Son zamanlarda felaket tellalları, virüs tellalları, kriz tellalları ve felaket teorisyenleri bir olmuş hep bir ağızdan ikinci dalga gelecek diye bağırmakta ve toplumu olumsuz bir beklenti içine sürüklemektedir. Küçük bir kartopu büyük bir çığa dönüşebilir. Asılsız haberlere itibar etmeyelim.
Olmayan bir durumdan vazife çıkarmaya çalışıyorlar ve kriz ortamından medet umuyorlar. Ülkeye ve ekonomiye ne kadar büyük hasar verdiklerinin farkında olmadıklarını görüyoruz. Felaket tellallığının, kendilerine zarar vermeyeceğini düşünen kimi tuzu kuru kişiler, kendi bindikleri dalı kesiyorlar.
Rand, Stratfor, Brooking Enstitüsü, Hudson Enstitüsü, Pirbright Enstitüsü, Time, The Economist, Rockefeller, Rothschild, Bill Gates, Elon Musk gibi kurum ve kişiler korku yayarak insanlara biyomikrokçip takılması ve kontrollu bir dünya için çalıştıklarını görüyoruz. DSÖ ve İMF bunlarla birlikte aynı çaba içerisinde bulunuyor.
Küresel Biyopolitik bir saldırı ile karşı karşıya kaldığımız görülüyor. Salgından bütün dünya gibi bizde olumsuz etkilendik. Şimdi komplo teorilerini bir kenara bırakalım ve kalıcı çözümleri hızla hayata geçirelim.
Elbette tedbirli olalım, sağlık ve sağlık bilgisi kurallarına harfiyen uyalım. Devlet ve millet el ele verip bu afeti en az hasarla ve en kısa sürede atlatabiliriz. Bilim kurulu ve kamu yöneticilerinin uyarılarına harfiyen uyalım.
Coğrafyamız kaderimiz ve karakterimiz olmuştur. Hazır ol çengel istersen sulhu salah atasözümüzü hatırlayalım. Savaş, siber saldırı, terör saldırısı, deprem, göktaşı, ekonomik kriz, siyasi kriz, küresel ısınma, iklim değişikliği, sel, heyelan, çığ, don, gibi çok sayıda afet ve acil durum ile karşı karşı kalabiliriz. Afetler için hazırlık yapmak ve tedbirli olmak başka bir şey, kriz çığırtkanlığı yapmak ve kara propaganda yapmak, algı yönetimi yapmak başka bir şey.
AIDS, SARS, MERS, Kuş Gribi, Domuz Gribi, Hanta Virüs, Lyme Hastalığı, Batı Nil Virüsü, Lassa Ateşi, Ebola, Suriye Çocuk Felci, Yeni Şap Hastalığı, Zika Virüsü, Körfez Savaşı Sendromu, Şarbon, Zika, Nipa, Ebola, Sarı Humma, Afrika Domuz Vebası, Kırım Kongo gibi bundan çok daha olumsuz salgınlar atlattık, Koronavirüs, Hantavirüs gibi yeni bir virüs tipi'de olabilir. Allah'ın izni ve yardımı ile bu badireyi ve her türlü salgınıda atlatırız. Buna inancımız tamdır.
Medya'da, Sosyal Medya'da ve Youtube’de stratejist, analist ve teorisyen geçinen virüs, kriz ve felaket tellâllarına, kriz ve komplo teorisyenlerine ve biyolojik etki ajanlarına esir olmayalım. Bunlar virüsten çok daha tehlikeli ve çok daha hızlı yayılıyorlar. Algı yönetimine kapılmayalım.
Türkiye bu durumdan güçlenerek çıkacaktır. Temizlik, sağlık bilgisi ve karantina kurallarına uyalım, azami hassasiyet gösterelim. Uymayanları da kırmadan uyaralım. Sosyal izolasyona dikkat edelim. İhtiyaç olmadıkça dışarıya çıkmayalım.
Büyükşehirlerden memleketine, köyüne gidenler orada da karantina şartlarına dikkat etmeli, o bölgelerimizdeki yerel yöneticiler uyarılmalıdır. Gıda, tarım, sağlık ve yüksek teknolojik ürünler üretmeliyiz. Buna bağlı olarak yeni iş kolları geliştirmeliyiz. Tarıma dönelim, hayvancılığı destekleyelim. Köyleri güçlendirelim, tarıma uygun kamu arazilerini kullanıma açalım. Yerli tohuma dönelim.
