlemlerinin ardından Kazlıçeşme Sanat Binası’nda koruma altına alınarak 2018 yılından itibaren sergilenmeye başlandığını belirten Arısoy, binanın dışında keşfedilen mozaiği restore etmek başlattıkları çalışmalarla birlikte kazı alanını da genişlettiklerini ve gelinen noktada buluntuların izini takip ederek bir lahit bulduklarını söyledi.
Bulunan lahitin içinde iki bireye ait iskelet olduğunu söyleyen Başkan Arısoy, tespit çalışmaların sonucunda daha net bilgilere ulaşacaklarını söyleyerek, “Detaylı bir bilgiye sahip değiliz ama uzmanların ilk tespiti kadın iskeletinin 20-30 erkeğin ise 40-50 yaş aralığında olduğu. Aynı kazı alanında bir mezar odası diyebileceğimiz mermerle çevrili bir de oda bulundu. Burada da bir bireye ait kalıntılar bulundu. Ayrıca bazı mimarı unsurlar da keşfettik. Kazı henüz bitmedi ama bu alanı en kısa zamanda bir müzeye dönüştürerek, kültürümüze ışık tutmasını hedefliyoruz” dedi.
Buluntulardan yola çıkarak, kazı yapılan alanın çok katmanlı bir sergi alanı olarak ortaya çıkacağını belirten Arısoy, “İstanbul yeni bir bulguyla karşı karşıya. Bu gelişmelerin Zeytinburnu'na büyük bir değer katacağını düşünüyorum. Kazdıkça çok kıymetli unsurlar çıkıyor” diyerek, ilçelerine ve kültürümüze değer katan buluşların kendisini çok heyecanlandırdığını söyledi.
“BİR TARİH KEŞFEDİLDİ”
Binanın güçlendirilmesi için başlatılan çalışmalarla birlikte bulunan mozaiklerin ardından, geçmiş dönem Kültür Müsteşarlarından olan Zeytinburnu Belediye Başkanı Ömer Arısoy’un da katkılarıyla, bir tarihin keşfedildiğini söyleyen İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürü Rahmi Asal’da çalışmalarla ilgili bilgi verdi:
“Tarihi binanın restorasyonu sırasında mozaik parçasının bulunmasıyla birlikte, belediyemiz konuyu müdürlüğümüze iletti. Bulunan mozaiklerin restorasyonu yapıldı ve şu an büyük bir bölümü yine bu merkezde sergileniyor. Çalışmalarımızı tam sonuçlandıracağımız aşamada bizi çok önemli bir keşif heyecanlandırdı. Bir mermer lahit gömüye rastladık. Bu lahitin üzerinde herhangi bir yazı ve betim tespit edemedik. Ancak kapağı açtığımızda içinde iki iskelet vardı. Biri kadın biri erkekti. İkisinin de dişlerinde hastalık tespit ettik. Erkek bireyin kaburgasının yaşadığı dönemde kırıldığını ve tekrardan kaynadığını tespit ettik. Bireylerin romatizmal hastalıkları olduğu da tespit edildi. İlk tespitlerimize göre, M.S 5. yüzyıla ait. Lahitin içinde bireylerin altına serilmiş iyi denilebilecek bir kumaşın serili olduğunu gördük. Kumaşın üzerinde yapılan çalışmalarla da belli bir bilgiye sahip olabileceğimizi düşünüyoruz. Bir de sandık tipi bir mezar tespit ettik. Arkadaşlarımız çalışmalarına devam ediyor. Mezarda bir bireye ait iskelet tespit edildi. Bu mezarda veri oluşturmamızı sağlayacak buluntu elde edilemedi. Bu mezarda en erken 5. yüzyıla ait olduğu düşünüyoruz. Alanda ayrıca M.S 4. yüzyıla ait sikke ve Orta Bizans Dönemine ait sikke tespit edildi. Anlaşılan o ki, bu alanda 4. yüzyıldan 11. yüzyıla kadarki dönemde yazlık olarak kullanışan bir yaşam sürülmüş. Çalışmalarımız sonucunda daha net bilgilere ulaşacak ve daha ayrıntılı bilgiler verebileceğiz” dedi.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.