Bu yazıyı, Pazar günü Göktürk mahalle temsilciliğinin düzenlediği kahvaltıya, neden haberimin olmadığı sorusuna aldığım yanıt olan, davet sahibinin "sadece oraya gidenleri çağırırım" duyumu için kaleme aldım.
İstanbul’un Eyüpsultan ilçesi benim, ben Eyüpsultan ilçesiyim. 173 yıldır canlarım burada doğdu, burada öldü. CANIMI SIKAMAZSINIZ, ben bu ilçeliyim. Burada doğduk, burada doyduk, burada öldük. Çarşıya bir baştan bir başa geçer, her dükkana selam verir, her dükkanın selamını alırım.
***
Siyasette de bu halkın teveccühünü kazandığıma eminim. Çünkü ben oyalamayı sevmem, ben kararsızlığı sevmem, ben yalanı dolanı sevmem, ben hızlı ve doğru karar vermekten yanayım.Her işimi pratikle yaparım. Hata yapmaktan korkmam, çünkü hatalarımı telafi etmeyi de bilirim, bedeli ne olursa olsun .
***
Kimsenin ayağını kaydırmam. Benim ayağıma taş koyanları da tanırım, bilirim.
Birlikten kuvvet doğar, ayrışma herkes için zararlıdır.
***
İlçenin yeni yerleşim bölgelerine yeni gelmiş Eyüpsultanlı komşularıma sesleniyorum;
Bİrilerini yok sayarak varlığınızı kanıtlayamazsınız, neden mi? Çünkü gün gelir başkaları da size aynısını yapar, ayrıştırmak ayrıştırmayı çağırır. Yanlış yoldasınız.
***
EyüpSultan’ı EyüpSultan yapan ilçenin merkezidir. İlçeyi yaşatan da yöneten de ilçe merkezidir. Merkez mahallelerimiz kadim bir kültüre sahiptir; o kültürü bilen, yaşayan, oluşturanlarla birlikte hareket etmeyi isterler.
***
Bu kadim ilçenin, kadim insanlarının, onay verdiği ögeleri yok sayarsanız, yok olmaya mahkum olursunuz. Geçmişiyle, şimdisiyle, geleceği ile bir bütün oluşturmak en doğru karardır. Kucaklayıcı olun ki size de kucak açılsın....