Mücadelemiz hem hukukçu, hem Cumhuriyet Halk Partili olarak devam edecek!
Mücadelemiz hem hukukçu, hem Cumhuriyet Halk Partili olarak devam edecek!
CHP Bakırköy İlçe Başkanlığı, AK Parti ve MHP milletvekillerinin imzasını taşıyan çoklu baro teklifinin kabul edilerek yasalaşmasıyla ilgili basın açıklaması yaptı.
Referandum sonrası tek adam rejimi ile birlikte kuvvetler ayrılığının kademe kademe ortadan kaldırıldığını, yasama, yürütme ve yargının tek adamın elinde kaldığını söyleyerek açıklama öncesi söz alan CHP Bakırköy İlçe Başkanı Celal Sevinç, toplumun da günden güne bölünerek kutuplaştığını İfade etti.
5 binin üzerinde avukat olan illerde 2 bin avukatın baro kurmasına izin veren teklifle birlikte de, bölünemeyen son kaleler olan meslek odaları ve barolara da el atıldığının altını çizen Sevinç, ülkenin dört bir yanındaki meslektaşlarının baroların bölünmeye çalışılmasındaki amacın ne olduğunu topluma anlatmaya çalıştıklarını belirtti.
İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu’nun dile getirdiği “Çocuk hakimler sorunu yaşıyoruz” söylemelerini onaylayan Avukat Celal Sevinç, çocuk hakimlerin elinde duruşmalar yaptıklarını iddia ederek, Çoklu Baro Sistemi ile yargının da tamamen çocuk hakimlerin aracılığı ile elde edileceğini, bundan böyle avukatlara bakarak kararların oluşturacağını ve bundan daha vahim bir durumun olmadığını savundu.
AVUKAT AYBARS ADIGÜZEL UNUTULMADI
Başkan Sevinç, geçtiğimiz günlerde geçirdiği kalp krizi nedeniyle hayatını kaybeden ve yaklaşık 5 ay önce Bakırköy Adalet Sarayı’nda sanık yakınları tarafından darp edilerek gündeme gelen İstanbul Barosu Genç Avukatlar Merkezi Yürütme Kurulu Üyesi ve Bakırköy Temsilcisi Aybars Adıgüzel’i de rahmetle andı, yakınlarına ve tüm meslektaşlarına başsağlığı diledi.
CHP İlçe Başkanı Avukat Celal Sevinç’in ardından söz alarak basın açıklaması yapan CHP Bakırköy İlçe Başkan Yardımcısı Avukat Uğur Dündar, hem ilçe başkanı hem de meslek büyüğü olan Sevinç’in söylemlerini onaylayarak, avukatlar ve barolar olarak çok sıkıntılı bir süreçten geçtiklerini, partili değil, avukat kimlikleriyle tüm etkinlik ve eylemlere katılarak bu sürecin bir parçası olduklarını dile getirdi.
Bugünden itibaren ‘faşizan kanun’ olarak isimlendirdiği Çoklu Baro Sistemi’ne karşı mücadelelerini sadece hukukçu kimlikleriyle değil, aynı zamanda Cumhuriyet Halk Partili kimlikleri ve parti çatısı altındaki partili yoldaşlarıyla devam edeceklerini söyledi.
Uğur Dündar, Cumhuriyet Halk Partisi’nin söz konusu kanunun 21 maddesinin Anayasaya aykırılık iddiası ile iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda bulunulduğunun altını çizdi.
Kanunun evveliyatından, içeriğinden, gelecekte neleri değiştireceğinden ve siyasi arka planıyla ilgili yaşanabileceklerden de bahseden Dündar, söz konusu değişikliklerin sadece avukatların ve onların meslek örgütlenmesi ile ilgili olmadığını, asıl önemli olanın vatandaşın hakkını savunan bir mesleki birliğe el atılmak olduğunu savundu.
CHP Bakırköy Hukuktan Sorumlu Başkan Yardımcısı Uğur Dündar, yapılan düzenleme ile yakın tarihte görülmeye başlanacak somut sonuçları ise şöyle sıraladı.
• Barolar siyasi görüşe göre bölüneceği için bir dosyada avukatların hangi baroya hangi düşünceye sahip oldukları hatta dava tarafı vatandaşların vekil ettikleri avukatların bağlı bulunduğu barodan hareketle hangi dünya görüşüne sahip oldukları hakimler tarafından bilinecek ya da öyle olmamasına rağmen öyle sanılacak.
• Hükümet destekli barolara üye olunması için kamu avukatları ve genç avukatlar başta olmak üzere tüm avukatlar üzerinde büyük baskı kurulacaktır.
• Hükümet destekli baroların üye sayısının artırılması için kamu kurumları ve Akp’li belediyelerin işleri bu baroların üyelerine verilecek veya verileceği vaad edilecektir.
• Bir zaman sonra vatandaşlar işlerini bilgisine, dürüstlüğüne ve avukatlık yeteneğine güvendiği avukata değil kişisel ilişkilerinin ve yargı üzerindeki etkisinin daha fazla olduğunu düşündüğü hükümet destekli baroya üye avukatlara vermek zorunda hissedecektir.
• Her baronun ayrı baro odaları ve binaları olacağı için avukatlar fiilen de ayrılacak ve mesleki dayanışmaları ortadan kaldırılacaktır.
• Avukatları bir alandaki uzmanlığından ziyade kişisel ilişkileri ön plana çıkacaktır.
• Doğru veya yanlış olsun sırf davada vekil olan avukatların farklı barolara mensubiyetinden dolayı mahkemelerce verilecek her türlü karara siyasetin gölgesi düşecektir.
