Dibine kadar vurmuş bir ortamdan kopmak, mümkün değil. Lafı neresinden tutarsan tut, neyi konuşacaksan konuş, bu süreçte yaşanan kriz, dayatma, vize ve başbakanımızın durumuna değinmeden geçmek mümkün olmuyor. Tikinin dönüp, dolaşıp kürkçü dükkanına geldiği gibi. Olumsuz bir enerjinin kuşatması altındayız. Başbakan Davutoğlu, gidecek mi, gönderilecek mi, gönderildi mi tartışmaları mahallenin kahvesine kadar inmiş durumda. Kahveye gelen simitçi dahi, başbakanın ipinin çekildiğini söylüyor. Siyasi yazgısının sonuna gelmiş, zorunlu bir gidiş ve bir trajedi. Zorunlu bir koparılmışlık ve çaresizlik durumu mu, ya da performans düşüklüğünün sonucu mu göreceğiz. Arkasından yığın yığın sorunlar ve sorular bırakarak gitmek de, işin başka bir boyutu. Sır küpü de mi gidici? Siyasette "attan inip, eşeğe binmek" gibi durumlarla çok karşılaşmış bir ülkeyiz. Ama kendisi değil, başkaları tarafından indirilmek, her anlamda "bitmek" demektir. Devletin tepesinde karşılıklı yalanlamalarla, hoca yolcu edilirken; Avrupa Birliği Komisyonu,Türk vatandaşları için vize muafiyeti tavsiyesinde bulundu. Gideceğiz, ama yol bozuk bozuk... Olur mu, olmaz mı şartların yerine getirilmişliğine bağlıdır. Koşulların en başında temel insan hakları geldiğine göre, gerisini siz düşünün. Elin oğlu, "bütün kötülüklerden arın da gel" mesajı vermektedir. Ancak dokunulmazlıklar konusunda; HDP  "darbeye hayır kampanyası" başlatmış durumda. Süreç başka bir boyuta doğru evriliyor. Başbakanın gidişatını gölgede bırakacak gelişmelerin işaret fişeği atıldı. Batı bize dokunabilir. Kürt sorunu, Alevi açılımı, Şamda namaz kılmak derken, yalnızlaşan bir ülke durumuna düştük. Turizmi anlatmasak bari. Neyini anlatalım. Turisti, mumla aramaya kalsan zor bulursun. Kapanan şirket sayısı çok fazla. İşsizlik, mülteci sorunu ve mültecilere harcanan işsizlik paraları. Ve büyüyerek devam eden toplumsal kopuşlar. Buna rağmen, nalına da vur, mıhına da vur, tavır ve davranışları. Kilis şamaroğlanına döndü. Işid'in canı sıkıldıkça, füzelerle Kilis'i dövüyor. Güneydoğu başka bir ülke konumunda. Vatandaşın can  ve mal güvenliği var mı, tartışılır. Ankaradaki gelişmeler, piyasaları alt-üst etti. Dolar Başbakanımız gibi aldı başını gidiyor. Ya arkadaş sayamadığım onlarca sorun var. Peki çözülen sorunlar hangileridir acaba? Şimdiden vizesiz Avrupa rüyasına yatanların sayısı, milyonlarcadır. Danayı bulmuşlar, ama kuyruğunu koparabilecekler mi? Haydi bakalım! Saray darbesi, yetkinin geri alınması, yeni başbakan olacakların ismi, nelerin olabileceğinin yorumlanması derken, gözümüzden kaçan, bu toz-duman içinde göremediklerimiz, bizden gizlenenler, bizden kaçırılanlar, bize reva görülenlerden de habersiz durumdayız. Depremden sonraki tusunami beklentisi gibi, bekliyoruz. Çünkü bizde yaratılan algı; Köroğlu'nun biri çıkacak, bekleyelim !