CHP İSTANBUL’DA İKİ BUÇUK MİLYON HANEYİ ZİYARET ETTİ

SİYASET 26.08.2022 - 17:00, Güncelleme: 10.11.2023 - 04:49
 

CHP İSTANBUL’DA İKİ BUÇUK MİLYON HANEYİ ZİYARET ETTİ

CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu ‘’80 Günde Devr-i Alem’’ kampanyası öbek örgütlenmesi çalışmalarına ilişkin ara bilgilendirme ve değerlendirme toplantısı düzenledi.
CHP İstanbul İl Başkanlığı’nda gerçekleştirilen basın toplantısında 80 Günde Devr-i Alem kampanyası kapsamında çalışmaların devam ettiğini ve ev ziyaretlerinin 50’si tamamlandığını ifade eden CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu, İstanbul’da vatandaşın içinde bulunduğu durumun gerçekliğine ait verileri, anekdotları ve vatandaşın gerçek gündemini kamuoyuyla paylaştı. CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu, ‘’80 Günde Devr-i Alem çalışmamızla birlikte İstanbul'daki 2.273.754 hanenin kapısına Cumhuriyet Halk Partisi örgütleri tarafından gidildi ve zilleri çalındı. Şu anda bile bu kapılar sahada bulunan öbek sorumlularımız tarafından çalınmaya devam ediliyor.’’ dedi. HANE ZİYARETİ SONRASI VATANDAŞIN GERÇEKLİĞİNİ PAYLAŞIYORUZ! ‘’Umut Kapınızı Çalacak’’ diyerek çıkılan yolda, İstanbul örgütünün azimli çalışmaları neticesinde bugüne kadar İstanbul’da bulunan 4.502.560 hanenin 2.273.754 ’ünü ziyaret ettiklerini dile getiren CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu şunları söyledi, ‘’Siyaset kurumunun görevi ister muhalefette olun, isterseniz iktidarda olun; vatandaşı görmek, vatandaşı dinlemek, hissetmek ve vatandaşın sorunlarını iktidar olduğunuzda eğer muhalefette nasıl çözeceğinizi anlatarak ikna etmek, iktidardaysanız vatandaşın sorununu çözmektir. Vatandaşla tesadüfen karşılaştığımız vatandaşa propaganda değil. Bizzat gidip kapısını çalarak vatandaşı ziyaret dedik.’’ dedi. Öbek Sorumlusu çalışma arkadaşlarının aile ziyaretlerinden örnekler veren CHP İstanbul İl Başkanı Kaftancıoğlu genel itibariyle vatandaşların hayat pahalılığı, ulaşım zorlukları ve bunalmışlığın arttığını belirtti. ‘’2,5 MİLYON HANENİN KAPISINI ÇALMAK BİR İŞTİR’’ Sistematik çalışmalarını tüm İstanbul Örgütü ile devam ettirdiklerini söyleyen CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu, ‘’ 2,5 milyon hanenin kapısını çalmak bir iştir. Önemli bir iştir. Bunu planlamak kıymetlidir. Ancak basın açıklamasını yapma sebebimiz sadece Cumhuriyet Halk Partisi olarak İstanbul örgütü olarak biz bunu başardık. 2,5 milyon hanenin kapısını çaldık demek için yapmıyoruz. Bu söylediğim her şey çok kıymetli. Belki İstanbul'da 2,5 milyon hanenin kapısı hiçbir siyasi parti tarafından bugüne kadar. Bu şekilde sistematik bir şekilde çalınmadı. Önemli. Ama basın açıklamasını yapmamızın sebebi bunlar değil. Basın açıklaması yapmamızın sebebi, İstanbul'da İstanbul halkının yaşadığı gerçeklik. Biz kapıları çaldığımızda karşımıza çıkan kapıyı açan vatandaşa ‘’Nasılsın?’’ diyoruz. Dinliyoruz. Eleştirilerini alıyoruz. Haklılar. Haklı eleştirileri de var. Yardımcı olabileceğimiz herhangi bir konu varsa yardımcı oluyoruz. Cumhuriyet Halk iktidarında o anlattığı sorunların nasıl gündeme geleceğini, nasıl çözüleceğini anlatıyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında da hep birlikte nasıl çözülebilecek göstereceğiz diyerek aslında vatandaşın sorunu daha güçlü bir şekilde duyurabilmek için bu basın açıklamasını yapıyoruz.’’ şeklinde konuştu. ‘’İSTANBUL MODELİ’’ ÖRGÜTLENMENİN ÖNEMİ BÜYÜK CHP İstanbul İl Örgütüne mensup 26.743 parti üyesi ile birlikte yürütülen çalışmalarda büyük yol kat ettiklerini belirten CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu, suni gündemler yerine ev ziyaretlerinde karşılaşılan, İstanbul’da vatandaşın içinde bulunduğu gerçek duruma dair çalışmalarını sürdürdüklerini dile getirdikten sonra sözlerine şöyle devam etti, ‘’ Biz aslında İstanbul'daki çalışmalarımızı ‘’İstanbul Modeli’’ diye tarif ettiğimiz, seçmenin seçim gününe kadar seçmen mobilizasyonu ve sandık güvenliğini kapsayan bir modelle sürdürüyoruz. İstanbul örgütü olarak hep birlikte veriye dayalı çalışıyoruz. Hedeflerimizi belirliyoruz. Zaman zaman güncelliyoruz. Stratejik planların planlamalarımızı yapıyoruz. Seçmen mobilizasyonumuz; elbette seçim ve sandık güvenliği çalışmalarımız devam ediyor. Yerel yönetim çalışmalarımızın koordinasyonu devam ediyor. Parti ilçe eğitimler ve örgütsel yapı çalışmalarını devam ettiriyoruz. Hatta bugün çağrı merkezimizde aramalarımız devam ediyor. Örneğin ‘’Sen Varsan Biz Varız’’ diyerek İstanbul'daki bütün Cumhuriyet Halk Partisi üyelerimizi ziyaret ettik. Mahalle temsilcilerimizle birlikte uzunca bir çalışma yaptık. Sandık görevlilerimiz belirlendi. Şu ana kadar her okula iki avukat görevlendirmelerimiz yapıldı. Sürekli devam eden bir parti iç eğitim sürecimiz var ve İstanbul’da Gençlik Kolarımız, ‘’Güç Sende Senin Elinde’’ diyerek ilk defa oy kullanacak yaklaşık 6 milyon seçmenin kapısını çalarak ‘’80 Günde Devr-i Alem çalışmasının dışında, birbirini bütünler bir şekilde gençlerimize ulaşarak hem Cumhuriyet Halk Partisi'nin gençliğe bakışı hem de Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında gençlerin geleceği nasıl olacak diyerek Genel Başkanımızın mektubunu kendilerine iletiyorlar. ‘’AKP İNSANLARI YOKSULLUKTA EŞİTLEDİ’’ İstanbul Örgütü ile birlikte yapılan ziyaretler sonucunda alınan geri bildirimler ve vatandaşın acı gerçekliklerini basın mensupları ile paylaşan CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu, ‘’Eskiden zenginler vardı, fakirler vardı. Bir de orta direk vardı. Artık İstanbul'da da ne yazık ki orta direk denilen orta gelir seviyesine sahip kimse kalmamış. Yoksullar var. Artık nitelikli yoksullar oluşmuş. Bir de bir avuç zengin kalmış, bir avuç. Yani öyle zenginleşen, eğitimiyle, çalışmasıyla, üretimiyle zenginleşen de kalmamış İstanbul'da.’’ diyerek sözlerine şu şekilde devam etti. ‘’Temel ihtiyaçlara erişimde kapısını çaldığımız evlerden birinde, ‘’Doğduk, doğalı zor alıştık buna. Bizde olmayanı komşumuzdan isterdik. Misal, salça kalmamışsa komşumuzun kapısını çalardık. Olunca da geri verirdik. Şimdi ne ben isteyebiliyorum ne de onlar. Komşumu yoklukla utandırmak istemiyorum.’ Biz özellikle bu dönemde yoksullaşmanın ve temel ihtiyaçlara erişimin nasıl yoğun olduğunu zor olduğunu her kapı çaldığımızda hissediyoruz. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin bir konuda insanlar eşitlemeyi başardı. Bir avuç insan dışındakileri yoksullukta eşitledi. İnsanlar yoksullukta eşitlendi.’’ dedi. ‘’YOKSULLUĞU YÖNETMEK DEĞİL YOKSULLUĞU YOK ETMEK’’ İstanbul Örgütü başta olmak üzere Milletvekillerinden parti yöneticilerine kadar ‘’Umut Kapınızı Çalacak’’ diyerek çalışmalarını sürdürdüklerini yineleyen CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu, ev ziyaretleri sonrasında edindiği geri bildirimleri basın mensuplarıyla paylaşmaya devam etti, ’Eskiden kömür yakardık, doğal gaz olanlara heveslenirdik. Ne güzel. Her odası sıcak derdik. Ne yalan söyleyeyim. Eskiye döndük. Salonun peteklerini kapatıyorum kışın. Televizyonu da küçük odaya götürdüm. Ne yapayım? Yetmiyor, yetişmiyor.’ Haber bu değerli arkadaşlar. Yine kapısını çaldığımız her İstanbullunun bize söylediği ‘yoksullaştık artık’ diyorlar. Örneğin benim kapısını çaldığım bir hanede hava güzel bir kadıncağız kapıyı açtı. Yan tarafta park var. Ve bir kafe var parkta. Hava Güzel. Çocuğunu niye parka çıkarmıyorsun? Biraz güneş alsın dediğimde ‘ben de biliyorum çocuğumu kapıya çıkarmayı’ dedi. Ben çocuğumu kapıya çıkarırsam oradaki büfeden bir şey isteyecek. Alacak param yok.’ İstanbul gerçekliği bu ve siyasinin de siyasetin görevi de aslında bunları yok etmek. Yoksulluğu yönetmek değil, yoksulluğu yok etmek.’’ şeklinde konuştu. ‘’SEÇME HAKKIM OLSA ŞU AN BİR AVRUPA ÜLKESİNDE GARSON OLMAYI TÜRKİYE’DE BİR AVUKAT BEY OLMAYA TERCİH EDERİM’’ İstanbul’da nitelikli yoksullar oluştuğunun altını çizen CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu, ev ziyaretleri sırasında karşılaştığı üniversite mezunu bir gencin paylaştıklarını şu şekilde aktardı, ‘’ Ben hem ailemin çabalarını karşılıksız bırakmamanın sevinci hem de geleceğe dair büyük umutla okula başladım. Zamanında bitirdim. Gel gör ki ilk iş görüşmelerinden itibaren eğitimim hem benim hem de ailem için hayal kırıklığına dönüştü. Bir süre işsiz kaldım. Ailemden destek almak tarifi zor bir düzeyde zoruma gidiyordu. Sonrasında iş bulup işsizliği geride bıraktım. Fakat şimdi okumuş Beklenen hiçbir şeyi karşılayamıyorum. Kıyafetlerimi alırken zorlanıyorum. Geçtim evi arabayı, dünyayı gezmeyi babam en azından tatilde köyüne gidiyordu. Ben tatile bile gidemiyorum. Seçme hakkım olsa şu an bir Avrupa ülkesinde garson olmayı Türkiye'de bir avukat bey olmayı tercih ederim. ’’İşte yoksulluğun anlatıldığı kelimeler’’ şeklinde konuştu. ‘’BEN ARTIK İŞ ARAMIYORUM, ÇÜNKÜ İŞ ARAMAK İÇİN ARABAYA BİNMEM LAZIM’’ İşsizlikten kaynaklanan intiharlardan, ailelerin dağılmasında, duygu durum ve değişiklerinden bahseden CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu, siyasetin asıl gündeminin bunlar olması gerektiğini söyleyerek saha çalışmalarından vatandaşın gerçekliklerine ilişkin örnekler vermeye devam etti, ‘Ben artık iş arayamıyorum. Çünkü iş aramak için araca binmem lazım. Hani diyorlar ya dedi, efendim iş yoktu var da beğenmiyorlar, çalışmıyorlar. Şu anda artık parası, pulu, ne kadar olduğunun hiç önemi yok. Bunu diyenler bana gelsin bir iş göstersin. Ve altına da her imzayı atmaya razıyım. Ben o işte çalışacağım diyorlar.’ Bir diğer örneğe daha değinen CHP İstanbul Kaftancıoğlu, ‘İşsiz kalmak erkek adamda ayıptır’ dedi. ‘Biz kahveye gider, akşam işten eve geliyormuş gibi eve gelirdim’ dedi. ‘Fakat şimdi kahvede çay içecek gün boyu kalacak param olmadığı için kahveye bile gidemiyorum.’ ‘’ İşte evine bakma sorumluluğu hisseden Çocuklarının yüzüne bakamayan bir insan gerçekliği.’’ dedi. ‘’TELEVİZYONDA BAŞÖRTÜMÜ KONUŞA KONUŞA BİZİ YOKSULLAŞTIRDILAR’’ İstanbul’da ve Türkiye’de yoksulluktan ilk nasibini alanların kadınlar olduğunu belirten CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu, kendi gerçekleştirdiği bir hane ziyareti sırasındaki yaşadığı bir anektodu basın mesnupları ile paylaştı, ‘’Örneğin bir kadın kardeşimiz bana bizzat kapıyı açan bir giyinip geleyim. İki dakika izin verin diyerek hazırlık aşamasından sonra geldiğinde kendisiyle dertleşirken, sohbet ederken, kendini dinlerken ve siyasetin aslında görevinin ne olması Gerektiğini karşılıklı birbirimize hatırlatırken başındaki başörtüsünü tuttu. Benim için önüme çıkan dramlardan biridir. Ya dedi sadece bunu diye diye dedi. Bizi yoksullaştırdılar dedi. Ben ister başımı açarım. İster kapatırım. Kardeşim benim çocuğumun, sen benim başörtümle ilgili televizyonlara çıkıp konuşacağına ben çocuğum hasta, engelli ve çocuğumun derdine dair hiç kimse yapmıyor. Kadınlar bugünün gerçekliğini görme ve bugün kendisini görmeyeni Konusunda en azından İstanbul'da öyle, Türkiye'de de öyle olduğunu düşünüyorum. Çok daha kararlı ve çok daha farkındalar yaşadıkları gerçekliğinin’’ şeklinde konuştu. ‘’VATANDAŞ İSTANBUL’A YABANCI’’ Hane ziyaretleri sırasında kapıları çaldıklarında yabancı uyruklularla da karşılaştıklarını belirten CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu, İstanbul’da yaşayan vatandaşların işsizlik konusunda bu kesime öfke yönlendirdiğini basın mensuplarına iletirken şunları söyledi, ‘’ Anlamak lazım bu öfkeyi. Çünkü eve gidiyoruz, kapıyı çalıyoruz. ‘Ben asgari ücrete iş bulamıyorum. Çünkü asgari ücretin yarısına Suriyelileri çalıştırıyorlar’ diyor. Kapıyı çalmışız bir kadın. Restoranda bulaşıkçılık yapıyordum. Işimi de iyi yapıyordum. Eşim hasta. Başka gelir kaynağımız yok. Ama benden daha ucuza bir Suriyeli iş alındı’ diyor. Vatandaş bu konuda ve bu derece İstanbul'a yabancı, sığınmacı göçmen bulunması ve kendi acı gerçekliğinin sorumlusu olarak görmesi nedeniyle şikayet ettiği ve yaşadığı gerçekliği düşündüğümüzde haklı olduğu hususlar var. Dikkat ederseniz burada hiç parti politikalarımızdan vesaire bahsetmiyorum. Çünkü bugünün gündemi vatandaş. Vatandaşın haberi ve gerçekliği. Vatandaş bundan söz ederken bir yandan da yaşanılan özellikle Esenyurt'ta, özellikle belirli ilçelerde Küçükçekmece’nin bir bölümünde özellikle bir öfke birikimi oluyor. Vatandaş kendi ekmeğinin ortağı gördüğü yabancıya kendi ifadesiyle düşman ve o günden güne vatandaşta artan bir öfkeye sebep olduğunu sohbetlerde ya da aldığımız notlarda görüyoruz.’’ dedi. ‘’AKP’Lİ BELEDİYELERİN RANT DÖNÜŞÜMLERİ KARŞIMIZA ÇIKIYOR’’ Barınma ve deprem sorunu başta olmak üzere kiracı ve mal sahipleri arasında yaşanan diyaloglar paralelinde karşılarına çıkan tecrübeler ile birlikte AKP’li belediyelerin olduğu yerde rant dönüşümleri ile karşılaştıklarını dile getiren CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu sözlerini şu şekilde sürdürdü, ‘’ Yine çaldığımız kapılarda karşımıza çıkan gerçeklik, deprem gerçeği ve kentsel dönüşüm. Son dönemde özellikle ev ziyaretlerinde en az bunun kadar belki bundan daha fazla barınma sorunu gündeme getirilmeye başlandı. ‘Ev sahibimle de gayet iyi geçiniriz. Hiçbir problem yok. Makul zamlarla biz idare ederdik. Ama bu süreçte kiracım, mal sahibim zam yaptı. Ödeyemiyorum. Ben mal sahibimi de anlıyorum’ diyor. Ama bütün diyaloglar bu şekilde olmuyor. Vatandaş demiş. Evim yok, kiradayım, ev sahibi beni çıkarıyor. İstanbul'da çadırda mı yaşayacağım? Bu arada mal sahiplerinin de yani kiracılar mutsuz da mal sahipleri mutlu mu? Hayır. İstanbul'da kiraya verecek konutu olanlar da ben keyfimden kiracı çıkarmıyorum. Ben de geçinemiyorum dediği için birbirini tetikleyen bir şekilde süreçler devam ediyor. Kentsel dönüşüm dediğimizde, daha doğrusu vatandaştan gelen bildirilerde deprem gerçekliği zaten vatandaşın gündeminde ama yoksun barınması, beslenmesi o kadar çok ön plana çıkmış ki deprem gerçekliği vatandaşın bizimle yaptığı sohbetlerde yeri ve konusu gelirse eğer ki zaten İstanbul'da da bir deprem olacak. Asıl o zaman ne yapacağız kaygısı. Ancak diğer sorunlar bu kadar yakıcı ki deprem gibi önlemli ve öncelikli bir konuyu bile vatandaş kendi gündemine alamıyor. Kentsel dönüşümle ilgili zaten barınma sorunu var. Vatandaşın hali ortada. İktidarın yapmadıkları ortada. Bir de özellikle AKP'li belediyelerin olduğu yerde rant uğruna dönüştürülen ve yapılan ve devam eden çalışmalar da ziyaret ettiğimiz hanelerde sıklıkla karşımıza geliyor.’’ şeklinde konuştu. SAĞLIĞA VE İLACA ERİŞİMDE VATANDAŞLARIMIZ SORUN YAŞIYOR Hane ziyaretlerinde sağlık sistemindeki sorunlar, vatandaşların randevu sisteminde yaşadığı sorunlar ve vatandaşların ilaçlara bile erişimde problem yaşadığını tespit ettiklerini belirten CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu sözlerini şu şekilde sürdürdü, ‘’ Hani diyorlar ya ‘Biz sağlıkta devrim yaptık. Çığır açtık. Şehir hastaneleri yaptık. Beş dakikada randevu alıyorsunuz’. Hani sağlıkta bu kadar devrim yapılmışken nedir senin derdin’ diye. Bir kere evdeki kadın her engelli çocuğu varsa düzenli bir süreci hiç yok. Randevu almakta sıkıntı yaşıyorlar. Sağlığa erişimde sıkıntı yaşıyorlar. Artık insanlar hem yoksulluktan hem işsizlikten ilaca erişimde, İstanbul'da hanelerdeki insanlar sorun yaşıyorlar. Bakın ilaca erişimde, sağlığa erişimi geçtim artık. Hem yoksulluk, hem sistemsizlik, hem de bu işi yapanların suç ve yapması gerekenlerin önceliği gündemi olmadığı için. Çaldığımız kapı ziyaretlerinde bunlarla da sıklıkla karşılaşıyoruz.’’ ‘’BENİM ÇOCUĞUMUN GÜNAHI BENİM YOKSUL OLMAM MI?’’ İstanbul’un mahallelerinde ailelerin yaşadığı en büyük korkuların uyuşturucu satan çeteler ve uyuşturucu kullanma yaşının düşmesi olduğu belirten CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu, ailelerin çocuklarını sokağa bırakmaktan çekindiğini ve koktuğunun altını çizerek bir annenin kendisine aktardıklarını basın mensupları ile paylaştı, ‘’ Çocukları dışarıya top oynamaya göndermeye korkuyoruz. Çünkü gelip çocuklarımıza hap satıyorlar. Biz kimin sattığını biliyoruz, tanıyoruz. Polis de tanıyor. Polise söylüyoruz. Polis ne yapsın? Abla ben alıyorum. Yarım saat sonra Yapıyorlar diyor. Benim çocuğumun günahı ne diyor? Benim çocuğumun günahı yoksul olmam mı benim’. Ailelerin kaygılı olduğunun tekrar altını çizen ve asıl gerçekliğin İstanbul özelinde vatandaşın sorunları olduğunu yineleyen Kaftancıoğlu, ‘’Uyuşturucu çocuklarda İstanbul'da madde bağımlılığı o derece artmış ki hani araştırmalarda karşımıza çıkıyordu. Evet bunun bir gerçeklik sorunu olduğunun farkındaydık. Ama kapı çaldığımızdaki o hikayeler ve birçok kapıdan yükselen çığlık aslında haberin bu olduğunu gösteriyor.’’ dedi. ‘’İSTANBUL HALKININ GERÇEKLİĞİ NEYSE ONU DUYURMAYA SÖZ VERDİK’’ Miletvekilleri, İl Başkan Yardımcıları, İlçe Başkanları ve basın mensuplarını yoğun ilgisiyle gerçekleştirilen basın toplantısında sözlerini sürdüren CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu, ‘’ Bir İstanbul halkının gerçekliği neyse Cumhuriyet Halk Partisi örgütü Olarak bunu duyurmaya söz verdik demiştim. İstanbul halkı artık o belirsizlik, o kaygı, o güvencesizlik durumunda bir ayda, iki ayda mevcut siyasi iktidarda üç ayda söylenen söz ne olursa olsun verilen vaatler ne olursa olsun gerçekliğinin değişmeyeceğinin farkında değerli basın emekçileri. İstanbul'da biraz önce anlattığım gerçekliğe sahip İstanbul halkı hemen hemen çaldığınız her kapıda olmasa da şunu söylüyor. ‘Oy verdim ama elim kırılsın’ diyenler de var. Ki kırılmasın. Onlar oyu ülkeye hizmet edecekler inancıyla verdi. Onların oy veren seçmenin oyuna ihanet edenler bir burada suçlu olan. Oy verdim elim kırılsın bir an önce seçim olsun ve artık bizi bu duruma mahkum eden kimse gitsin ve bizim bu dertlerimizi gören dertlerimizi bilen nasıl çözüleceğini bilen ve siyaseti kendisini ve çevresini zenginleştirmek için değil Benim sorunlarımı çözmek için yapacak siyasi iktidar gelsin temennisinde. İsteğinde ve bunu da her gün, her gün, her gün sıklıkla ifade ediyor. Ve biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak, Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Örgütü olarak üyelerimizle başkanlarımızla, milletvekillerimizle, belediye başkanlarımızla seçim olacağı güne kadar biraz önce vatandaşın gerçek gündemini sizlerle paylaştığım başlıklarda elimizden geldiği kadar, ne gelir ne gelmez. Vatandaşın yanında olacağız vatandaşı dinlemeye devam edeceğiz ve bu iktidarı gönderdiğinizde seçim yoluyla altını çizeyim. Bu aralarda her şeyden bir şey çıkarıyorlar ya, bu iktidarı gönderdiğimizde Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında halkın iktidarında da vatandaşın bu sorunlarını nasıl çözeceğimizi biliyoruz, çözmeye devam edeceğiz.’’ dedi. ‘’SAHADA İKTİDAR PARTİSİ YETKİLİLERİ YOK’’ Basın toplantısının ardından basın mensuplarından gelen soruları cevaplayan CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu, İstanbul Örgütü’nü nasıl motive ettiği, sandık güvenliği, sahada diğer partilerin görülüp görülmediğine ilişkin yöneltilen soruya şu şekilde cevap verdi, ‘’ Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Örgütü olarak biz görmüyoruz. Ancak vatandaş da görmediğini bize zaten ifade ediyor. Vatandaşla buluşmak değil. Ama -mış gibi iş yapmak için kendi aralarında birkaç kişi bir ara geliyorlardır. Vatandaşla, sokakta biz hiçbir şekilde en azından ben kendi adıma hiçbir saha çalışmasına denk gelmedim. İlçe başkanlarımız burada, kendilerine özellikle bu konuda takip de ediyorlar. Sahada ne yazık ki iktidar partisi yetkilileri yok. Çünkü Çıkıp vatandaşın dinlemeye tahammülleri yok. Eleştirileri göğüslemeye de ne yazık ki neyi yok? Takdirini kendilerine bırakıyoruz. İstanbul'u kazanan il başkanı değil İstanbul seçimlerinin İstanbul örgütü kazandı. İşte tam da bu çalışmayı yapan İstanbul Örgütü. İstanbul seçimlerini ya da bu çalışmanın farkı neydi? Şuydu. Biz kapılara umut kapıda diye gittik. Umut kapıyı çalıyor diye. Sokakta öfkeyi var olan öfkeyi öfkenin kaynağına yönlendirip evlerde umudu besleyecek. O umutsuz besleyecektik. Bunun için bugüne kadar olandan farkı ne? Cumhuriyet Halk Partisi örgütü. Çok kıymetli bir örgüt. Yüzyıla yaklaşmış bir partide Cumhuriyet Halk Partisi örgütüne siz o inancı verirsiniz. O motivasyonu verirseniz, işi nasıl Tarif ederseniz, ve Cumhuriyet Halk Partisi Örgütü eğer o yaptığı işle bu ülkenin İstanbul'un geleceğini katkısı olduğunu hissettiği an Cumhuriyet Halk Partisi örgütü bunu yapar. Ben sadece bunu yaptım. Cumhuriyet Halk Örgütünün kendisinin bütün unsurlarının üyesinden, mahalle birim sorumlusuna, eğitimden ilçe başkanına, Cumhuriyet Halk Partisi'nde siyaset yaparken o kendi inancını tazeleyerek kendi içinizde. Bunlar için de elbette süreçler oldu. O inancı tarifledik ve hissettirdik, karşılıklı birbirimize ve yöntem tarif ettik. Mış gibi iş yapmak yerine planlı, programlı, tarifli. Eğer siz kişiye, siyasi partilerde de böyledir. Ne iş yapacağını tarif etmeden git çalış. Bana göre çok konuşmak çalışmaktır. Başkasına göre başka bir şey Çalışmaktır. Yapacağı işi tarif etmeden çalış derseniz olmaz orada. Bizim İstanbul örgütünde hep birlikte yaptığımız bütün unsurlarımızla birlikte yaptığımız benim sadece orkestra şefliğini yaptığım şey yapılacak işi tarif etmek, hedef belirlemek nasıl yapılırı öğretmek ve geri bildirim almak. Cumhuriyet Halk Partisi Örgütü bakın o kadar kıymetli örgüt emekçilerimiz var ki bizim. Yukarıda bellek çınarımız var. Görmenizi isterim. Cumhuriyet Halk Partisi Örgütü'nün şu işi yapayım da ihale alayım. Demem. böyle bir şey onu motive etmez. Cumhuriyet Halk Partisi sokakta bakın binlerce gencimiz var. Kadınımız var. Erkek yol arkadaşlarımız var. İnanın kendi cebinde parası yok. Ama diyor ki ben bu çalışmayı yaparak ben de sokaktaki komşum da kurtulacak. Ben sadece Cumhuriyet Halk Partisi örgütüne güven işi tarif ettim. Ve hepsine de bir kez daha teşekkür ediyorum burada olan arkadaşlarımızı vesilesiyle. Arkadaşlarımız bunu yaptılar. Çünkü inandılar. Çünkü aydınlık bir Türkiye'nin bu yapacakları çalışmayla birlikte olduğuna inandılar. O sayede yaptık.’’ ‘’VATANDAŞ YARGIYA OLAN GÜVENİNİ TAMAMEN KAYBETMİŞ’’ Şarkıcı Gülşen’in apar topar hapse atılması üzerine sorulan soruya ise CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu şu şekilde cevap verdi, ‘’ Bir kere vatandaş hakikaten kimin ne giydiğiyle hiç ilgilenmiyor ama sahada karşılaştığımız bir şey vardı. Vatandaş artık yargıya olan güvenin de o kadar kaybetmiş ki sohbetlerde bu da karşımıza çıkıyordu. Sokakta belki de adliyeyle hiç işi olmamış olmayacak bir kadın ya da bir erkek evde niye yargıya güvenini kaybetsin? Sadece Canan Kaftancıoğlu hukuksuz yere on yıl ceza verildiği için olmasa gerek. İşte vatandaş yargıya olan güvenini Gülşen’in bu şekilde hukuksuz tutuklanmasına tepki gösterdiği için de kaybediyor. Bu arada Gülşen Hanım'ın tutuklanması da sanatçı Gülşen diyorum. Çünkü kimin sanatçı olup olmadığını halk karar verir. Halk sanatçıya sanatçı unvanını verir. Beğenir, dinler, beğenmez, dinlemez, ayrı tartışma konusudur. Ama bir sanatçının aylar öncesinden söylediği ve niyetini de kendisini çok açıkça ifade ettiği ve oradaki bir sözün herkesi incittiğini hissederek özür dilediği ki çok kıymetli ve samimi bir özürdür bu. Tutuklanıyor olmasının halkta hiçbir karşılığı yok. Hiçbir karşılığı yok derken bu tutuklanıyor olmasının yüreklerinde yarattığı haksızlık ya da adaletsizlik duygusu dışında.’’ dedi. GENEL BAŞKANIMIZIN SINIRLARINI GENİŞ ÇİZDİĞİ BU TARLADA TOHUM EKİYOR VE FİLİZ ALIYORUZ 1994 yılında Refah Partisi’nin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kapı kapı siyaseti ile ilgili olmakla birlikte CHP’nin de aynı siyaseti yürüttüğünü, CHP’nin mi yoksa Refah Partisi geleneğinin temsilcisi AKP’nin mi değiştiği sorusu üzerine CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canana Kaftancıoğlu şunları söyledi, ‘’Cumhuriyet Halk Partisi parti olarak yüzüncü yılına gelen; ilkeleri, programı, tüzüğü belli olan bir partidir. Partimizdeki çalışma şekli partiye özel değil. Değişen siyasetin doğası gereği çalışma şekli değişti ama bu sadece Cumhuriyet Halk Partisi için değil. Bu arada Refah Partisi dediğimiz şu eklemeyi de yapmak isterim. Yani örgütlenme konusunda azıcık ilgili birisi olarak Refah Partisi vakti zamanında incelediğim ve okuduğum kadarıyla bu üzüm salkımı denilen böyle tesadüfi çok kıymetli bir çalışma yapmış ve kıymetli bir örgütlenme. Örneğin İstanbul'da uygulamaya çalıştığım örgütlerimizle birlikte hayata geçirdiğimiz örgütlenme modeli piramit tarzı örgütlenme yapıyoruz. Yani biz yukarıdan tariflenen hedef kitlesi belirlenen o hedef kitleye gitmek sadece gitmek değil. Aile destekleriyle, politikalarımızı anlatmak. Ama sonrasında da o piramite dahil ederek o duygu ve düşünce bağını ortaklaştırarak yaptığımız bir çalışma. Cumhuriyet Halk Partisi'nin geçmişte farklı kesimlere ulaşma konusunda ki buna değişme denilemez, o günün koşulları denilebilir. Bugün Genel Başkanımızın bize sınırlarını çok geniş çizdiği bir tarlada gittiğimiz her yerde bir hani tarlaya tohum ekersiniz filiz verir ya. Böylesi bir atmosferde gittiğimizde bunun hem sonuç alış olduğunu görüyoruz hem de daha çok gerektiğini hissediyoruz diyebilirim. Ya değişen bir şey yok. Yöntemler ve zamanın ve siyasetin ruhu değişmiş olabilir. Daha çok çalışıyor olabiliriz. ‘’HER GÜN İFADEYE ÇAĞRILSAM BİLE BU ÖRGÜT EVLERİ ZİYARET ETMEYE DEVAM EDECEK’’ Geçtiğimiz günlerde partili Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında söylemleri sebebiyle Cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla soruşturma açılmasına ilişkin sorulan soruya CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu şu şekilde cevap verdi, ‘’Pazartesi onunla ilgili ifadeye çağrıldım. Gidip vereceğim. Şimdi seksen günümüzü yüz güne, yüz yirmi güne çıkarmak istiyorlar ama her gün ifadeye çağrılsam bile bu örgüt, evleri ziyaret etmeye devam edecek.’’ şeklinde konuştu. CHP’Lİ BELEDİYLERİN OLDUĞU YERLERDE ‘BELEDİYE BANA HİZMET VERİYOR’ DENİYOR 80 Günde Devr-i Alem kampanyası hali hazırda devam ederken İstanbul Örgütü’nün parti politikalarının neler olacağı, çözüm beklenecek mi, şuan ki durumda bu sorunların çözümüne ilişkin bir gelişmenin olup olmayacağı ve CHP Belediyelerinin olduğu yerdeki farklılıkların neler olduğu sorusuna cevap veren CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu, ‘’Bizim sahada gördüğümüz vatandaş gerçekliği ve Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında bu vatandaşın sorunları nasıl çözüleceğine dair İstanbul örgütünde çalışılıyor ve bu konudaki hem çalışma komisyonlarımız siyasi hem de uzmanlık komisyonlarımız hem raporlarını hem de genel merkezimize öneri bu anlamıyla iletiyorlar. Örneğin İstanbul'daki Turizm Komisyonumuz Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında nasıl bir turizm politikası İstanbul'da turizm ya da turizmcilerin sorunlarının çözümünün yolu diyerek raporunu genel merkezimize iletti. Örneğin sağlık komisyonumuz İstanbul'da özellikle pandemi döneminde yaşanılan sağlıktaki sıkıntılar ve bunun aile sağlığı merkezlerinden tutun da hastanelerdeki sorunlar, eczacıların sorunları gibi bir buçuk aylık yaptıkları bir çalışma var ve süregelen bir çalışma var. Bu şekilde örneğin kent ekonomisi komisyonumuz İstanbul'da. Sözünü ettiği Benim de çok önem verdiğim parti genel merkezimize ileteceğimiz bu raporlamalar kısmı yapılıyor. Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin de yaşayan vatandaş, belediye sınırlarında yaşayan vatandaş belediyenin kendisine ulaştığında siyasi düşüncesi nedeniyle ulaşmadığı konusunda yüzde yüz kanaat getirmiş durumda. Yani Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin olduğu yerde yaşayan vatandaşlar siyasi düşüncesi ne olursa olsun, bakışı ne olur olsun, giyimi kuşamı ne olursa olsun nereli olursa olsun ‘belediye bana hizmet veriyor’ diyor. AKP'li ilçe belediye sınırlarında yaşayan kişiler ne yazık ki ben AKP'ye desteklediğim zaman bana oy veriyorlar. Şimdi destekliyorum, ona rağmen vermiyorlar diyorlar ama kendilerine oy vermemiş kendileri gibi düşünmeyen ya da kendileri gibi yaşamayan hiç kimseye AKP'li ilçe belediye sınırları içinde. Aynen iktidarın bakışında olduğu gibi bir ayrımcılık var. Hani ikisi vatandaşı unuttuk zaten ama bizden sen belki görürüz. Değilsen görmeyiz. GENEL BAŞKANIMIZIN HELALLEŞME ÇAĞRISININ TOPLUMDA İNANILMAZ BİR KARŞILIĞI VAR CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı helalleşme çağrısının hane ziyaretlerindeki geri bildiriminin nasıl olduğunu sorusuna ise CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu, ‘’İnanılmaz karşılığı olduğunu görüyoruz. Hatta ben evlere gidinceye kadar evet bu helalleşme çağrısını toplumda bir karşılaşacağını hissediyordum, bekliyordum ama görmek apayrı bir şey. Tahmin ettiğimden çok daha fazla karşılığı var. Onu da şöyle ifade edeyim. Örneğin kimi çalışma yaptığımız özel sosyal gruplarda, sosyal sınıflarda partimizin kimi söylemleri, kimi mesajları, kimi vaatleri o seçmene ya da o kişiye ulaşmamış olabiliyor. Hiçbir fikri olmayabiliyor. Bir şekilde ulaştıramamışız. Şaşırtıcı derecede genel başkanın helalleşme çağrısı toplumun bütün kesimlerine ulaşmış. Yani bunu hem ölçümle veriye dayalı söyleyebilirim hem de saha gözlemlerinden söyleyebilirim. ‘’VATANDAŞIN GÜNDEMİ GÜNDEMLERİNDE OLMASIN DİYE TELEVİZYONLARDA CUMHURBAŞKANI ADAYI KONUŞULUYOR’’ Partili Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sürekli ‘adayınız nerede’ sorusuna karşılık altılı masa toplantısı sonrasında adayın açıklanmamasına ve konuyla ilgili sahada insanların gözlemlerinin sorulduğu soruya cevap veren CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu, ‘’Bir kere zaten benim bugünkü basın açıklaması yapma amaçlarımdan biri de buydu. Vatandaşın bu derdi varken televizyonlarda çıkıp birileri ‘adayınız kim niye açıklamadın.’ diyor. İşte tam da bu vatandaşın gündemi gündemlerinde olmasın diye televizyonlarda konuşulan konu. Dolayısıyla aday, Cumhuriyet Halk Partisi ve altılı masa karar verdiği zaman stratejik bir şekilde doğru zamanda açıklanacaktır. Sahada elbette zaman zaman oluyor, vatandaşlarımızdan, bu kişi adayı olsun, o kişi adayı olsun ya da olmasın diye. Hani siz aday olun diyen bile oluyor. Sahada vatandaşın bu tip dilek temennileri oluyor ama orada asıl mesele vatandaş kimin aday olacağından ziyade bu dertlerimi kim aday olursa olsun doğru bir bakışla, seçimi kazansın ve benim derdimi çözsün önceliği var. Yani sahada şöyle bir tartışma yok. Ortada seçim belli değil. Yok. Tarih verilmemiş. Seçim belli olmadan ya da tarih verilmeden niye acaba bugünün iktidardakileri sürekli adayınız, kim adayınız adayımız kim? Siyaset biraz inanma, sahada çalışma, biraz da strateji işidir. O konuda altılı masada Cumhuriyet Halk Partisi de en doğru adayı, en doğru zamanda açıklayacak ve emin olun bu ülkenin on üçüncü cumhurbaşkanı olacak o aday.’’dedi.
CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu ‘’80 Günde Devr-i Alem’’ kampanyası öbek örgütlenmesi çalışmalarına ilişkin ara bilgilendirme ve değerlendirme toplantısı düzenledi.

