Gittikçe insani duyguların, reflekslerin değiştiğini, köreldiğini ve anlamsız bir şeylere dönüştüğünün farkındayız sanırım. Çevremizde olup-bitenleri gördükçe, insanın çamurdan yaratıldığını sonuçlarıyla görmekteyiz. Özellikle İslam Dünyasında yaşananları ve yaşatılanları yorumlayabilmek, aslında çok basittir. Balçıktan yaratılmışlığın ve çamurlaşmanın en bariz örneğidir.
Ülkemizdeki, Başkanlık dayatmaları, erken seçim, başbakan kim olacak ve gelişen olaylardan sıyrılarak, daha geniş bir bakış açısıyla etrafımıza bakalım.Çünkü, bizi sarmalayan, kuşatan bu negatif gelişmeler, aslında düşünce yetimizi de etkilemektedir. Sağlıklı düşenemediğimiz gibi, olan-bitenden sonuç çıkaramayacak derecede mecalsiz bırakmaktadır. Yaratılan algının dalgaları, bizi kıyıdan uzaklaştırmakta, kendimizden çok uzaklara götürmektedir. İslam coğrafyası, kan gölü ve insanlığın bitiş noktasıdır!
İşte; Irak ve Suriye! İnsanlar evinde, sokakta,pazar yerinde ve her alanda topluca öldürülüyorlar. Dini mekanların, türbelerin, mezarların ve tarihi eserlerin hiç bir önemi yok. Tecavüz, kaçırma,hırsızlık, kafa koparma gayet doğal ve gündelik yaşamın bir parçası olmuş. Mezhepçilik veya çeşitli gurupların örgütleri İslam olmuş, ve İslam'ın önüne geçen bir zaman dilimindeyiz. Hala da siyaset adına, kişisel çıkarları uğruna İslam dini, Müslümanlar ve insanlar kurban ediliyor ve edilecektir. Bütün kötülüklerin, İblis'i düşünce ve oyunların batağında kurtulmanın yolu varsa, neden katliamlara devam ediliyor?
Alevi veya Şii olmanın ölümlere, katliamlara eşit olduğunu savunan zihniyetin, son Irakta'ki katliamlarını hangi İslam'i argümanla açıklayabilirsiniz? Neden kendini İslam alimi sayanların sesleri çıkmıyor?Neden kendini insan sayanların tepkileri yok? Neden Alevilerin bu konuda sesleri kısık ve tepkisizdirler? Çünkü herkes kendi derdine düşmüş.Çünkü kendi sorunlarıyla boğuşmaktan, Irak'ı düşünecek vakti yok. Suriye içimizde zaten. Canavarı doğuran sebepler nelerdir? Kimler destekliyor, neden destekliyor ve Cennet'i ne sanıyorlar? Kimsenin umurunda değil. Oysa ateş çoktan bizi yakmışken; bizimkiler, kendileri için yaratacakları cennetin peşindeler. Cennet cennet dedikleri, neymiş acaba?
Gerek İslam dünyası, gerekse ülke olarak zor bir dönemeçteyiz. Kişisel hırs ve kin, mezhepçi artniyet, rantçı anlayış, her türlü kişisel kompleks, kültürel ve geleneksel saçmalıklar, islam'i sosa bandırılarak piyasaya sürülmektedir. Beyinler kirletilmekte, akıl tutulmaları yaşanmakta ve gittikçe yaratılan kamplaşmalar büyük çatışmaların, katliamların yaşanacağını haber vermektedir. Yani komşu ülkelerde yaşananların, ülkemizde de yaşanabileceğini düşünmek; acı geliyor insana, insan olana.