Son zamanlarda farklı kentlerden gelen heykel görsellerini görünce içim cız ediyor. Nasıl bu zevksizlik abidesi heykelleri kentin en mutena yerlerine kondururlar? Aklım almıyor.
Halbuki Anadolu'da toprağı sıksan heykel fışkırır, hem de en harikuladesinden… Anadolu’da kazılarda ortaya çıkan Milattan öncesine ve sonrasına ait heykellerin hepsi birer başyapıt adeta. Şansa günümüze kadar saklanmış heykellerin bazıları da inşaat temeli kazısı sırasında ortaya çıkmıştır.
Özelikle bereketli Antakya toprakları bu konuda da bereketini esirgememiştir. Hatay Arkeoloji Müzesinde yer alan heykellerle bezeli lahitler ve mozaiklerin bir kısmı rastlantı sonucu bulunmuştur. Bu cömertlik en son Antakya Müze Otelinde kendini göstermiştir. Otelin inşaatı sırasında tarihi eserler gün yüzüne çıkmış ve otel ona göre inşa edilmiştir. Otelin altı tarihi eserlerle dolu ve siz otelde kalırken, bu tarihi eserleri rahat görebiliyorsunuz. Dünyada böyle bir örnek yoktur sanırım.
Yani diyeceğim o ki bu topraklar heykele ve heykeltıraşlara yabancı değildir öyle. Son yüzyılda bile bu topraklarda ciddi heykeltıraşlar yetişmiştir. İşte onlardan biri İlhan Koman. Meşhur Akdeniz Heykelini iyi bilirsiniz. Hani İstiklal Caddesi’nde bulunan Yapı Kredi Kültür Sanat Binasının 3'üncü katında tüm ihtişamıyla ellerini açmış, bizleri kucaklamaya hazır heykeli. İlk 1980 yılında Zincirlikuyu’da kendini gösteren heykel, birkaç adres değiştirdikten sonra şimdiki yerine taşındı. Merhum gazeteci ve yazar Çetin Altan, 1998 yılında bu heykelin Köyceğiz Gölü ile Akdeniz’i birbirine bağlayan Dalyan Boğazı’nın Akdeniz’deki ucunu gören bir yere taşınmasını istemişti. Heykel, 2014 yılında İsrail’i protesto gösterileri sırasında Levent’teki yerinde zarar da görmüştü.
İlhan Koman sadece bu heykeli yapmadı. Birçok harikulade işe imza attı. Dünyanın çeşitli yerlerinde yapılan bazı dev ünlü mimari eserlerle Koman'ın eserleri arasında ciddi benzerlikler var. Bu mimari eserler son 20 yılda yapılırken, İlhan Koman'ın eserleri son 40 yılda, son 60 yılda belki daha eski yıllarda yapılmış eserler.
Bazen düşünüyorum İlhan Koman bu topraklarda (17 Haziran 1921 – Edirne) değil de Avrupa’nın farklı bir kentinde doğup büyümüş olsaydı, nasıl da sahip çıkılırdı. Belki ona ait eserleri gezmek için onun adına açılan müzede saatlerce sıra beklerdik.
Adalar Belediye Başkan Adayı olmak istediğimde en çok da yapmak istediklerimin başında İlhan Koman'la özdeşleşmiş Hulda adını verdiği tekneyi Adalara kazandırmak geliyordu.
Koman o tekneyi İsveç'te satın aldı ve yaşamını eşi ve çocuklarıyla o tekne içinde sürdürdü. O tekne aynı zamanda Koman’ın çalışma atölyesiydi de. O tekneye misafir olmayan şair, yazar ve aydın yok gibi. Koman, o teknede Yaşar Kemal, Can Yücel, Mihri Belli, Abidin Dino, Demir Özlü, Tuncel Kurtiz, Aşık Nesimi ve Zülfü Livaneli gibi isimleri misafir etmiş. Bunlar benim bildiğim isimler, kim bilir bilmediğim daha nice isimler o teknede misafir olmuşlardır.
Hulda bildiğim kadarıyla en son Bodrum'a demir attı. Tekneyi gezerseniz eğer İlhan Koman'ın nasıl bir zevke sahip olduğunu çıplak gözlerinizle de görebilirsiniz.
Yaşamının önemli bir bölümü İsveç’te geçen İlhan Koman’ın bir lakabı Evliya bir lakabı da Türk Da Vinci’dir. Bu lakap ona sanırım İsveç’te takılmış. Koman’ın bazı eserleri İsveç’in başkenti Stockholm’de de sergilenmektedir. Bunlardan en bilineni demirden yapılmış “Leonardo’ya Selam” adlı eseridir. Anıtkabir’de Sakarya Savaşını anlatan rölyefler de İlhan Koman’a aittir.
Benim sizlerden ricam en azından internette de olsa İlhan Koman'ın eserlerini görmeniz, onun hayatına dair yazılanları okumanız ve böylesi bir değerden haberdar olmanızdır.
Ne dersiniz, yazımı 30 Aralık 1986’da İsveç’te ölen bu büyük heykeltıraş için büyük şair Can Yücel’in yazdığı şiirle noktalayalı mı:
“Bir Evliyaya
İlhan Koman ki tıraşsız heykeltıraş
Uçmağa doğru sakallı...
Elinde bombalarla bebekler
Heykel gibi olmayan heykeller,
Taşınırdı garip maacir
Güneyinden Kuzeyine Kutupların
Battı batacak teknesiyle
Varmak için Edirne'ye
Selimiye'ye”
Kalın Sağlıcakla
Nurcan