CHP İstanbul İl Başkanlığı’nda gerçekleştirilen basın toplantısında 80 Günde Devr-i Alem kampanyası kapsamında çalışmaların devam ettiğini ve ev ziyaretlerinin 50’si tamamlandığını ifade eden CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu, İstanbul’da vatandaşın içinde bulunduğu durumun gerçekliğine ait verileri, anekdotları ve vatandaşın gerçek gündemini kamuoyuyla paylaştı. CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu, ‘’80 Günde Devr-i Alem çalışmamızla birlikte İstanbul'daki 2.273.754 hanenin kapısına Cumhuriyet Halk Partisi örgütleri tarafından gidildi ve zilleri çalındı. Şu anda bile bu kapılar sahada bulunan öbek sorumlularımız tarafından çalınmaya devam ediliyor.’’ dedi.

HANE ZİYARETİ SONRASI VATANDAŞIN GERÇEKLİĞİNİ PAYLAŞIYORUZ!

‘’Umut Kapınızı Çalacak’’ diyerek çıkılan yolda, İstanbul örgütünün azimli çalışmaları neticesinde bugüne kadar İstanbul’da bulunan 4.502.560 hanenin 2.273.754 ’ünü ziyaret ettiklerini dile getiren CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu şunları söyledi, ‘’Siyaset kurumunun görevi ister muhalefette olun, isterseniz iktidarda olun; vatandaşı görmek, vatandaşı dinlemek, hissetmek ve vatandaşın sorunlarını iktidar olduğunuzda eğer muhalefette nasıl çözeceğinizi anlatarak ikna etmek, iktidardaysanız vatandaşın sorununu çözmektir. Vatandaşla tesadüfen karşılaştığımız vatandaşa propaganda değil. Bizzat gidip kapısını çalarak vatandaşı ziyaret dedik.’’ dedi. Öbek Sorumlusu çalışma arkadaşlarının aile ziyaretlerinden örnekler veren CHP İstanbul İl Başkanı Kaftancıoğlu genel itibariyle vatandaşların hayat pahalılığı, ulaşım zorlukları ve bunalmışlığın arttığını belirtti.

‘’2,5 MİLYON HANENİN KAPISINI ÇALMAK BİR İŞTİR’’

Sistematik çalışmalarını tüm İstanbul Örgütü ile devam ettirdiklerini söyleyen CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu, ‘’ 2,5 milyon hanenin kapısını çalmak bir iştir. Önemli bir iştir. Bunu planlamak kıymetlidir. Ancak basın açıklamasını yapma sebebimiz sadece Cumhuriyet Halk Partisi olarak İstanbul örgütü olarak biz bunu başardık. 2,5 milyon hanenin kapısını çaldık demek için yapmıyoruz. Bu söylediğim her şey çok kıymetli. Belki İstanbul'da 2,5 milyon hanenin kapısı hiçbir siyasi parti tarafından bugüne kadar. Bu şekilde sistematik bir şekilde çalınmadı. Önemli. Ama basın açıklamasını yapmamızın sebebi bunlar değil. Basın açıklaması yapmamızın sebebi, İstanbul'da İstanbul halkının yaşadığı gerçeklik. Biz kapıları çaldığımızda karşımıza çıkan kapıyı açan vatandaşa ‘’Nasılsın?’’ diyoruz. Dinliyoruz. Eleştirilerini alıyoruz. Haklılar. Haklı eleştirileri de var. Yardımcı olabileceğimiz herhangi bir konu varsa yardımcı oluyoruz. Cumhuriyet Halk iktidarında o anlattığı sorunların nasıl gündeme geleceğini, nasıl çözüleceğini anlatıyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında da hep birlikte nasıl çözülebilecek göstereceğiz diyerek aslında vatandaşın sorunu daha güçlü bir şekilde duyurabilmek için bu basın açıklamasını yapıyoruz.’’ şeklinde konuştu.

‘’İSTANBUL MODELİ’’ ÖRGÜTLENMENİN ÖNEMİ BÜYÜK

CHP İstanbul İl Örgütüne mensup 26.743 parti üyesi ile birlikte yürütülen çalışmalarda büyük yol kat ettiklerini belirten CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu, suni gündemler yerine ev ziyaretlerinde karşılaşılan, İstanbul’da vatandaşın içinde bulunduğu gerçek duruma dair çalışmalarını sürdürdüklerini dile getirdikten sonra sözlerine şöyle devam etti, ‘’ Biz aslında İstanbul'daki çalışmalarımızı ‘’İstanbul Modeli’’ diye tarif ettiğimiz, seçmenin seçim gününe kadar seçmen mobilizasyonu ve sandık güvenliğini kapsayan bir modelle sürdürüyoruz. İstanbul örgütü olarak hep birlikte veriye dayalı çalışıyoruz. Hedeflerimizi belirliyoruz. Zaman zaman güncelliyoruz. Stratejik planların planlamalarımızı yapıyoruz. Seçmen mobilizasyonumuz; elbette seçim ve sandık güvenliği çalışmalarımız devam ediyor. Yerel yönetim çalışmalarımızın koordinasyonu devam ediyor. Parti ilçe eğitimler ve örgütsel yapı çalışmalarını devam ettiriyoruz. Hatta bugün çağrı merkezimizde aramalarımız devam ediyor. Örneğin ‘’Sen Varsan Biz Varız’’ diyerek İstanbul'daki bütün Cumhuriyet Halk Partisi üyelerimizi ziyaret ettik. Mahalle temsilcilerimizle birlikte uzunca bir çalışma yaptık. Sandık görevlilerimiz belirlendi. Şu ana kadar her okula iki avukat görevlendirmelerimiz yapıldı. Sürekli devam eden bir parti iç eğitim sürecimiz var ve İstanbul’da Gençlik Kolarımız, ‘’Güç Sende Senin Elinde’’ diyerek ilk defa oy kullanacak yaklaşık 6 milyon seçmenin kapısını çalarak ‘’80 Günde Devr-i Alem çalışmasının dışında, birbirini bütünler bir şekilde gençlerimize ulaşarak hem Cumhuriyet Halk Partisi'nin gençliğe bakışı hem de Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında gençlerin geleceği nasıl olacak diyerek Genel Başkanımızın mektubunu kendilerine iletiyorlar.

‘’AKP İNSANLARI YOKSULLUKTA EŞİTLEDİ’’

İstanbul Örgütü ile birlikte yapılan ziyaretler sonucunda alınan geri bildirimler ve vatandaşın acı gerçekliklerini basın mensupları ile paylaşan CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan

Kaftancıoğlu, ‘’Eskiden zenginler vardı, fakirler vardı. Bir de orta direk vardı. Artık İstanbul'da da ne yazık ki orta direk denilen orta gelir seviyesine sahip kimse kalmamış. Yoksullar var. Artık nitelikli yoksullar oluşmuş. Bir de bir avuç zengin kalmış, bir avuç. Yani öyle zenginleşen, eğitimiyle, çalışmasıyla, üretimiyle zenginleşen de kalmamış İstanbul'da.’’ diyerek sözlerine şu şekilde devam etti.

‘’Temel ihtiyaçlara erişimde kapısını çaldığımız evlerden birinde, ‘’Doğduk, doğalı zor alıştık buna. Bizde olmayanı komşumuzdan isterdik. Misal, salça kalmamışsa komşumuzun kapısını çalardık. Olunca da geri verirdik. Şimdi ne ben isteyebiliyorum ne de onlar. Komşumu yoklukla utandırmak istemiyorum.’ Biz özellikle bu dönemde yoksullaşmanın ve temel ihtiyaçlara erişimin nasıl yoğun olduğunu zor olduğunu her kapı çaldığımızda hissediyoruz. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin bir konuda insanlar eşitlemeyi başardı. Bir avuç insan dışındakileri yoksullukta eşitledi. İnsanlar yoksullukta eşitlendi.’’ dedi.

‘’YOKSULLUĞU YÖNETMEK DEĞİL YOKSULLUĞU YOK ETMEK’’

İstanbul Örgütü başta olmak üzere Milletvekillerinden parti yöneticilerine kadar ‘’Umut Kapınızı Çalacak’’ diyerek çalışmalarını sürdürdüklerini yineleyen CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu, ev ziyaretleri sonrasında edindiği geri bildirimleri basın mensuplarıyla paylaşmaya devam etti, ’Eskiden kömür yakardık, doğal gaz olanlara heveslenirdik. Ne güzel. Her odası sıcak derdik. Ne yalan söyleyeyim. Eskiye döndük. Salonun peteklerini kapatıyorum kışın. Televizyonu da küçük odaya götürdüm. Ne yapayım? Yetmiyor, yetişmiyor.’ Haber bu değerli arkadaşlar. Yine kapısını çaldığımız her İstanbullunun bize söylediği ‘yoksullaştık artık’ diyorlar. Örneğin benim kapısını çaldığım bir hanede hava güzel bir kadıncağız kapıyı açtı. Yan tarafta park var. Ve bir kafe var parkta. Hava Güzel. Çocuğunu niye parka çıkarmıyorsun? Biraz güneş alsın dediğimde ‘ben de biliyorum çocuğumu kapıya çıkarmayı’ dedi. Ben çocuğumu kapıya çıkarırsam oradaki büfeden bir şey isteyecek. Alacak param yok.’ İstanbul gerçekliği bu ve siyasinin de siyasetin görevi de aslında bunları yok etmek. Yoksulluğu yönetmek değil, yoksulluğu yok etmek.’’ şeklinde konuştu.

