Dünyada en tartışılan ve yerleşik düşünsel yapıyı zorladığından dolayı en çok saldırılan mekanizma, biyolojik bilimler başta olmak üzere birçok soruya cevap veren, doğanın bir kanunu olan Evrim Mekanizmasıdır.
Evrimsel açıdan canlılar için hayatta kalmak ve üreme en önemli amaçtır. Bu amaç sadece insan, hayvan ve bitkiler için değil aynı zamanda virüs gibi mikroorganizmalar için de geçerlidir.
Yani Covid-19 da hayatta kalma ve üreme mücadelesi içindedir, sonuçta o da bizim gibi doğanın bir yavrusudur ve katil olmak gibi bir özelliğe sahip değildir. Bunun yanında evrimsel mekanizma adaptasyon, uyum denilen bir özelliğe de sahiptir. Bunun anlamı, tüm canlılar yaşadıkları ortama uymak zorundadırlar, aksi halde türleri ortadan kalkar. Virüsler de uyum sağlamazlarsa ortadan kalkarlar.
Covid-19 virüsü ilk kez insana bulaştı. İnsan bedeni (yani bağışıklık mekanizmamız) ve Covid-19 birbirlerini tanımıyorlardı ve bundan dolayı hem virüs, hem de bağışıklık mekanizmamız birbirlerine karşı çok saldırgandı. Bunun sonucu, sitokin fırtınası denilen ve insan bedenini de yıpratan ve ölümcül olabilen bir durum oluştu ve böylece birçok insan hayatını kaybetmeye başladı. Bir virüs için, bulaştığı insanın hayatını kaybetmesi, virüsün de ölümü demektir.
Hem bağışıklık mekanizması hem de Covid-19, bu durumda birbirlerine uyum sağlamaya başladılar. Çünkü bu savaş iki taraf için de kaybedilen bir savaş haline dönüşmeye başladı ve bu durum, evrimin hayatta kalma ve üremeyi garanti altına alma mekanizmasına aykırı bir durumdur. Her iki taraf için de bunu önlemenin yolu birbirlerine karşı adaptasyon (uyum)dur.
Bunu ölümlerin azalması ve virüs bulaşanlarda hastalığın hafif seyretme eğilimine girmesiyle görüyoruz.
Dolayısıyla zaman içinde (ki bu süre bir iki yıl olabileceği gibi birkaç ay da olabilir) virüsün hastalandırıcı ve öldürücü etkisinde azalma olacak, bağışıklık mekanizmamız da, virüsü daha iyi tanıyacak ve bir yabancı gibi ağır saldırı yapmayacak böylece de bağışıklık sistemimizin sitokin fırtınası gibi öldürücülüğü fazla olan mekanizmalarında da azalma görülecektir.
Virüs bilgilerimize göre, havaların ısınması da virüsü daha da zayıflatacaktır. Kaldı ki, virüsten ölüm oranı da (hastalık belirtisi göstermeyen veya hafif geçirenler de düşünüldüğünde) %1 civarındadır. Normal grip virüslerinde ise binde bir civarındadır. Yani o kadar da öldürücü değildir.
Elbette bu durum şu ilginç noktayı vurgular: Bağışıklık sistemimiz ve virüsün birbirlerini tanımaları için insanların Covid-19 ile temas etmesi gerekir. İşte sürü bağışıklığı denilen mekanizmasının esası budur. Ancak bu yeni bir virüsün ilk çıktığı anda uygulanacak bir yöntem değildir. İngiltere örneğinde olduğu gibi bunun bedeli çok ağır ödenebilir. O yüzden karantina önlemleri ile kontrollü bir temas ve bağışıklık kazanan insan sayısının artması, zaten süreç içinde toplumsal bağışıklığı arttıracaktır.
Sonuç olarak virüsün öldürücülüğü giderek daha da azalacak, bağışıklık mekanizmamız da virüse alışacak ve normal grip virüslerinde olduğu gibi şiddetli reaksiyonlar göstermeyecektir.
Evrim, birçok alanda olduğu gibi biyolojik anlamda da birçok şeyin açıklamasını sağlaması açısından bize yol gösteren mükemmel bir mekanizmadır. Ama kuralları açısından da çok acımasız bir mekanizmadır. Hatta ben buna faşist bir mekanizma diyorum.
Güzel Günler Dileklerimle