Atatürk’ün ulusumuzun her bireyinin belleğinde yer etmiş bir özdeyişi yazımızın başlığı. Türk ulusunun, insanlığın geleceğinin göklerde olduğunu belirtmekte Büyük Atatürk büyük bir öngörüyle.
Atatürk, “İstikbal göktedir.” demiyor, “İstikbal göklerdedir.” diyor. Peki neden “gök” sözcüğünü, çoğul kullanıyor?
Atatürk döneminde uçaklarımız vardı. Türkiye’de onun döneminde ve öncülüğünde uçak üretmekteydi. O, eğinsel olarak dünyadan göçüp uçmağa vardığında ülkemizde, havacılık alanında ona yakın fabrika vardı. O dönemde Avrupa’da uçak üreten dört ülkeden biri Türkiye. Dünyanın sayılı uçak üreticilerinden biriydi ülkemiz. Ne zaman ki ülkemiz, ABD yörüngesine giriyor, işte o zaman sona eriyor uçak üretimimiz.
Atatürk’ün “İstikbal göklerdedir.” özdeyişiyle anlatmak istediği, üç gök var. Birincisi, atmosferin içindeki gök. Yani her sabah uyandığımızda başımızın üstünde masmavi, kimi zaman da yağmur bulutlarıyla kaplı gri-kara gökyüzü. Geceleri yıldızların göz kırptığı ve üstümüzü büyük bir yorgan olarak örten, yaşam kaynağımız havayı zapt eden yer. Bu gökteki uçak rekabetine katılmıştı Büyük Önder sağlığında.
İkinci gök, atmosferin dışı... Yani uzay boşluğu… Burada ulusumuzun geleceğini görmekte. Buradaki egemenliğin ülkemize üstünlük sağlayacağını gelecek kuşaklara hedef olarak göstermekte büyük bir öngörüyle. Ulusumuzun varlığının burada olduğunu söylemekte.
Üçüncü gök ise gezegenler, gök cisimleri… Atatürk bu özlü sözüyle bizlere gezegenlere çıkma amacını önümüze koymakta ulu bir ülkü olarak. Tıpkı dünya bilim dünyasının büyük bilgini Uluğ Bey gibi.
Yörük çadırından çıkıp uzaya giden Alper Gezeravcı’nın uzaydaki ilk tümcesinde Atatürk’ün unutulmaz özdeyişi “İstikbal göklerdedir.” sözünü söylemesi çok anlamlı. Yürüyen Türk’ü uçan Türk’e dönüştüren, Atatürk’ün yıllar öncesinden bize gösterdiği bu ülkü değil mi?
Gezeravcı, FETÖ kumpasıyla TSK’dan uzaklaştırılmış bir asker. Daha sonra FETÖ, TSK’dan tasfiye edilince yeniden ordumuzun saflarına katıldı. Amerikancı FETÖ, bir subayımızı hedef alıp ordudan atıyorsa demek ki bu subayımız, katıksız bir yurtseverdir.
Alper Gezeravcının ülkemizi temsilen uzay yolculuğuna başladığı anda FETÖ’nün saldırısı başladı dört bir yandan. Her zaman olduğu gibi FETÖ’cüler bu tarihsel yolculuğu küçümsediler. Dalga geçtiler bir Türk’ün uzay yolculuğuyla. Özellikle sosyal medya üzerinden yaptılar bu saldırıları. Onlara anında PKK’lılar katıldı. Onlar emperyalizmin iki piyonu. Bunu anladık da kendini muhalif olarak gören kişilerin bu saldırılara katılması niye? Gezeravcı, ülkemiz adına uzayda. AKP’ye muhalefet etmek hakkınız, ancak bu tavrınızla emperyalizmin, yani Türkiye düşmanlarının yanında yer alıyorsunuz ve Türkiye düşmanlığı yapıyorsunuz. Sizin desteklediğiniz parti, iktidar olunca havacılık ve uzay çalışmalarını sürdürmeyecek mi? Sizin düşünceniz, iktidar olduğunda “İstikbal göklerdedir.” demeyecek misiniz?
FETÖ’nin en büyük becerisi yalan, iftira, saptırma ve karalayıcı sözler üretmek. Efendim, uzay aracı bizim değilmiş. Uzay yolculuğuna çok para ödemişiz. Bu parayla neler neler yapılırmış. Halkın parası çarçur edilemezmiş. Gezeravcı, uzay aracında cam kıyısında oturmuş da... Bazı aklı evveller de fotomontajla uzay adamımızı giysileri içinde mangalda sucuk pişirirken göstermiş. Zaten FETÖ’cülerin en iyi bildiği iş, fotomontaj yoluyla sahte belge üretmek. Türkiye’nin tüm başarılı işlerinde aynı şeyi yapmaktalar. Çünkü varlıkları, Türkiye düşmanlığı üzerine kurulu.
Defalarca söyledim, bir kez daha söyleyeyim: Biz, 1920’li yıllarda uçak üretirken ülkemiz yoksulluk ve salgınlarla boğuşmuyor muydu? O yoksul ülkenin yurttaşları, her uçağımız uçtuğunda gurur duydu bununla. Bu atılımların ülkemizi, yoksulluktan kurtaracağını bilmekteydiler. Gezeravcı’nın bu yolculuğu, ülkemizde bilimin gelişmesi ve uzay çalışmaları için sıçrama tahtası olacak. Buna karşı çıkmak demek, ülkemizde bilimin gelişmesine karşı çıkmak demektir. Bunu da ancak Türkiye düşmanları yapar.
“İstikbal göklerdedir.” sözünü, Atatürk’ün “Önemli olan ufku görmek değil, ufkun arkasını görmektir.” Özdeyişiyle yan yana getirdiğimizde, çağcıl uygarlık düzeyinin üstüne nasıl ulaşacağımızın yol haritası, izlencesi çıkar ortaya.
Gezeravcı, uzaya Türk bayrağını çıkarıyor. Bayrağımızın uzayda olması bile parayla ölçülemez bir değer. Bunu, halkımız anladı; ancak aymazlık ve ihanet içinde olan kimi vatansızlar anlayamadı. Bu, Türk’ün duyumsayacağı bir gurur.
Atatürk: “Efendiler, gidip Toros dağlarına bakınız, eğer orada bir tek yörük çadırı görürseniz ve o çadırda bir duman tütüyorsa, şunu çok iyi biliniz ki bu dünyada hiçbir güç ve kuvvet asla bizi yenemez.” demekte. İşte Alper Gezeravcı, Atatürk’ün bu sözünde belirttiği Toroslarda dumanı tüten evlerinde yetişen Yörük evlatlarından biri. Bize gururlanmak düşer onunla; düşmanlarımıza da karalamak, küçümsemek saldırmak, dalga geçmek…
Adil Hacıömeroğlu
20 Ocak 2024