• Türkiye Barolar Birliği’nin hükümet destekli bir yönetime geçmesi halinde muhalif avukatlar her türlü davranışında meslekten çıkarılmaya kadar uzanan yaptırımlara maruz kalacaklardır.
DÜNYADA ÖRNEĞİ OLMAYAN BU SİSTEMİN TÜRKİYE’DE YAŞAMA İHTİMALİ YOKTUR
Karamsarlığa kapılmaya ve mücadeleden vazgeçmeye gerek olmadığını ifade ederek konuşmasını sürdüren Dündar, “Cumhuriyet Halk Partisi, barolar ve avukatlar 150 yıllık aydınlanma mücadelenin parçalarıdırlar. Tarih boyunca faşist ve baskıcı yönetimlere en son boyun eğen hatta eğmeyen meslek grubunun avukatlar olduğunu ifade etmek isterim. Dünyada hiçbir örneği bulunmayan bu sistemin Türkiye’de de yaşama ihtimali yoktur. Hem partimiz hem de barolarımız çatısı altında vereceğimiz mücadele ile çoklu baroya geçit vermeyeceğiz” ifadeleriyle konuşmasını tamamladı.
Basın açıklamasının ardından konuşan CHP Bakırköy Belediye Meclis Üyesi olan Avukat Cem Özbey, kanunla birlikte din, mezhep, inanç, felsefe, ırk, cinsiyet, sınıf, siyasi düşünce vb birçok temelli baroların kurulmasının gündeme geleceğini ve il bazlı kamu kurumu niteliğinde olan baroların bağımsız ve tarafsız niteliğinin yıpranarak yok olacağını söyledi.
Çoklu baro yapılanması ile kurulacak olan barolarda avukatların şahsi düşünceleri veya menfaatleri temelli olacağından barolara olan güvenin, toplum ve yargı nezdinde tamamen ortadan kalkacağını iddia eden Özbey, “Barolar savunmanın tüzel kişilik kazanmış halidir. Barolar, kamu kurumu niteliğinde ki meslek kuruluşudur. Avukatlık hizmeti kamu hizmetidir. Avukatlar kamu hizmeti olarak adli yardım hizmeti ve cmk hizmeti vermektedir. Cinsel suçlarda, çocuklara karşı işlenen suçlarda, kadına yönelik işlenen suçlarda kamu adına davaya taraf olmakta ve yargısal faaliyetleri yapma yetkisine sahiptir. Yargı erkinin içinde yer alan Hâkim ve Savcıları, Hâkim ve Savcılar Kurulu, Avukatları ise Barolar temsil etmektedir. Birden fazla baro olması demek ülkede birden fazla Hâkim ve Savcılar Kurulu olması, her ilde birden fazla valilik olması her ilçede birden fazla kaymakamlık olması demektir. Nasıl ki ülkede birden fazla Hâkim ve Savcılar Kurulu, bir ilde birden fazla valilik, bir ilçede birden fazla kaymakamlık olamayacaksa her il de de birden fazla baro olmaması gerekir” diyerek devam etti.
BAROLAR DÜNDE SİYASİ İKTİDARI YANLIŞ YAPTIĞINDA ELEŞTİRİYORDU, BU GÜNDE ELEŞTİRİYOR, YARIN DA ELEŞTİRECEK
İktidarın çoklu baro düzenlemesine gerekçe olarak baroların siyasallaştığını iddia ettiğinin altını çizen Özbey, “Barolar asla siyasallaşmamıştır. Barolar yargı erkinin içerisindeki devlet erki olması nedeni ile yasama ve yürütmeyi hukuku tanımadıklarında ve yasalara aykırı işlemler yaptıklarında eleştirmektedir. Bu baroların bir görevidir. Yargı erki, yasama ve yürütmeyi denetlemek amacı ile oluşturulmuş bir erktir. Baroların siyasi iktidarları yanlış yaptıklarında eleştirmemesi demek görevini ihmal etmesi demektedir. Barolar AKP karşıtı kuruluşlar değildir. Baroların tepkisi sadece AKP ye değil her dönemin siyasi iktidarlarınadır. Barolar dünde siyasi iktidarları yanlış yaptığında eleştiriyordu bugünde eleştiriyor yarında yanlış yaptıklarında eleştirecektir.” dedi.
Çoklu baro düzenlemesinin asıl sebebinin Türkiye Barolar Birliğini ele geçirmek ve yönetimini ele geçiremedikleri şehir barolarında kendilerine yakın barolar oluşturabilmek olduğunu belirterek konuşmasını tamamlayan CHP Bakırköy Meclis Üyesi Cem Özbey, “İktidar dikensiz gül bahçesi oluşturmak istemektedir. İktidarın muhalif sese tahammülü kalmamıştır. Tüm ülkeyi tek ses haline getirmeyi amaçlamaktadır. Ancak iktidar şunu gözden kaçırmaktadır. Eleştirinin ve muhalefetin olmadığı ülkeler uçurumda sürüklenmeye mecburdur. Bu nedenle bir an önce bu düzenleme iptal edilmelidir” ifadeleriyle konuşmasını tamamladı.
Bakırköy Cumhuriyet (Özgürlük) Meydanı’nda yapılan açıklamaya CHP İstanbul 3. Bölge Milletvekili Avukat Turan Aydoğan, eski CHP Yüksek Disiplin Kurulu Üyesi Tülay Ateş, eski Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şube Bakanı ve CHP Milletvekili Adayı Efkan Bolaç’ta katıldı.
Selvi Sarıtaç / Mahmut Erdinç
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.