Hazırlıklar yapılıyor ama yine de bu konuyu önemine binaen sürekli halkın ve kamuoyunun gündeminde tutmakta yarar var. 2021 Yılı Afet ve Acil Durum Eğitim Yılında pandemi’ye rağmen yoğun bir şekilde çalışmalar devam ediyor. İl ve İlçelerde Afet ve Acil Durum Yönetim Merkezleri oluşturuluyor. 112 Acil Çağrı Merkezleri tek numarada toplanıyor. Uygulamalı tatbikatlar geniş bir katılımla devam ediyor. Bu çalışmalar güzel ama yine ’de sürekli teyakkuzda olmak gerekir.
Önleyici eğitim çalışmalarına ve tatbikatlara daha fazla ağırlık verilmektedir. Dünyada ve Ülkemizde meydana gelen küresel ısınma, ekolojik sistemde değişimler ve mevsimsel iklim değişikliklerin dolayı ülkemizde sel, heyelan, toprak kayması, yıldırım, hortum, çığ gibi olaylar ve yangın, kimyasal olaylar gibi yapay afetlerde artışlar yaşanmaktadır.
EM-DAT verilerine göre, tüm dünyada doğal afetler 1980 öncesine göre üç kat artış göstermektedir. Ülkemiz, tektonik kuşakta yer aldığından deprem kaçınılmaz afet olarak karşımıza çıkmaktadır. Afet ve acil durum riskinin fazlası olması nedeniyle kısa, orta ve uzun vadeli afet planlaması yerel, bölgesel ve ulusal olarak yapılmalıdır.
Toplumsal afet bilincini artırmak için yazılı, görsel, radyo ve sosyal medya ile yerel, bölgesel ve ulusal medya da eğitici programlar ve kamu spotu gibi iletişim, video, resim gibi bilgilendirici reklam ve tanıtım programları yapılmalıdır.
Afet ve Acil Durum mevzuatında kamu, özel ve özerk kurumlar ile gönüllü teşekküllerin işbirliği artırılmalıdır. İlköğretimden itibaren eğitimler verilmelidir. Bütün kamu ve özel kuruluşlar afet planı hazırlamalıdır. Deprem ve ilkyardım çantası hazır edilmeli. Her ailede aile afet planı yapılmalıdır. Yangınlar, can ve mal kaybına sebep olmakta ve özellikle sanayi tesislerinde yaşanan olaylar ülke ekonomisini ciddi olarak olumsuz etkilemektedir.
İnşaat teknolojilerinde meydana gelen yenilikler ve akıllı şehircilik projelerinin uygulama ve entegrasyonu çok önemli, özellikle proje onay aşaması ve öncesinde zemin etütleri büyük önem arz etmektedir. Bölgesel olarak risk içeresin olaylar ve nedenleri belirlenmeli ve çözümler üretilmelidir. Dere yatakları kesinlikle yerleşime kapatılmalıdır. Bu konuda ilçe ve il ve büyükşehir belediyeleri, ilçe ve il özel idareleri ve kaymakamlık, üniversiteler ve valiliklere ve ilgili bakanlık ve merkezi kurumlara önemli görevler düşmektedir.
BM afet riskleri azaltılması için düzenlenen Sendai konferansı 2015-2030 kararlarında ülkemizin de imzası var. Bu kararlarda devlet ve yerel yönetimlerin STK'ları bu konu da destekleyeceği kararı var. Bu konu da STK'lar daha fazla desteklenmelidir. Acil Durum ve Afetler ile ilgili kurumlar arasında işbirliği geliştirilmeli. Acil Durum numarası tek numara uygulaması ülke genelinde uygulamaya geçirilmelidir.
AFAD, İtfaiye, UMKE, Hızır Acil, Emniyet, Jandarma, Sahil Güvenlik, Arama Kurtarma Dernekleri, Gaz, Elektrik, Su ve Zehir Danışma gibi kurumlar ortak komuta santralden yönlendirilmesi çalışmaları devam ediyor. Tarih tekerrürden ibaret değildir. Hatalar tekerrürden ibarettir. Bölgesel riskler azaltılmalıdır. Özellikle her yağmurda Karadeniz bölgesinde bir il, ilçe yada köyde sel veya heyelan yaşanmaktadır.
Ülke olarak Afet ve Acil Durumları kronik sorun olmaktan çıkarmak için kalıcı çözümleri uygulamaya geçmek mecburiyetindeyiz. Afet Riski Azaltma Planı'nın şu anda 6 ilde devam etmekte, 81 kentin 'İl Afet Riski Azaltma Planı'nın ise 2021 yılı sonu itibarıyla tamamlanması planlanmakta, 2021 yılını Türkiye'de 'Afet Eğitim Yılı' olarak ilan edilerek hazırlıklara ağırlık veridi. Ülke genelinde 18 bin 642 adet acil durum toplanma alanı gözden geçirilecek.
Türkiye Afet Müdahale planı(TAMP) güncellenmektedir. Bu konu da yoğun çalışmalar devam etmektedir. Ayrıca masabaşı ve saha tatbikatları yapılmalıdır. AFAD ve İtfaiye Gönüllü Projesi geliştirilmeli, mevzuatta yer verilmeli, yasal düzenleme yapılmalı. Afetler yaşanmadan önce bütün hazırlıklar tamamlanmalıdır. Bizlerde katkı sunmaya ve üzerimize düşeni yapmaya hazırız.