Sözcü Gazetesi, 16 Mayıs 2023 günü “Meğer bizim milletin karnı TOGG’muş” manşetiyle çıktı. Aklınca dalga geçmekte halkımızla. Bu dalga geçmenin altında düpedüz seçmenlere hakaret bulunmakta. Milli iradeyi küçümseyip aşağılama var. Halkı, yaşadıklarının farkında bile olamayan bir insan sürüsü olarak görmekte bu manşetçiler. Yani halkımız açmış, ancak aç olduğunun farkında değilmiş öyle mi?.
Yukardaki manşet ve altında yazılanlar, Türk gazeteciliğinin de demokrasisinin de yüz karası. Halkı adam yerine koymayan bir kaba, üstenci bir anlayış. Aslında Kılıçdaroğlu’nu destekleyen Sözcü ve diğer yayın organları, tüm koşullar, muhalefetten yanayken halkı aşağılayan anlatımları, haberleri yüzünden iktidara çalıştılar seçim kampanyası boyunca. Aşağılayıp küçümsediğin insanlardan siyasal destek beklemek usçu bir davranış mıdır?
Sözcü; TOGG, İHA, SİHA ve TCG Anadolu’nun üretilmesinin doğalgaz çıkarılmasının halkın yaşamı için önemsiz olduğunu anlatmaya çalışıyor. Halkın aç olduğunu, bu nedenle Savunma Sanayi alanında üretilen birçok teknolojik ürünün halkın aç karnını doyurmayacağını söylemekte.
Evet, halkımızın önemli bir kesiminin geçim sıkıntısı var. Bu geçim sıkıntısı, sayıları az da olsa bir kesimde açlık sınırında. Önemli bir halk kesimi de yoksulluk sınırında. Yoksul halk kesimleri, Kılıçdaroğlu ve arkadaşlarına güvenmedi sorunlarının çözüleceği konusunda. PKK’nın siyasal uzantısı olduğu apaçık belli olan Yeşil Sol Parti (YSP) ile Millet İttifakı’nın ilişkisini neredeyse yurttaşlarımızın tümü bilmekte. Neredeyse her köyde şehit gömütü var. Evladını şehit eden bir terör örgütünü koruyup kollayan bir adaya oy vermesi olanaklı mı halkın?
Anadolu halkı: “Açlığa, yoksulluğa dayanırım; ancak yurtsuzluğa dayanamam. Çünkü bir insanın, bir ulusun yurdu yoksa var olamaz.” diye düşündü.
Millet İttifakı’nı savunan siyasetçiler ve medyadaki destekçileri, Savunma Sanayinin ürettiği ve halkımızın göğsünü kabarttığı her şeyi küçümseyip yok saydı. Çoğu zaman: “Sanki TOGG alacak parası var da bu arabayla gururu duyuyor.” diyerek halkın yoksulluğunu yüzüne vurdular. Marmara Bölgemizde yapılan köprülerle ilgili de aynı tavır içindeydi muhalefetin sözcüleri ve medya bülbülleri. “Yaşamı boyunca bu köprülerden geçmeyecek olan Anadolu’nun ücra köşesindeki biri, niye sevinir köprü yapıldı diye.” biçimindeki sözlerle ulus olmanın gerekliliğini yadsıdılar umarsızca.
Başta CHP yöneticileri olmak üzere tüm Millet İttifakı katılanların yakın tarihimizi ivedilikle öğrenmesi gerek. 1925’te Kayseri Uçak Fabrikası THK’ca kurulduğunda ayağında çarık, sırtında ceket, kıçında don olmayan ve hatta açlıkla yüz yüze yurttaşlarımız bin bir çaputa sardıkları kuruşlarını THK’ya bağışladılar. Bu kuruşlar birikip sermaye oldu ve TOMTAŞ kuruldu. Bu bağışlarla ilk uçaklarımız üretildiğinde o dönemde yaşayan halkımızın neredeyse yüzde doksan dokuzu uçağa binmemişti. Önemli bir çoğunluğu ise belki de uçağı hiç görmemişti. Ancak açlığına, tokluğuna aldırmadan ülkesinin ürettiği uçaklarla gurur duydular. Ulusça yaptıkları bir işin sonunda sevinip mutlu oldular. Bugün de yurttaşlarımızın önemli bir bölümünün TOGG alacak olanağı olmasa da yerli otomobilin gururunu yaşaması olağan. Çünkü yurttaşımız yoksul da varsıl da olsa bu yurdun evladı. Yurdumuzda olan her iyi şeyle gurur duyması da hakkı. İşte, ulus olmak böyle bir şey. Kendini Türk ulusunun bir bireyi olarak görmeyenlerin bozgunculuğudur bu memnunniyetsizler.
Ey Sözcü, Türk ulusunu tanımamışsınız daha. Açlığını da tokluğunu da belli etmez bu toplum. Ülkesinin gücü, onu manevi olarak doyurur. Siz hiç manevi doyumun ne olduğunu bilir misiniz? Halkımız, teknolojik alandaki ilerlemelerin bir gün kendi yoksulluğuna da umar olacağını bilir ve sabırla bekler. Bir alanda üretim varsa o üretim tüm alanlara hızla yayılır. Bu bilinen, fark edilen bir toplumsal gerçek.
Adil Hacıömeroğlu
17 Mayıs 2023