Şirketlerin 1 yıllık, 5 yıllık ve 10 yıllık olmak üzere bir iş planı vardır ve bunları bulundukları ülkenin ekonomik şartlarına göre uygulamaya koyar. Başaranlar hedefi tutturur, başaramayanlar ise ya batar ya da ağır aksak yürütmeye, tekerleği çevirmeye çalışır. Burada en çok zarar gören, kendisine hedef koyarak plan yapan, cebindeki paradan ve en değerli şey olan zamandan kaybeden patron olur. Para çalmaktan daha büyük suçtur benim nazarım da ZAMANI ÇALMAK. Çünkü para yerine konulur ama zaman asla…
Siyasette de böyledir ya da böyle olmalıdır bana kalırsa. Siyasi partiler bir plan çevresinde gelir, hedef koyar ve bunu seçmenine anlatır. İkna ederse iktidar olur edemezse muhalefette kalır. Hedefine iktidar olmayı koyan bir siyasi parti ise, onu iktidar taşıyamayan dar noktaları ve nerede hata yaptıklarını bir plan çevresinde düzletmeye çalışır ve bir sonraki süreçte iktidar olmak için var gücü ile çalışır.
10 yıllık ‘Genel Başkanlığı’ boyunca 9 seçim kaybeden, Cumhurbaşkanı adayı olmak yerine muhalefet partinin genel başkanı kalmak, her genel seçimde kendisinin karşısına çıkan kişiyi aday göstererek “Gel Bakalım Muharrem” gibi bir ifade ile Türkiye Cumhurbaşkanı adayını parti içinde sindirmeye çalışmak.
Tariften de anlaşılacağı üzere, Kemal beyin sanki bir seçilmişten ziyade atanmış hali, bir kere değil tam 9 kere kaybedip, her seferinde de aynı plağı koyup seçmenin karşısına çıkması. …düşündürücü…
Kayıplardan ders çıkartmak ve bir sonraki seçimlere kadar bir Business Toolkits yani iş planı oluşturamamasının ülkenin bugünkü olumsuz gidişatında payı nedir diye soranlara, ben; “ZAMANIMIZI ÇALIYOR” diye karşılık veriyorum.
Bir diğer tarafta da aynı partinin İstanbul gibi bir metropolün il başkanı işi gücü bırakmış bir anketörle didişmesine şahitlik ediyoruz. Ülkenin bu kadar derdi ve sıkıntısı varken o da “ZAMANIMIZI ÇALIYOR”
Mesela dün Bakırköy CHP ilçe başkanlığı ilçedeki kamu arazilerinin ranta açılmasına karşı bir eylem yaptı ama ne yazık ki böylesi hassas bir konuda 31 Mart yerel seçimlerinde Bakırköy’de 56.33 oy alan bir partinin eyleminde 53 kişi dahi yoktu.
Siyasi partiler, STK’lar ile iş birliği yapar ve böyle hassas eylemleri STK’lar üzerinden organize ederek, büyük de bir destek alır. Ama maalesef görünen o ki, STK’lar Bakırköy’de CHP ye olan inancını ve güvenini çoktan yitirmiş. Bir tek muhtarın bile alanda olmaması muhtarların mı yoksa organize edenin mi suçu düşünmek lazım.
Yani kısacası onlar da “ZAMANIMIZI ÇALIYOR”
İşin özeti, CHP’yi yönetenlerin bu vizyonsuz hali, ülkeyi her gün kaosa sürükleyen AKP hükümetini yaşamak için “ZAMAN ÜRETİYOR”
CHP il, ilçe ve belediye başkanlarından milletvekillerine ve genel başkanına kadar sesleniyor ve rica ediyorum.
ZAMANIMIZI ÇALMAYIN!
Kalın Sağlıcakla