BELGRAD ORMANLARI SİYASETE KURBAN EDİLMEMELİDİR
BELGRAD ORMANLARI SİYASETE KURBAN EDİLMEMELİDİR
Ferzan Özer, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın, 10 yıl önce yönetimini İBB'ye devrettiği, sözleşme süresinin dolduğu gerekçesiyle geri aldığı Belgrad Ormanları'nı yazdı. Kamusal alanların korunmasının sadece bu günü değil, yarını da şekillendiren önemli bir sorumluluk olduğunu vurgulayan Özer, bu sorumluluğun siyasi bir araç haline getirildiğini, Belgrad Ormanları’nın İstanbul halkının ortak mirası olduğunu vurgulayarak, CHP’nin bu gün yapacağı yürüyüş ve basın açıklamasını da eleştirdi. Ferzan Özer, “Ormanımızı siyasi çatışmalara kurban etmek yerine, halkın ihtiyaçlarına uygun şekilde yönetmek, her iki tarafın da önceliği olmalıdır. Belgrad Ormanları’nda doğa yürüyüşü yaparak değil, bugün Tandoğan meydanındaki gibi bir tepki verilmelidir.” dedi.
Kamusal alanlar, toplumun bir araya geldiği, nefes aldığı ve birlikte var olabildiği ortak mekânlardır.
Bu alanların yönetimi ve korunması, yalnızca bugünü değil, geleceği de şekillendiren önemli bir sorumluluktur.
Ancak geçtiğimiz günlerde Belgrad Ormanları’nda yaşananlar, bu sorumluluğun nasıl siyasi bir araç haline getirildiğini acı bir şekilde gözler önüne serdi.
Orman Bakanlığı tarafından İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) on yıllığına kiralanmış olan Belgrad Ormanları işletmesinde, kira sözleşmesinin sona ermesiyle birlikte yaşananlar, bir hukuki süreçten çok siyasi bir güç gösterisi havasındaydı.
Devletin kolluk güçlerinin yardımıyla İBB’nin ormandan çıkarılması, hukuki bir zorunluluğun ötesinde, topluma verilen bir mesaj niteliğindeydi.
Ancak bu mesaj, ne birlik ve beraberliği güçlendirdi ne de kamu yararını önceliklendirdi. Tam aksine, toplumu ayrıştırmaya yönelik bir adım olarak algılandı.
Kamusal alanların yönetimi, yerel yönetimlerin temel görevlerinden biridir.
İstanbul gibi bir metropolde, yeşil alanların korunması ve işletilmesi, belediyelerin halkla doğrudan temas ettiği önemli hizmetlerden biridir.
Orman Bakanlığı’nın sözleşmeyi yenilememe kararı, hukuki bir tercih olabilir. Ancak, bu kararın uygulanış biçimi, çok çirkin bir görüntü çizmiştir.
Bir belediyenin devlet güçleri eşliğinde ormandan çıkarılması, kamu kaynaklarının siyasi mücadeleye araç edilmesinin somut bir örneğidir
Bu tür krizlerin çözümü, ayrıştırıcı değil birleştirici bir yaklaşımı gerektirir.
Kamusal alanların yönetiminde yerel yönetimler ve merkezi idare arasındaki iş birliği, toplumsal faydayı artırmanın anahtarıdır.
Ancak, bu işbirliğini baltalayan siyasi hamleler, sadece bugünümüzü değil, yarınımızı da zedeler.
Belgrad Ormanları, İstanbul halkının ortak mirasıdır. Bu mirası siyasi çatışmalara kurban etmek yerine, halkın ihtiyaçlarına uygun şekilde yönetmek, her iki tarafın da önceliği olmalıdır.
Unutulmamalıdır ki kamusal alanlar, halk için vardır ve halk için var olmaya devam etmelidir.
Belgrad Ormanları’nda doğa yürüyüşü yaparak değil, bugün Tandoğan meydanındaki gibi bir tepki verilmelidir.
Yoksa halk sorar "Bugüne kadar yapmadığınız doğa yürüyüşü şimdi mi aklınıza geldi?" diye..
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.