Su'yu, elektriği, doğalgazı idareli kullanalım. Şimdi ekim zamanı, çiftçilere faizsiz kredi ve ucuz iş gücü temini için yardımcı olunmalı. Bütün tarlalar ekilmeli, tohum ve gübre desteği sağlanmalı. Günlük çalışan, kira da işyeri ve evi olanlar için destek ve vergi muafiyeti gibi ek destekler sunulmalı.
Yeraltı ve yerüstü zenginliklerimizin tamamı kullanılmalıdır. Nükleer enerji ve yenilenebilir enerji çalışmaları devam etmelidir. Bor, toryum, uranyum, titanyum, kaya gazı, kaya tuzu, doğalgaz, petrol gibi yeraltı kaynaklarımızı kullanalım.
Elimizde kenevir gibi çok önemli bir kaynak var neden üretimini sınırlandırıyoruz? Daha etkili kullanalım, daha geniş bir alana yayalım. Kenevir birçok alanda büyük fayda sağlayacaktır. Yapılacak çok iş var. Bunu yapacak akıl, insan ve iman ve imkânımız var.
AB, BM, NATO, AGİT gibi uluslararası kuruluşlarda bir çözülme olabilir. Avrasya Birliği, Akdeniz ve Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatları kurulabilir. Türk Keneşi ve D-8 gibi kuruluşları alternatif olarak düşünebiliriz. Ortak ticaret bölgesi ve yeni para birimi geliştirilebilir.
Merkez Bankası ve Darphaneye para basma yetkisi verilmeli, bu süreç bitine kadar ihtiyaç olduğu kadar kullanılmalıdır. Dijital para ile birlikte, altın ve gümüş para da düşünülmeli. SWAP, eurobond, sendikasyon kredisi, devlet tahvili, hazine bonosu gibi seçenekler kullanılarak piyasanın sarsılması engellenmelidir.
Turizm'de, özelikle sağlık turizmi için güzel bir fırsat olabilir. Kamu ve özel bankalar daha fazla fedakârlık yapmalı. Faizsiz kredi imkânları araştırılmalıdır. KOBİ'ler için kredi kefalet sistemi genişletilebilir. Tarım ve hayvancılık gibi imkânımız değerlendirilebilir. Denizcilik sektörü gibi güçlü bir alternatifimiz var.
Olumsuz durumlar için kriz yönetimini çalıştırmalıyız. Bir kriz varsa tehdit vardır, fırsatta ortaya çıkabilir. Bu ilk dalga da iyi bir yönetim gösterdiğimizi düşünüyorum. Emeği geçen bakanlarımızı ve kamu personelimizi yürekten tebrik ediyorum. Büyük bir fedakârlık gösterdiler. Şimdi karşı hamle yapma zamanı geldi.
Milli ve Manevi değerlerimizi de unutmayalım. Tövbe, Salâvat, Tevhit, Ezan, Dua, Zikir, Tezekkür ve Tefekkürü ihmal etmeyelim. Kur'an ve Ezan da büyük bir manevi enerji var çokça okunmalıdır. İnançlarımıza da sahip çıkalım.
Geçmiş dönemlerde Ahi teşkilatlarının gayretleri, birçok felaketi atlatmamızda etkili olmuştur. Bu gün de aynı şekilde devlet ve millet dayanışması ile her zaman el ele vererek zorlukların üstesinden geldik, geleceğiz. Çok kısa zamanda yeniden daha güçlü şekilde ayağa kalkacağız.
Farklılarımızı değil, ortak değerlerimizi ön plana çıkartalım. Milli birlik ruhu ile Bismillah diyerek yeniden daha güçlü bir irade ve azimle işimize gücümüze bakalım.
Moral bozmaya hiç gerek yok. Biz bu salgından daha güçlü çıkacağız. Tarihte sayısız medeniyetler, imparatorluklar, devletler, beylikler, atabeylikler kurmuş bir milletin evlatları bu zor durumdan da kısa sürede daha da güçlenerek çıkacaktır.
Şener Mengene
Stratejist/Araştırmacı-Yazar
Strateji Enstitüsü Genel Müdürü