Nurhan Çetinkaya
Köşe Yazarı
Nurhan Çetinkaya
 

Eskilerden kim kaldı… Bir sen bir de Balatlı Mişon,

Eski İstanbul kabadayısı, zamanının bıçkın delikanlısı, ayrıca tavla dâhisi, üstelik Yahudi Balatlı Mişon. Hani bir söz var ya, benim de sevmediğim ve tasvip etmediğim, “Korkak Yahudi’’ O kadar çok Yahudi arkadaşım var, doğrusu hiç korkağına rastlamadım. İstanbul’un çok ilginç semt kabadayıları vardı. İçlerinden bir kabadayı olan Balatlı Mişon’u hep duydum fakat görmeye yaşım yetmedi. Aralarında bir anlaşmazlık olduğunda racon keserlerdi. Kendilerinden yaşlı ve bilge bir kabadayı her ikisini de dinler, kimin haklı olduğuna karar verirdi. Genelde karara kimse itiraz etmezdi ancak ederlerse tek seçenek vardı: Düello. İşte bilinen en eski ve ünlü İstanbul kabadayıları: Hrisantos, Şık Manol, Yamalı Yorgi, Kesik Nikola, Odesalı Kosti, Piç Ardaş, Arap Hüsnü, Konyalı Osman… Zaman içinde lahmacunun hamburgere yenildiği gibi kabadayılıkta mafyalığa yenildi… Buda benden; Ortaokul yıllarım 12 Eylül dönemine denk gelmişti. 13 yaşına girmeme 60 gün vardı. Öncesi bir trajediydi. 12 Eylül; anarşi her yerde, okullar tatil, kahvehaneler taranırdı. Belli bir saatten sonra sokağa çıkmaya korkardık… Bizim sokakta elinde kırmızı boya ile duvarlara yazı yazan gençlerin mesaileri, polis düdüğünü duyana kadar devam ederdi. Bunlardan biriydi Serpil… Kafasında kasketi, üzerinde parkası, kollarını sıvamış. Ellerinde kırmızı oje yerine duvara yazı yazdıkları boyanın kırmızısı, ayağında potin. Biz onun kadın olduğunu bile anlamamıştık, ta ki sesini duyana kadar… Bildiğiniz erkek Fatma! Yine bir polis düdüğünde kaçamayacağını anlayınca bizim oturduğumuz apartmanın açık olan kapısından içeri girip, bodrumdaki kömürlüğe saklanmış. Sonra tanıştık… Tıp öğrencisiydi bizim Erkek Fatma Serpil. Sonra duyduk ki, başka bir ülkeye iltica etmiş ve bugünde yazışıyoruz hala… Göç ettiği ülkede çok önemli bir bilim insanı oldu Serpil (Serpil’in gerçek adı bizde saklı…) İnsanlığa çok önemli hizmetleri var... Daha nice beyinleri yanlış politikalar yüzünden kaybediyoruz. Serpil gidebilenlerden. Gidemeyip de ceza evlerine düşen Serpillerin yaşamla bağı koparıldı… Bugün hala Serpil gibi bir çok değerli beyin,  yanlış politikalar yüzünden kuşlar gibi göç etmeye devam ediyor… Temennim o ki, tersine göçün başladığı günler gelecek ve o gün benim için bayram olacak. Kalın sağlıcakla, Nurhan.
Ekleme Tarihi: 16 Aralık 2020 - Çarşamba
Nurhan Çetinkaya

Eskilerden kim kaldı… Bir sen bir de Balatlı Mişon,

Eski İstanbul kabadayısı, zamanının bıçkın delikanlısı, ayrıca tavla dâhisi, üstelik Yahudi Balatlı Mişon.

Hani bir söz var ya, benim de sevmediğim ve tasvip etmediğim, “Korkak Yahudi’’

O kadar çok Yahudi arkadaşım var, doğrusu hiç korkağına rastlamadım. İstanbul’un çok ilginç semt kabadayıları vardı. İçlerinden bir kabadayı olan Balatlı Mişon’u hep duydum fakat görmeye yaşım yetmedi.

Aralarında bir anlaşmazlık olduğunda racon keserlerdi. Kendilerinden yaşlı ve bilge bir kabadayı her ikisini de dinler, kimin haklı olduğuna karar verirdi. Genelde karara kimse itiraz etmezdi ancak ederlerse tek seçenek vardı: Düello.

İşte bilinen en eski ve ünlü İstanbul kabadayıları: Hrisantos, Şık Manol, Yamalı Yorgi, Kesik Nikola, Odesalı Kosti, Piç Ardaş, Arap Hüsnü, Konyalı Osman…

Zaman içinde lahmacunun hamburgere yenildiği gibi kabadayılıkta mafyalığa yenildi…

Buda benden;

Ortaokul yıllarım 12 Eylül dönemine denk gelmişti. 13 yaşına girmeme 60 gün vardı. Öncesi bir trajediydi. 12 Eylül; anarşi her yerde, okullar tatil, kahvehaneler taranırdı. Belli bir saatten sonra sokağa çıkmaya korkardık…

Bizim sokakta elinde kırmızı boya ile duvarlara yazı yazan gençlerin mesaileri, polis düdüğünü duyana kadar devam ederdi. Bunlardan biriydi Serpil…

Kafasında kasketi, üzerinde parkası, kollarını sıvamış. Ellerinde kırmızı oje yerine duvara yazı yazdıkları boyanın kırmızısı, ayağında potin. Biz onun kadın olduğunu bile anlamamıştık, ta ki sesini duyana kadar… Bildiğiniz erkek Fatma!

Yine bir polis düdüğünde kaçamayacağını anlayınca bizim oturduğumuz apartmanın açık olan kapısından içeri girip, bodrumdaki kömürlüğe saklanmış. Sonra tanıştık…

Tıp öğrencisiydi bizim Erkek Fatma Serpil. Sonra duyduk ki, başka bir ülkeye iltica etmiş ve bugünde yazışıyoruz hala… Göç ettiği ülkede çok önemli bir bilim insanı oldu Serpil (Serpil’in gerçek adı bizde saklı…) İnsanlığa çok önemli hizmetleri var... Daha nice beyinleri yanlış politikalar yüzünden kaybediyoruz. Serpil gidebilenlerden. Gidemeyip de ceza evlerine düşen Serpillerin yaşamla bağı koparıldı… Bugün hala Serpil gibi bir çok değerli beyin,  yanlış politikalar yüzünden kuşlar gibi göç etmeye devam ediyor…

Temennim o ki, tersine göçün başladığı günler gelecek ve o gün benim için bayram olacak.

Kalın sağlıcakla,

Nurhan.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yurt-haber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.