‘’SEÇME HAKKIM OLSA ŞU AN BİR AVRUPA ÜLKESİNDE GARSON OLMAYI TÜRKİYE’DE BİR AVUKAT BEY OLMAYA TERCİH EDERİM’’

İstanbul’da nitelikli yoksullar oluştuğunun altını çizen CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu, ev ziyaretleri sırasında karşılaştığı üniversite mezunu bir gencin paylaştıklarını şu şekilde aktardı, ‘’ Ben hem ailemin çabalarını karşılıksız bırakmamanın sevinci hem de geleceğe dair büyük umutla okula başladım. Zamanında bitirdim. Gel gör ki ilk iş görüşmelerinden itibaren eğitimim hem benim hem de ailem için hayal kırıklığına dönüştü. Bir süre işsiz kaldım. Ailemden destek almak tarifi zor bir düzeyde zoruma gidiyordu. Sonrasında iş bulup işsizliği geride bıraktım. Fakat şimdi okumuş Beklenen hiçbir şeyi karşılayamıyorum. Kıyafetlerimi alırken zorlanıyorum. Geçtim evi arabayı, dünyayı gezmeyi babam en azından tatilde köyüne gidiyordu. Ben tatile bile gidemiyorum. Seçme hakkım olsa şu an bir Avrupa ülkesinde garson olmayı Türkiye'de bir avukat bey olmayı tercih ederim. ’’İşte yoksulluğun anlatıldığı kelimeler’’ şeklinde konuştu.

‘’BEN ARTIK İŞ ARAMIYORUM, ÇÜNKÜ İŞ ARAMAK İÇİN ARABAYA BİNMEM LAZIM’’

İşsizlikten kaynaklanan intiharlardan, ailelerin dağılmasında, duygu durum ve değişiklerinden bahseden CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu, siyasetin asıl gündeminin bunlar olması gerektiğini söyleyerek saha çalışmalarından vatandaşın gerçekliklerine ilişkin örnekler vermeye devam etti, ‘Ben artık iş arayamıyorum. Çünkü iş aramak için araca binmem lazım. Hani diyorlar ya dedi, efendim iş yoktu var da beğenmiyorlar, çalışmıyorlar. Şu anda artık parası, pulu, ne kadar olduğunun hiç önemi yok. Bunu diyenler bana gelsin bir iş göstersin. Ve altına da her imzayı atmaya razıyım. Ben o işte çalışacağım diyorlar.’ Bir diğer örneğe daha değinen CHP İstanbul Kaftancıoğlu, ‘İşsiz kalmak erkek adamda ayıptır’ dedi. ‘Biz kahveye gider, akşam işten eve geliyormuş gibi eve gelirdim’ dedi. ‘Fakat şimdi kahvede çay içecek gün boyu kalacak param olmadığı için kahveye bile gidemiyorum.’ ‘’ İşte evine bakma sorumluluğu hisseden Çocuklarının yüzüne bakamayan bir insan gerçekliği.’’ dedi.

‘’TELEVİZYONDA BAŞÖRTÜMÜ KONUŞA KONUŞA BİZİ YOKSULLAŞTIRDILAR’’

İstanbul’da ve Türkiye’de yoksulluktan ilk nasibini alanların kadınlar olduğunu belirten CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu, kendi gerçekleştirdiği bir hane ziyareti sırasındaki yaşadığı bir anektodu basın mesnupları ile paylaştı, ‘’Örneğin bir kadın kardeşimiz bana bizzat kapıyı açan bir giyinip geleyim. İki dakika izin verin diyerek hazırlık aşamasından sonra geldiğinde kendisiyle dertleşirken, sohbet ederken, kendini dinlerken ve siyasetin aslında görevinin ne olması Gerektiğini karşılıklı birbirimize hatırlatırken başındaki başörtüsünü tuttu. Benim için önüme çıkan dramlardan biridir. Ya dedi sadece bunu diye diye dedi. Bizi yoksullaştırdılar dedi. Ben ister başımı açarım. İster kapatırım. Kardeşim benim çocuğumun, sen benim başörtümle ilgili televizyonlara çıkıp konuşacağına ben çocuğum hasta, engelli ve çocuğumun derdine dair hiç kimse yapmıyor. Kadınlar bugünün gerçekliğini görme ve bugün kendisini görmeyeni Konusunda en azından İstanbul'da öyle, Türkiye'de de öyle olduğunu düşünüyorum. Çok daha kararlı ve çok daha farkındalar yaşadıkları gerçekliğinin’’ şeklinde konuştu.

‘’VATANDAŞ İSTANBUL’A YABANCI’’

Hane ziyaretleri sırasında kapıları çaldıklarında yabancı uyruklularla da karşılaştıklarını belirten CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu, İstanbul’da yaşayan vatandaşların işsizlik konusunda bu kesime öfke yönlendirdiğini basın mensuplarına iletirken şunları söyledi, ‘’ Anlamak lazım bu öfkeyi. Çünkü eve gidiyoruz, kapıyı çalıyoruz. ‘Ben asgari ücrete iş bulamıyorum. Çünkü asgari ücretin yarısına Suriyelileri çalıştırıyorlar’ diyor. Kapıyı çalmışız bir kadın. Restoranda bulaşıkçılık yapıyordum. Işimi de iyi yapıyordum. Eşim hasta. Başka gelir kaynağımız yok. Ama benden daha ucuza bir Suriyeli iş alındı’ diyor. Vatandaş bu konuda ve bu derece İstanbul'a yabancı, sığınmacı göçmen bulunması ve kendi acı gerçekliğinin sorumlusu olarak görmesi nedeniyle şikayet ettiği ve yaşadığı gerçekliği düşündüğümüzde haklı olduğu hususlar var. Dikkat ederseniz burada hiç parti politikalarımızdan vesaire bahsetmiyorum. Çünkü bugünün gündemi vatandaş. Vatandaşın haberi ve gerçekliği. Vatandaş bundan söz ederken bir yandan da yaşanılan özellikle Esenyurt'ta, özellikle belirli ilçelerde Küçükçekmece’nin bir bölümünde özellikle bir öfke birikimi oluyor. Vatandaş kendi ekmeğinin ortağı gördüğü yabancıya kendi ifadesiyle düşman ve o günden güne vatandaşta artan bir öfkeye sebep olduğunu sohbetlerde ya da aldığımız notlarda görüyoruz.’’ dedi.

‘’AKP’Lİ BELEDİYELERİN RANT DÖNÜŞÜMLERİ KARŞIMIZA ÇIKIYOR’’

Barınma ve deprem sorunu başta olmak üzere kiracı ve mal sahipleri arasında yaşanan diyaloglar paralelinde karşılarına çıkan tecrübeler ile birlikte AKP’li belediyelerin olduğu yerde rant dönüşümleri ile karşılaştıklarını dile getiren CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu sözlerini şu şekilde sürdürdü, ‘’ Yine çaldığımız kapılarda karşımıza çıkan gerçeklik, deprem gerçeği ve kentsel dönüşüm. Son dönemde özellikle ev ziyaretlerinde en az bunun kadar belki bundan daha fazla barınma sorunu gündeme getirilmeye başlandı. ‘Ev sahibimle de gayet iyi geçiniriz. Hiçbir problem yok. Makul zamlarla biz idare ederdik. Ama bu süreçte kiracım, mal sahibim zam yaptı. Ödeyemiyorum. Ben mal sahibimi de anlıyorum’ diyor. Ama bütün diyaloglar bu şekilde olmuyor. Vatandaş demiş. Evim yok, kiradayım, ev sahibi beni çıkarıyor. İstanbul'da çadırda mı yaşayacağım? Bu arada mal sahiplerinin de yani kiracılar mutsuz da mal sahipleri mutlu mu? Hayır. İstanbul'da kiraya verecek konutu olanlar da ben keyfimden kiracı çıkarmıyorum. Ben de geçinemiyorum dediği için birbirini tetikleyen bir şekilde süreçler devam ediyor. Kentsel dönüşüm dediğimizde, daha doğrusu vatandaştan gelen bildirilerde deprem gerçekliği zaten vatandaşın gündeminde ama yoksun barınması, beslenmesi o kadar çok ön plana çıkmış ki deprem gerçekliği vatandaşın bizimle yaptığı sohbetlerde yeri ve konusu gelirse eğer ki zaten İstanbul'da da bir deprem olacak. Asıl o zaman ne yapacağız kaygısı. Ancak diğer sorunlar bu kadar yakıcı ki deprem gibi önlemli ve öncelikli bir konuyu bile vatandaş kendi gündemine alamıyor. Kentsel dönüşümle ilgili zaten barınma sorunu var. Vatandaşın hali ortada. İktidarın yapmadıkları ortada. Bir de özellikle AKP'li belediyelerin olduğu yerde rant uğruna dönüştürülen ve yapılan ve devam eden çalışmalar da ziyaret ettiğimiz hanelerde sıklıkla karşımıza geliyor.’’ şeklinde konuştu.

SAĞLIĞA VE İLACA ERİŞİMDE VATANDAŞLARIMIZ SORUN YAŞIYOR

Hane ziyaretlerinde sağlık sistemindeki sorunlar, vatandaşların randevu sisteminde yaşadığı sorunlar ve vatandaşların ilaçlara bile erişimde problem yaşadığını tespit ettiklerini belirten CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu sözlerini şu şekilde sürdürdü, ‘’ Hani diyorlar ya ‘Biz sağlıkta devrim yaptık. Çığır açtık. Şehir hastaneleri yaptık. Beş dakikada randevu alıyorsunuz’. Hani sağlıkta bu kadar devrim yapılmışken nedir senin derdin’ diye. Bir kere evdeki kadın her engelli çocuğu varsa düzenli bir süreci hiç yok. Randevu almakta sıkıntı yaşıyorlar. Sağlığa erişimde sıkıntı yaşıyorlar. Artık insanlar hem yoksulluktan hem işsizlikten ilaca erişimde, İstanbul'da hanelerdeki insanlar sorun yaşıyorlar. Bakın ilaca erişimde, sağlığa erişimi geçtim artık. Hem yoksulluk, hem sistemsizlik, hem de bu işi yapanların suç ve yapması gerekenlerin önceliği gündemi olmadığı için. Çaldığımız kapı ziyaretlerinde bunlarla da sıklıkla karşılaşıyoruz.’’

