Milli Eğitim Bakanı Sayın Hasan Ali Yücel’i rahmetle hatırlayarak başlamak isterim.
***
Türkiye’ye özgü bu eğitim projesini hayata geçirerek, toplumsal eğitimi ve gelişmeyi sağlayan saygıdeğer bakanı ne kadar rahmet ve minnetle ansak azdır.
O günden beri eğitim sistemimiz kötüye doğru yol almakta
KÖY ENSTİTÜLERİ
Milli Eğitim Bakanı Sayın Hasan Ali Yücel’i rahmetle hatırlayarak başlamak isterim.
***
Türkiye’ye özgü bu eğitim projesini hayata geçirerek, toplumsal eğitimi ve gelişmeyi sağlayan saygıdeğer bakanı ne kadar rahmet ve minnetle ansak azdır.
***
Eğitimin, öğretimin toplumsal gelişmeyi sağlayan önemli etkenler olduğunu bilerek, dünyadaki başarılı ve çok yönlü projelerden birini ülkemizde uygulayabilen o dönemin insanlarını da saygıyla anıyorum.
***
1946’da oy kaybetme uğruna bu değerli projeyi sonlandırmak en büyük hatalardan biriydi. Tıpkı bugün yine oy uğruna sayılmayacak kadar yapılan yanlışlar gibi. Bilim ve kültür eğitimi veren sistemi altüst etmenin yolunu o gün açmış olduk.
***
“Köy Enstitüleri” projesinin çıkış ruhu, yetiştirdiği ilköğretim öğretmenlerine çok doğru aktarılmıştı.
Mezun olup görev yerleri olan köylerine, iki sınıflı okullarına ve yanıbaşındaki iki odalı lojmanlarına vardıklarında henüz 18 yaşında bile değillerdi.
Çocuk yaşlarında kocaman bireylerdiler.
Aynı zamanda sanat, kültür, sağlık, tarım, hayvancılık, ev ekonomisi konularında donanım kazanmışlar ve aktarmak için kocaman yürekler edinmişlerdi.
Sadece sınıflarına gelen çocuklar değildi. Öğrencileri tüm köy halkını eğitmek, öğretmek ve dünyayı göstermek istiyorlardı.
Terzilik, marangozluk, baytarlık, hemşirelik, ebelik, nalbantlık, zirai mücadele, ciltçilik ve sayamadığım bir çok beceriye sahiptiler.
Bu sistemin ruhundan biraz bahsetmek isterim. İlk enstitü Hasanoğlan da kuruldu.
HASANOĞLAN
Yıl 1941,
***
Dünyada kocaman bir yangın her yeri yakıp kavuruyor. Uluönder’in kaybının üzerinden henüz üç yıl geçmiş.
***
Cumhuriyetimiz henüz 18 yaşında.
***
Yokluk, hastalık, cehalet gibi düşmanlarla amansız bir mücadele var. Hedefi ulu önder vermiş “MUASIR MEDENİYETLER SEVİYESİNE ÇIKMAK...
***
Cumhuriyeti kuran ve onu yaşatmayı ant içmiş kadrolar bunun tek yolunun eğitim olduğunu biliyorlar.
***
O yıl bozkırın ortasında yoksul bir köy olan Hasanoğlan’da bir enstitü kurmaya karar veriyorlar.
***
Bundan sonraki nesillerin eğitiminde öğretmen olarak görev alacak kadrolar için sistematik bir eğitim hazırlamaya karar veriyorlar.
***
Sonrasında, Anadolu’nun kuş uçmaz kervan geçmez yerlerinde 21 tane daha benzer eğitim enstitüsü kuruyorlar.
***
Türkiye' nin bozkırlarında tüm dünyaya örnek olacak bir eğitim sistemi kuruluyor.
Cehalete karşı müthiş bir mücadele başlıyor. Buralarda en az bir müzik enstrümanı çalabilen, dünya edebiyatını okumuş, anlatmış, anlatabilen, sanat eserlerini görmüş, anlayabilen, felsefe okumuş, konuşup, konuşulanı anlayabilen, öğretmeyi bilen öğretmenler yetiştiriliyor ve Türkiye’nin her noktasına aydınlığı ve ışığı dağıtmak üzere gönderiliyor.
Öyle nesiller yetiştiriyorlar ki doktorlar, mühendisler, bilim adamları, askerler devlet insanlarımız oluyor.
***
Köy Enstitülerinden yetişenler, hasta ve yoksul ülkeyi sırtlıyorlar, sadece tarımla geçinen ülkede üretim tesisleri fabrikalar kurulmaya başlanıyor. Sonradan bu tesislerimizi yok pahasına satacağımızı bilmiyor.
***
Bu geleceğe dönük müthiş hikâyeye son vermek için, karanlık ve örümcek beyinli güçler devreye giriyorlar. Muhalefet etmek uğruna ülkemize çağ atlatacak bu projeyi bitiriyorlar.
***
O günden beri eğitim sistemimiz kötüye doğru yol almakta. Böylece anlıyoruz genel kalitesizliğin ve paçozluğun nedenini.
***
Yine de umut üretmemiz gerek, umutsuzluk bize yakışmaz. Bizim büyük bir umut ışığımız var, o ışığı anlamaya çalışıp, yaptıklarını, yaptırdıklarını anımsayarak yeniden ve yeniden yapabiliriz. Bu vatanı sevdikçe, sahip çıktıkça umudumuz hiç sönmeyecek.
***
Yarınlara doğru yolumuz açık olsun...