‘’BENİM ÇOCUĞUMUN GÜNAHI BENİM YOKSUL OLMAM MI?’’

İstanbul’un mahallelerinde ailelerin yaşadığı en büyük korkuların uyuşturucu satan çeteler ve uyuşturucu kullanma yaşının düşmesi olduğu belirten CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu, ailelerin çocuklarını sokağa bırakmaktan çekindiğini ve koktuğunun altını çizerek bir annenin kendisine aktardıklarını basın mensupları ile paylaştı, ‘’ Çocukları dışarıya top oynamaya göndermeye korkuyoruz. Çünkü gelip çocuklarımıza hap satıyorlar. Biz kimin sattığını biliyoruz, tanıyoruz. Polis de tanıyor. Polise söylüyoruz. Polis ne yapsın? Abla ben alıyorum. Yarım saat sonra Yapıyorlar diyor. Benim çocuğumun günahı ne diyor? Benim çocuğumun günahı yoksul olmam mı benim’. Ailelerin kaygılı olduğunun tekrar altını çizen ve asıl gerçekliğin İstanbul özelinde vatandaşın sorunları olduğunu yineleyen Kaftancıoğlu, ‘’Uyuşturucu çocuklarda İstanbul'da madde bağımlılığı o derece artmış ki hani araştırmalarda karşımıza çıkıyordu. Evet bunun bir gerçeklik sorunu olduğunun farkındaydık. Ama kapı çaldığımızdaki o hikayeler ve birçok kapıdan yükselen çığlık aslında haberin bu olduğunu gösteriyor.’’ dedi.

‘’İSTANBUL HALKININ GERÇEKLİĞİ NEYSE ONU DUYURMAYA SÖZ VERDİK’’

Miletvekilleri, İl Başkan Yardımcıları, İlçe Başkanları ve basın mensuplarını yoğun ilgisiyle gerçekleştirilen basın toplantısında sözlerini sürdüren CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu, ‘’ Bir İstanbul halkının gerçekliği neyse Cumhuriyet Halk Partisi örgütü Olarak bunu duyurmaya söz verdik demiştim. İstanbul halkı artık o belirsizlik, o kaygı, o güvencesizlik durumunda bir ayda, iki ayda mevcut siyasi iktidarda üç ayda söylenen söz ne olursa olsun verilen vaatler ne olursa olsun gerçekliğinin değişmeyeceğinin farkında değerli basın emekçileri. İstanbul'da biraz önce anlattığım gerçekliğe sahip İstanbul halkı hemen hemen çaldığınız her kapıda olmasa da şunu söylüyor. ‘Oy verdim ama elim kırılsın’ diyenler de var. Ki kırılmasın. Onlar oyu ülkeye hizmet edecekler inancıyla verdi. Onların oy veren seçmenin oyuna ihanet edenler bir burada suçlu olan. Oy verdim elim kırılsın bir an önce seçim olsun ve artık bizi bu duruma mahkum eden kimse gitsin ve bizim bu dertlerimizi gören dertlerimizi bilen nasıl çözüleceğini bilen ve siyaseti kendisini ve çevresini zenginleştirmek için değil Benim sorunlarımı çözmek için yapacak siyasi iktidar gelsin temennisinde. İsteğinde ve bunu da her gün, her gün, her gün sıklıkla ifade ediyor. Ve biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak, Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Örgütü olarak üyelerimizle başkanlarımızla, milletvekillerimizle, belediye başkanlarımızla seçim olacağı güne kadar biraz önce vatandaşın gerçek gündemini sizlerle paylaştığım başlıklarda elimizden geldiği kadar, ne gelir ne gelmez. Vatandaşın yanında olacağız vatandaşı dinlemeye devam edeceğiz ve bu iktidarı gönderdiğinizde seçim yoluyla altını çizeyim. Bu aralarda her şeyden bir şey çıkarıyorlar ya, bu iktidarı gönderdiğimizde Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında halkın iktidarında da vatandaşın bu sorunlarını nasıl çözeceğimizi biliyoruz, çözmeye devam edeceğiz.’’ dedi.

‘’SAHADA İKTİDAR PARTİSİ YETKİLİLERİ YOK’’

Basın toplantısının ardından basın mensuplarından gelen soruları cevaplayan CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu, İstanbul Örgütü’nü nasıl motive ettiği, sandık güvenliği, sahada diğer partilerin görülüp görülmediğine ilişkin yöneltilen soruya şu şekilde cevap verdi, ‘’ Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Örgütü olarak biz görmüyoruz. Ancak vatandaş da görmediğini bize zaten ifade ediyor. Vatandaşla buluşmak değil. Ama -mış gibi iş yapmak için kendi aralarında birkaç kişi bir ara geliyorlardır. Vatandaşla, sokakta biz hiçbir şekilde en azından ben kendi adıma hiçbir saha çalışmasına denk gelmedim. İlçe başkanlarımız burada, kendilerine özellikle bu konuda takip de ediyorlar. Sahada ne yazık ki iktidar partisi yetkilileri yok. Çünkü Çıkıp vatandaşın dinlemeye tahammülleri yok. Eleştirileri göğüslemeye de ne yazık ki neyi yok? Takdirini kendilerine bırakıyoruz. İstanbul'u kazanan il başkanı değil İstanbul seçimlerinin İstanbul örgütü kazandı. İşte tam da bu çalışmayı yapan İstanbul Örgütü. İstanbul seçimlerini ya da bu çalışmanın farkı neydi? Şuydu. Biz kapılara umut kapıda diye gittik. Umut kapıyı çalıyor diye. Sokakta öfkeyi var olan öfkeyi öfkenin kaynağına yönlendirip evlerde umudu besleyecek. O umutsuz besleyecektik. Bunun için bugüne kadar olandan farkı ne? Cumhuriyet Halk Partisi örgütü. Çok kıymetli bir örgüt. Yüzyıla yaklaşmış bir partide Cumhuriyet Halk Partisi örgütüne siz o inancı verirsiniz. O motivasyonu verirseniz, işi nasıl Tarif ederseniz, ve Cumhuriyet Halk Partisi Örgütü eğer o yaptığı işle bu ülkenin İstanbul'un geleceğini katkısı olduğunu hissettiği an Cumhuriyet Halk Partisi örgütü bunu yapar. Ben sadece bunu yaptım. Cumhuriyet Halk Örgütünün kendisinin bütün unsurlarının üyesinden, mahalle birim sorumlusuna, eğitimden ilçe başkanına, Cumhuriyet Halk Partisi'nde siyaset yaparken o kendi inancını tazeleyerek kendi içinizde. Bunlar için de elbette süreçler oldu. O inancı tarifledik ve hissettirdik, karşılıklı birbirimize ve yöntem tarif ettik. Mış gibi iş yapmak yerine planlı, programlı, tarifli. Eğer siz kişiye, siyasi partilerde de böyledir. Ne iş yapacağını tarif etmeden git çalış. Bana göre çok konuşmak çalışmaktır. Başkasına göre başka bir şey Çalışmaktır. Yapacağı işi tarif etmeden çalış derseniz olmaz orada. Bizim İstanbul örgütünde hep birlikte yaptığımız bütün unsurlarımızla birlikte yaptığımız benim sadece orkestra şefliğini yaptığım şey yapılacak işi tarif etmek, hedef belirlemek nasıl yapılırı öğretmek ve geri bildirim almak. Cumhuriyet Halk Partisi Örgütü bakın o kadar kıymetli örgüt emekçilerimiz var ki bizim. Yukarıda bellek çınarımız var. Görmenizi isterim. Cumhuriyet Halk Partisi Örgütü'nün şu işi yapayım da ihale alayım. Demem. böyle bir şey onu motive etmez. Cumhuriyet Halk Partisi sokakta bakın binlerce gencimiz var. Kadınımız var. Erkek yol arkadaşlarımız var. İnanın kendi cebinde parası yok. Ama diyor ki ben bu çalışmayı yaparak ben de sokaktaki komşum da kurtulacak. Ben sadece Cumhuriyet Halk Partisi örgütüne güven işi tarif ettim. Ve hepsine de bir kez daha teşekkür ediyorum burada olan arkadaşlarımızı vesilesiyle. Arkadaşlarımız bunu yaptılar. Çünkü inandılar. Çünkü aydınlık bir Türkiye'nin bu yapacakları çalışmayla birlikte olduğuna inandılar. O sayede yaptık.’’

‘’VATANDAŞ YARGIYA OLAN GÜVENİNİ TAMAMEN KAYBETMİŞ’’

Şarkıcı Gülşen’in apar topar hapse atılması üzerine sorulan soruya ise CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu şu şekilde cevap verdi, ‘’ Bir kere vatandaş hakikaten kimin ne giydiğiyle hiç ilgilenmiyor ama sahada karşılaştığımız bir şey vardı. Vatandaş artık yargıya olan güvenin de o kadar kaybetmiş ki sohbetlerde bu da karşımıza çıkıyordu. Sokakta belki de adliyeyle hiç işi olmamış olmayacak bir kadın ya da bir erkek evde niye yargıya güvenini kaybetsin? Sadece Canan Kaftancıoğlu hukuksuz yere on yıl ceza verildiği için olmasa gerek. İşte vatandaş yargıya olan güvenini Gülşen’in bu şekilde hukuksuz tutuklanmasına tepki gösterdiği için de kaybediyor. Bu arada Gülşen Hanım'ın tutuklanması da sanatçı Gülşen diyorum. Çünkü kimin sanatçı olup olmadığını halk karar verir. Halk sanatçıya sanatçı unvanını verir. Beğenir, dinler, beğenmez, dinlemez, ayrı tartışma konusudur. Ama bir sanatçının aylar öncesinden söylediği ve niyetini de kendisini çok açıkça ifade ettiği ve oradaki bir sözün herkesi incittiğini hissederek özür dilediği ki çok kıymetli ve samimi bir özürdür bu. Tutuklanıyor olmasının halkta hiçbir karşılığı yok. Hiçbir karşılığı yok derken bu tutuklanıyor olmasının yüreklerinde yarattığı haksızlık ya da adaletsizlik duygusu dışında.’’ dedi.

GENEL BAŞKANIMIZIN SINIRLARINI GENİŞ ÇİZDİĞİ BU TARLADA TOHUM EKİYOR VE FİLİZ ALIYORUZ

1994 yılında Refah Partisi’nin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kapı kapı siyaseti ile ilgili olmakla birlikte CHP’nin de aynı siyaseti yürüttüğünü, CHP’nin mi yoksa Refah Partisi geleneğinin temsilcisi AKP’nin mi değiştiği sorusu üzerine CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canana Kaftancıoğlu şunları söyledi, ‘’Cumhuriyet Halk Partisi parti olarak yüzüncü yılına gelen; ilkeleri, programı, tüzüğü belli olan bir partidir. Partimizdeki çalışma şekli partiye özel değil. Değişen siyasetin doğası gereği çalışma şekli değişti ama bu sadece Cumhuriyet Halk Partisi için değil. Bu arada Refah Partisi dediğimiz şu eklemeyi de yapmak isterim. Yani örgütlenme konusunda azıcık ilgili birisi olarak Refah Partisi vakti zamanında incelediğim ve okuduğum kadarıyla bu üzüm salkımı denilen böyle tesadüfi çok kıymetli bir çalışma yapmış ve kıymetli bir örgütlenme. Örneğin İstanbul'da uygulamaya çalıştığım örgütlerimizle birlikte hayata geçirdiğimiz örgütlenme modeli piramit tarzı örgütlenme yapıyoruz. Yani biz yukarıdan tariflenen hedef kitlesi belirlenen o hedef kitleye gitmek sadece gitmek değil. Aile destekleriyle, politikalarımızı anlatmak. Ama sonrasında da o piramite dahil ederek o duygu ve düşünce bağını ortaklaştırarak yaptığımız bir çalışma. Cumhuriyet Halk Partisi'nin geçmişte farklı kesimlere ulaşma konusunda ki buna değişme denilemez, o günün koşulları denilebilir. Bugün Genel Başkanımızın bize sınırlarını çok geniş çizdiği bir tarlada gittiğimiz her yerde bir hani tarlaya tohum ekersiniz filiz verir ya. Böylesi bir atmosferde gittiğimizde bunun hem sonuç alış olduğunu görüyoruz hem de daha çok gerektiğini hissediyoruz diyebilirim. Ya değişen bir şey yok. Yöntemler ve zamanın ve siyasetin ruhu değişmiş olabilir. Daha çok çalışıyor olabiliriz.

‘’HER GÜN İFADEYE ÇAĞRILSAM BİLE BU ÖRGÜT EVLERİ ZİYARET ETMEYE DEVAM EDECEK’’

Geçtiğimiz günlerde partili Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında söylemleri sebebiyle Cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla soruşturma açılmasına ilişkin sorulan soruya CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu şu şekilde cevap verdi, ‘’Pazartesi onunla ilgili ifadeye çağrıldım. Gidip vereceğim. Şimdi seksen günümüzü yüz güne, yüz yirmi güne çıkarmak istiyorlar ama her gün ifadeye çağrılsam bile bu örgüt, evleri ziyaret etmeye devam edecek.’’ şeklinde konuştu.

CHP’Lİ BELEDİYLERİN OLDUĞU YERLERDE ‘BELEDİYE BANA HİZMET VERİYOR’ DENİYOR

80 Günde Devr-i Alem kampanyası hali hazırda devam ederken İstanbul Örgütü’nün parti politikalarının neler olacağı, çözüm beklenecek mi, şuan ki durumda bu sorunların çözümüne ilişkin bir gelişmenin olup olmayacağı ve CHP Belediyelerinin olduğu yerdeki farklılıkların neler olduğu sorusuna cevap veren CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu, ‘’Bizim sahada gördüğümüz vatandaş gerçekliği ve Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında bu vatandaşın sorunları nasıl çözüleceğine dair İstanbul örgütünde çalışılıyor ve bu konudaki hem çalışma komisyonlarımız siyasi hem de uzmanlık komisyonlarımız hem raporlarını hem de genel merkezimize öneri bu anlamıyla iletiyorlar. Örneğin İstanbul'daki Turizm Komisyonumuz Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında nasıl bir turizm politikası İstanbul'da turizm ya da turizmcilerin sorunlarının çözümünün yolu diyerek raporunu genel merkezimize iletti. Örneğin sağlık komisyonumuz İstanbul'da özellikle pandemi döneminde yaşanılan sağlıktaki sıkıntılar ve bunun aile sağlığı merkezlerinden tutun da hastanelerdeki sorunlar, eczacıların sorunları gibi bir buçuk aylık yaptıkları bir çalışma var ve süregelen bir çalışma var. Bu şekilde örneğin kent ekonomisi komisyonumuz İstanbul'da. Sözünü ettiği Benim de çok önem verdiğim parti genel merkezimize ileteceğimiz bu raporlamalar kısmı yapılıyor. Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin de yaşayan vatandaş, belediye sınırlarında yaşayan vatandaş belediyenin kendisine ulaştığında siyasi düşüncesi nedeniyle ulaşmadığı konusunda yüzde yüz kanaat getirmiş durumda. Yani Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin olduğu yerde yaşayan vatandaşlar siyasi düşüncesi ne olursa olsun, bakışı ne olur olsun, giyimi kuşamı ne olursa olsun nereli olursa olsun ‘belediye bana hizmet veriyor’ diyor. AKP'li ilçe belediye sınırlarında yaşayan kişiler ne yazık ki ben AKP'ye desteklediğim zaman bana oy veriyorlar. Şimdi destekliyorum, ona rağmen vermiyorlar diyorlar ama kendilerine oy vermemiş kendileri gibi düşünmeyen ya da kendileri gibi yaşamayan hiç kimseye AKP'li ilçe belediye sınırları içinde. Aynen iktidarın bakışında olduğu gibi bir ayrımcılık var. Hani ikisi vatandaşı unuttuk zaten ama bizden sen belki görürüz. Değilsen görmeyiz.

GENEL BAŞKANIMIZIN HELALLEŞME ÇAĞRISININ TOPLUMDA İNANILMAZ BİR KARŞILIĞI VAR

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı helalleşme çağrısının hane ziyaretlerindeki geri bildiriminin nasıl olduğunu sorusuna ise CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu, ‘’İnanılmaz karşılığı olduğunu görüyoruz. Hatta ben evlere gidinceye kadar evet bu helalleşme çağrısını toplumda bir karşılaşacağını hissediyordum, bekliyordum ama görmek apayrı bir şey. Tahmin ettiğimden çok daha fazla karşılığı var. Onu da şöyle ifade edeyim. Örneğin kimi çalışma yaptığımız özel sosyal gruplarda, sosyal sınıflarda partimizin kimi söylemleri, kimi mesajları, kimi vaatleri o seçmene ya da o kişiye ulaşmamış olabiliyor. Hiçbir fikri olmayabiliyor. Bir şekilde ulaştıramamışız. Şaşırtıcı derecede genel başkanın helalleşme çağrısı toplumun bütün kesimlerine ulaşmış. Yani bunu hem ölçümle veriye dayalı söyleyebilirim hem de saha gözlemlerinden söyleyebilirim.

‘’VATANDAŞIN GÜNDEMİ GÜNDEMLERİNDE OLMASIN DİYE TELEVİZYONLARDA CUMHURBAŞKANI ADAYI KONUŞULUYOR’’

Partili Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sürekli ‘adayınız nerede’ sorusuna karşılık altılı masa toplantısı sonrasında adayın açıklanmamasına ve konuyla ilgili sahada insanların gözlemlerinin sorulduğu soruya cevap veren CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu,

‘’Bir kere zaten benim bugünkü basın açıklaması yapma amaçlarımdan biri de buydu. Vatandaşın bu derdi varken televizyonlarda çıkıp birileri ‘adayınız kim niye açıklamadın.’ diyor. İşte tam da bu vatandaşın gündemi gündemlerinde olmasın diye televizyonlarda konuşulan konu. Dolayısıyla aday, Cumhuriyet Halk Partisi ve altılı masa karar verdiği zaman stratejik bir şekilde doğru zamanda açıklanacaktır. Sahada elbette zaman zaman oluyor, vatandaşlarımızdan, bu kişi adayı olsun, o kişi adayı olsun ya da olmasın diye. Hani siz aday olun diyen bile oluyor. Sahada vatandaşın bu tip dilek temennileri oluyor ama orada asıl mesele vatandaş kimin aday olacağından ziyade bu dertlerimi kim aday olursa olsun doğru bir bakışla, seçimi kazansın ve benim derdimi çözsün önceliği var. Yani sahada şöyle bir tartışma yok. Ortada seçim belli değil. Yok. Tarih verilmemiş. Seçim belli olmadan ya da tarih verilmeden niye acaba bugünün iktidardakileri sürekli adayınız, kim adayınız adayımız kim? Siyaset biraz inanma, sahada çalışma, biraz da strateji işidir. O konuda altılı masada Cumhuriyet Halk Partisi de en doğru adayı, en doğru zamanda açıklayacak ve emin olun bu ülkenin on üçüncü cumhurbaşkanı olacak o aday.’’dedi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yurt-haber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.